Önce güven rezervuarını doldurun- Nesteren Gazioğlu

2 Kasım 2016

nesteren_gazioglu
Sonbaharın dokusunu keyifle hissettiren Kasım ayı geldi. Doğumgünümün de Kasım ayında olmasından dolayı Kasım benim için umut, coşku ve yeni hedefleri temsil ederken; bazıları için kışın yaklaşmasını, üşümeyi ve karanlık bulutlu havaları çağrıştırabiliyor. Hava durumu bazı kişilerin duygu durumunu da etkileyebiliyor. Peki bu etkileşimden aileler ve çocuklar nasıl etkileniyor? Bu ayki yazımda ebeveyn çocuk etkileşiminden ve güvenden bahsedeceğim.
Yeni doğan bir bebek düşünelim; pürüzsüz cildini, minicik ellerini ve ayaklarını hayal edin. Kafasını küçük hareketlerle oynatırken, kucağınıza aldığınızda buram buram gelen bebek kokusunu düşünün. Şimdi de madalyonun öteki yüzü; ihtiyaçlarını ifade edemediği için ağlayan, zaman zaman çözüm bulamadığınızı hissettiren, acıkan, bezinin değiştirilmesi, hareket ettirilmesi için sürekli size ihtiyacı olan da aynı bebek; emzir, mamasını hazırla, kontrol et, temizle, sev… Bir bütün olarak baktığımızda son derece keyifli ancak bireyin yaşantısını yeni bir tempoya sokan bir canlı var elimizde. Canlılar arasında yavrusu en fazla bakıma muhtaç olan insan olduğunu düşünürsek, bu bakım aynı zamanda da uzun soluklu olacak. Bu süreçte ise ebeveynin ruhsal durumu en büyük kilit taşı. Tarihi eserlerdeki kemerli kapıları anımsayın, iki yandan ortaya doğru gelen taşlar ve tam ortada en tepede kilit taşı. Esasında o kemeri ayakta tutan kilit taşıdır. Ebeveynin, bakım veren kişinin ruhsal yapısı da çocuk gelişiminde kilit taşıdır.
Ebeveynin yeni doğan bebeğini beslemesi, bezini değiştirmesi temizlemesi ne kadar mühimse, güvende hissettirmesi de o kadar elzemdir. Bu alandaki çalışmaların geçmişine baktığımızda anneden ayırma ve sosyal izolasyon deneyleri ile dikkat çeken Harlow karşımıza çıkar. Amerikalı bir psikolog olan Harlow 1930’lu yıllarda maymunlar üzerinde çalışmaya başlamış ve annesinden ayrılan maymunların davranışlarını gözlemlemiştir. Günümüzde etik açıdan bakıldığında eleştirebileceğimiz bu çalışmalar, o dönemin koşullarında alana büyük katkı sağlamıştır. İleriki yıllarda ses getiren bağlanma kuramının şekillenmesine veri sağlamıştır. İnternette videolarını da bulabileceğiniz çalışmalardan birinde, doğum sırasında annesinden ayrılan 106 kodlu bir maymunun süreci aktarılıyor. 106, doğduğu günden itibaren herhangi başka bir maymun ile temas ettirilmiyor. Bulunduğu kafeste iki anne maketi var; tel anne ve kumaş anne. Tel anne içerisi boş tellerden yapılmış metal bir bedene sahip. Tel anne, bedeninin içerisine entegre edilmiş biberon sayesinde 106’yı besliyor. Kumaş anne, boyut olarak tüylü anneye benziyor. Tel anneden iki temel farkı var; tüylü bir kumaş ile kaplanmış ve biberonu yok. Bebek maymun 106, tel anneye gidip besleniyor, sonra kumaş anneye sarılıyor; besleniyor, sarılıyor; besleniyor, sarılıyor. Zaman zaman da kafesin içerisinde dolaşıyor ya da uyuyor. Araştırmacılar bebeğin tel ve kumaş anne üzerinde geçirdikleri günlük toplam süreyi hesaplıyorlar. Sonuçlar etkileyici. Kumaş annenin üzerinde günde ortalama on yedi ila on sekiz saat arası zaman geçiren 106, tel annenin üzerinde gün boyu toplam bir ila iki saat geçiriyor. Beslenme ihtiyacını karşılayan tel anneden ziyade, sarılma ve temas ihtiyacını karşılayan kumaş annede daha fazla zaman geçirdiğini görüyoruz. 106 kumaş annenin üzerindeyken tek eli ile ona sarılıyor, diğer eli ile kendisine. Bulgular araştırmacıları daha da meraklandırıyor ve korkacağı bir durum karşısında 106’nın hangi anneyi tercih edeceğini araştırmaya başlıyorlar. Güvenli üs olarak hangi anneyi seçtiğini araştırmak için metalden üretilmiş, hareketli, sesli ve ışıklı bir robot oluşturuyorlar. Bebek maymun, kafesinde huzurlu bir şekilde anneleri de yanında dinlenirken, robotu kafesin yanına kapalı bir kutu içerisinde sıfırlayacak şekilde yaklaştırıyorlar. Aniden bebeğin kafesine bakan kapağı kaldırıyorlar. Bebek maymun robot ile burun buruna geliyor, çığlık atarak kaçıyor. Tüm korkusunu, dehşete düşmüş bakışlarını gözlemleyebiliyorsunuz. Peki kime doğru kaçıyor? Kimden güç alacak? Bebek maymun hızlı ve tereddütsüz bir şekilde kumaş anneye yapışıyor. Bir eli kumaş anneye sarılırken, diğer eliyle kendini sıkı sıkı tutuyor. Ancak çok kısa süre içerisinde ilginç bir şey daha oluyor. Kumaş annesinde yani kendi güvenli üssünde korkusunu unutmaya başlayan 106, robota kafa tutmaya başlıyor. Artık arkasında ona güven veren bir dayanak noktası var. Kilit taşı sağlam.

nesteren_kasim

Önceliğiniz güvende hissetmesini sağlamak olsun.
Peki tanımadığı, yabancı hissedeceği bir ortamda bebeğin hangi annesini seçeceğini düşünürsünüz? Acaba yabancı, korkacağı ortamda sadece tel anne olsa ona da gidip sıkı sıkı sarılır mıydı? Bu sorunun cevabı için 106’nın daha önce hiç görmediği bir oda tasarlanıyor. Odanın içerisinde çeşitli objeler var; tırmanma tahtası, kumaş bir parça, bir kap, kağıt parçası… 106 odanın içerisine konulduğunda bu yabancı ortamda yere yakın, tedirgin hareketler sergiliyor. Odanın içerisindeki kumaşın yanına siniyor. 106 odadan çıkartılıyor ve tel anne odanın içerine yerleştiriliyor. 106 ikinci kez odaya konulduğunda, dünyaya geldiğinden beri onu besleyen tel anne de artık odanın içerisinde. Ancak 106’nın duruşunda bir farklılık gözlemlenmiyor. Tedirgin, sinmiş, kaygılı görünümü devam ediyor. Üçüncü aşamada ise tel anneyi çıkartıp tüylü anneyi odaya yerleştiriyorlar. 106 üçüncü kez odaya girdiği anda kumaş anneyi fark ediyor. Koşup üzerine atlıyor. Harlow’un deyişi ile güven rezervuarını dolduruyor ve sonra odadaki objelerle oynamaya başlıyor.
Harlow’un çalışmasından çıkartılan bulgular, insan ve yavrusu üzerindeki süreçlerde de merakı arttırdı ve zaman içerisinde bağlanma kuramı alanına ilgi arttı. Kıssadan hisse, bir bebeği beslemek, altını değiştirmek, yıkamak önemli ancak asıl önemli olan kilit taşı yani güven hissiyatı ve kurulan bağ. Kilit taşı sağlamsa üzerine binayı kurabilirsiniz. Binanın zeminin sağlam olması için önce kendinize iyi bakın, sonra bebeğinizle bağ kurun.
Keyifli bir sonbahar sizi bekliyor, hangi açıdan bakacağını seçmek sizin elinizde.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir