“Baba olmak” ne anlama gelir?

6 Şubat 2015

Annelik, bebeğini kucağına alan tüm kadınlar için kuşkusuz dünyanın en vazgeçilmez unvanı. Peki ya babalar? Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Uzman Psikolog Burcu Subaşı, babaların hamilelik sürecinden, bebeklik ve çocukta aile içerisindeki iletişimleri hakkında bilgilendiriyor.

Aile içerisinde uyumun sağlanabilmesi için tüm aile bireylerinin iyi bir iletişim halinde olması gerekir. Evlilik sonrasında hamilelik dönemiyle birey olmaktan çıkıp, sorumluluklar artmaya başlar. Kadınlar, hayatlarındaki bu sürece hamilelik döneminin de katkısıyla yavaş yavaş alışırken, erkekler doğumla birlikte anlık bir değişiklik yaşar. Ailede baba figürü oldukça önemlidir. İyi bir iletişim ve mutlu bir aile ortamı için babalara düşen görevler neler?

Hamilelik döneminde destek
Hamilelik bir kadının yaşamında edindiği eşsiz deneyimlerden biri olmakla birlikte; onda farklılık yaratan ve onu özel hissettiren bir süreçtir. Bu süreçte hamile olan kadın hem fizyolojik hem biyolojik hem de psikolojik olarak bir takım değişiklikler yaşar. Yaşanan bu değişikliler, hamile kadın tarafından bazen de kaygı verici değişimler olarak hissedilip yorumlanabilir.
Bu süreçte baba adaylarının gebelik, doğum ve bebek bakımı gibi konularda bilgi sahibi olması, bu sürece yakından dahil olması süreçteki paylaşımların artmasına anne ve bebeğin güvende hissetmesine ve sürecin daha sağlıklı tamamlanmasına yardımcı olacaktır.
Baba, hamilelik dönemine sadece annenin süreci gibi bakmak yerine, kendini de sürece dahil etmelidir. Baba adayları hamilelik sürecini ne kadar yakından takip eder ve süreçte ne kadar etkin rol oynarsa kendini de o denli babalık rolüne hazırlamış olur.

Bebeklik döneminde baba
Dünyaya yeni gelen bebek, ilk aylarda kendini annenin bir uzantısı zannetmektedir. Anne ile bebek arasındaki kordon bağı, doğum sırasında kesilse de simbiyotik bağ kesilmez. Çünkü ilk aylarda anne de bebekten ayrışmak istemez. Bu yakınlık ve bağlılık ile bebek dış dünyayı anne üzerinden tanır ve anlamlandırır. ‘Evet dışarıda bir sürü erkek var ama annem bir tanesine farklı davranıyor, demek ki bende ona yakın davranmalıyım’ bebeğin iç sesi ve babası ile olan yakınlığının nedenidir. Baba ile çocuk arasındaki ilk güven ilişkisinin temelleri bu dönemlerde atılır. Babalar, bebeklerin güven, sevgi ve kabul görme ihtiyaçlarına ne denli olumlu cevap verirse bebek ile olan ilişkileri de o yönde güç kazanır.
Bebeklik dönemlerinde kurulan ilişkilerin temelinde, bebeğin istek ve arzularına zamanında yanıt alma ya da zamanında yanıt alamama ve bu istek ve arzuların bekletilmesi dinamiği önemli bir rol oynar. Anne ve babalar, bu güvenlik, sevilme, korunma ihtiyaçların giderilmesi konusunda ne kadar hassas davranırsa ilişkileri de o denli sağlıklı temellere oturtulacaktır.

Baba ve çocuk arasındaki problemler
Baba ve çocuklar arasında yaşanan problemler, her yaş ve döneme göre çocuğun aileden, ailenin de çocuktan beklentilerine göre değişiklik gösterir. Genel hatlarıyla; bebeklik döneminde ihtiyaçların yerinde ve zamanında karşılanması ile başlayan beklentilerin yerini, zamanla sınır koyma ya da koyamama problemleri, ailelerin çocuklarını fazla disipline etmek ya da disiplinden uzak kuralsız yetiştirmesinden kaynaklanan sorunlar artarak çoğalır. Gelişimsel hiçbir problem, tek başına ele alınamaz. Önceki dönemlerde temelleri atılan sağlıksız yaklaşımlar birikerek çoğalır ve daha büyük problemler olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle, problemlerin üstünü kapatmak yerine, uzmanlardan yardım almak, hem aile dinamiği hem de çocukların kişilik gelişimleri açısından faydalı olacaktır.

Kızlar babaya, erkekler anneye mi düşkün?
Freud’un ödipal dönem diye adlandırdığı evre, cinsel kimlik evresidir. Ödipal dönem, çocuk 2,5-3 yaşlarına geldiğinde ortaya çıkan cinsel kimlik dönemidir. Bu dönemde çocuk biyolojik ve zihinsel olarak cinsiyetini tanımaya başlar. Ancak bu dönemde anne ve babasının arasındaki farkları görüp, kendi cinsiyetini de belirleme ile ilgili bir keşfe çıkar. Erkek çocuk babaya, kız çocuk anneye benzediği anlar ve ayrıştırmaya başlar. Bu dönemde kız çocukları karşı cinsten olan babaya, erkek çocukları da anneye merak ve arzu ile yakınlık hisseder.
Ödipal aşk nesnesi ile sağlıklı bir ilişki kuran ve bu dönemi sağlıklı atlatan çocuklar, ileri de daha sağlıklı romantik ilişkiler yaşayacaktır. Bu dönemin sağlıklı atlatılabilmesi için anne ve babalar, çocukları ile olan ilişkilerinde sınırlara dikkat ederek yakınlık kurmalıdır.

Baba figürü ailede değişiyor mu?
Baba figürü ilk çağlardan bu yana ailede önemli bir figürdür. Babadan beklenen; güçlü, başarılı, işlevsel ve etkin olmasıdır. Modernleşme ile birlikte ailelerde babanın rolü işlevsellikten uzaklaştırılıp hafifletilmeye başlandı dersek doğru söylemiş oluruz. Ve buna bağlı olarak da çocuklarda bir idealizasyon eksikliğinin ortaya çıktığından bahsedebiliriz. Çocukluğun ilk dönemlerinden itibaren bir güç nesnesini idealize edip ondan beslenmeye ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. İdealize edecek bir baba ile karşı karşıya kalamayan çocuk, kendisine idealize edebileceği başka nesneler aramaya başlar. Bulduğu ilk güç nesnesini ihtiyacını karşılamak için kontrol edemeden hayatına alır. Ergenlerin zararlı grup ve kişileri, toplulukları idealize ederek sağduyusuz bir şekilde bu topluluklara dahil olma eğilimleri bu dönemdeki idealizasyon eksikliğinden kaynaklanır.

Sevgi ve saygı arasındaki sınır
Sevgi ve saygı ayrımı günümüzde çoğu kişi tarafından yapılabiliyor. Ancak, kişilerin saygı ve itibar görme konusundaki kaygıları, aile içi dinamiklere yansımasının yanı sıra ilişkileri de sağlıksız hale getiriyor dersek doğru söylemiş oluruz.
Ailelerin ‘sevgimi gösterirsem çocuğum bana saygısız davranır’ kaygısının altında ‘aslında çocuğuma sınır koyma ile ilgili kendi eksikliklerimi biliyorum ama bu konuyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum’ düşüncesi yer alıyor. Bu yüzden de ‘çocuğum ile aramdaki ilişkiyi uzak ve kontrol edebileceğim düzeyde tutmak için gayret gösteriyorum’ inancı yatar.
Babaların çocukları ile yakın ve sevgi dolu bir ilişki kurması ve bunu devam ettirebilmesi, çocukların ileride daha sağlıklı birer birey olmaları için son derece önemlidir.

Jenerasyon farkı
Bütün ilişkilerde olduğu gibi baba çocuk ilişkisinde de ilişkinin daha yakın ve sevgi dolu olması, paylaşımların artması ile doğru orantılıdır dersek doğru söylemiş oluruz.
Baba ile çocuk arasındaki yaş farkı ile birlikte jenerasyon farklarını da göz önünde bulunduracak olursak, yaş farkı arttıkça ortak payda da azalacağından bir takım iletişim sorunları ortaya çıkabilir. Fakat bu tip genellemelerin her durum ve her baba çocuk ilişkisi söylenemeyeceğini hatırlatmakta fayda vardır. İleri yaş farklılıklarına rağmen güncel ve yenilikçi olmayı başarabilen babaların çocukları ile son derece sağlıklı ve sevgi dolu ilişkileri olduğunu söyleyebiliriz.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir