Y-a-v-a-ş-l-a-m-a-k – Nesteren Gazioğlu

1 Aralık 2017

Mindfulness ya da Bilinçli Farkındalık kavramlarını duydunuz mu?  Her geçen gün daha fazla duymaya başlayabileceğiniz bir kavram.  Bundan iki sene önce Avrupa Aile Terapileri Konferansı’nda Mindfulness uygulamalarının Amerika’da müfredata girmesi yönünde pilot çalışmaları duyduğumda bayağı ilgimi çekmişti. Çoğumuz gün içerisinde otomatik hareketler, davranışlar ve kalıplarla yaşıyoruz.  Çocukluk çağından farkında, bilinçli farkında olmak şahane bir fikir.

Peki nedir mindfulness?  Kabat-Zinn’in (2003) bilinçli farkındalığı mevcut anda, anbean deneyimin çözümlenmesine yargısız ve kasıtlı olarak dikkati odakladığımızda beliren farkındalık şeklinde tanımlamıştır. Daha da netleştirecek olursak şu an ne yaptığımıza farkında bir şekilde odaklanarak bedenimize ve zihnimize şahitlik etmektir. Gelecekle ilgili planları, kaygıları, beklentileri istekleri kenara bırakmak; geçmişle ilgili keşkeleri, olumsuz düşünce kalıplarını, değişmesi istenen ya da tekrarlanması istenen kalıpları kenara bırakmak ve anla ilgili otomatik davranışları, düşünceleri ve kalıpları kenara bırakmak sadece deneyime şahitlik. Mindfulness kelimesini MBSR kalıbı içerisinde de duyabilirsiniz.  Mindfulness Based Stress Reduction yani Bilinçli farkındalık odaklı Stres Azaltma.  Sekiz haftalık katıldığım uygulama sanırım kendime yaptığım en güzel hediyelerden birisiydi. 2002 yılından beri hipnoz, imgelem ve çeşitli zihin teknikleri eğitimine katılmamın da avantajı ile mindfulness sürecine geçişim son derece meraklı, keyifli ve doyurucu oldu. Grupta yeni başlayanlara baktığımda ise onların da benzer bir keyfi yakaladığını gördüm.  Aslında hepimizin ihtiyacı aynıydı Y-A-V-A-Ş-L-A-M-A-K. Hayat tempolu; iş, aile, çocuklar, güvende hissetmek, sağlıklı, huzurlu olmak… hepsi bizi bir programa ve koşuşturmaya itiyor.  Belki de iyi ve huzurlu hissetmek yavaşlamaktan geçiyordur.  Aile içinde yavaşlamak, ilişkilerde yavaşlamak, işyerinde yavaşlamak, düşüncede yavaşlamak.  Örneğin pilates ile aerobik arasındaki farkı düşünün. Aerobikte bir tempoya kaptırıp kendimizi sayı sayarak hangi kası kullandığımızı fark etmeyebiliriz ancak pilateste hareketi yavaşlatarak daha farkında olarak, kası ve bedenimizi, hareketin bedenimize etkisini hissederek süreci ilerletiriz. Mindfulness da benzer bir süreç.  Ne yapıyorum, nasıl yapıyorum bu deneyim nasıl bir şey; deneyimi otomatikten çıkararak bilinçli farkındalığa geçiyorum.  Bilinçli farkındalığı hayatıma entegre etmeye başladığımda ise beş duyumu daha da fazla farkında kullanmaya başladım.  Yaşadığım anların kıymeti arttı. Çocuklarla da pratik edilebilecek olan mindfulness uygulamasını şüphesiz önce kendimiz içselleştirirsek onlara aktarmamız daha rahat olacaktır.

Deneyin; Uygulamaya geçerken yapılabilecek en basit örneklerden birisi yemek masasında yapılabilir.  Masaya oturduğunuzda herkesin tabağına ailedeki tüm bireylerin severek tüketebileceği bir lokmalık bir yiyecek koyun. Örneğin, bir lokma ekmek, bir kuru kayısı parçası, bir kuru üzüm tanesi ya da bir dilim muz…  İlk çalışmada yönergeleri sizin vermeniz gerekir ancak sizin verebilmeniz için sizin de bu uygulamadan önce biraz pratiğe ihtiyacınız var. Sırasıyla süreç şu şekilde ilerler; masada her bir birey tabağındaki yiyeceği gözlemler, sonra eline alıp inceler; acaba nasıl görünüyor, yüzeyi nasıl, şekli nasıl, dokusu nasıl… sonra diğer elinizle de dokunarak incelemeye devam edersiniz; çevirirsiniz, her yüzeyini iyice ve dikkatlice gözlemlersiniz. Bir sonraki aşamada belki iki parmağınızla azıcık sıkar ve dokusunu daha da iyi anlamaya çalışırsınız. Sıra diğer duyu organlarımızda. Elimizdeki yiyeceği kulağımıza götürürüz ve sesini dinlemeye çalışırız. Bu çalışmayı ilk yaptığımda kuru üzüm tanesinden çıkan ses beni hayrete düşürmüştü. Teker teker kulaklarımıza götürürüz belki her kulağımızın işittiği birbirinden farklıdır.  Sıra kokusunu keşfetmeye geldi. Burnumuza götürerek kokusunu almaya çalışalım. Belki teker teker delikleri kapatarak da farklı aromaları yakalayabilirsiniz. Yavaşça son aşama olan tadıma geçiyoruz.  Dudağınıza değdirin bakalım ne hissediyorsunuz.  Ağzınıza dilinizin üzerine koyun. Tadı nasıl? Lezzeti? Çiğnemeden önce ağzınızın içerisinde dolaştırın. Dilinizin altına, damağınıza seyahat etsin. Dokusu değişiyor mu?  Yavaş ve farkında olarak çiğneyin ve mümkün olabildiğince midenize giden yolda onu takip edin.  Tüm duyu organlarınızı aktive ederek ve yaklaşık en az yirmi dakikada yediğiniz bu lokmanın tadı kesinlikle diğer otomatik yenilenlerden farklı olacak.

Mindfulness özetle benim hayatıma lezzet kattı.  Deneyimlerimi, her tür deneyimi; mutlu, kaygılı, üzgün, heyecanlı… daha farkında ve bilinçli farkındalıkla keşfederek yaşamaya çalışıyorum.  Aile yaşantıma ufak egzersizlerle entegre ederek ailece birbirimizi daha fazla deneyimlememize yol açıyorum.  Sizlere de 2017’nin son günlerinde mindfulness ile tanışmanızı ve 2018’i bilinçli farkındalıkla karşılamanızı öneririm.  2018 hepimize dinginlik, huzur ve yaşam lezzeti getirsin.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir