- Sağlıklı bir beslenme çantası nasıl olmalı
- Çocuğunuzun vücudundaki morlukları dikkate alın
- Tatil sonrası okula uyum
- Sıcak havalar sizi de mi çarptı?
- Varislerden şikayetçi misiniz?
- Acil durum bavul listesi
- Emzirme hem anneyi hem de bebeği rahatlatır
- Sağlıklı uyku düzenini hayatınıza dahil edin
- Açık büfeye mesafeli duruş sergileyin
- Dikkat eksikliğini artıran hatalı ebeveyn yaklaşımları
Suçluluk Üçgeni – Şirin Yelmen Oktar

Çalışan anneler neden bu kadar sever suçluluk duymayı? Aslında sadece çalışan anneler mi, tüm annelerin içerisinde vardır yara, bazı durumlarda çok kanar. Bazı durumlarda kabuk bağlar kendini tam olarak göstermez. Yaramız kaşınmadan kanatır bazen. Çalışan annelerin yaraları kanırtma becerisi çok daha yoğun ve vurucudur.
Nedendir bir türlü yetemeyişimiz, yetinemeyişimiz? Beklentilerimiz ve gerçekleştirdiklerimiz, mevcutlar ve olmasını arzu ettiklerimiz arasında kapanmayan bir mesafe oluşur, dipsiz bir kuyu açılır. Bundandır iki de bir boşluğa düşmemiz…
Boşluğa düştüğümüzü de kabul etmez, bahaneleri sıralarız. Kendi sorumluluğumuzu almak yerine sorumluluğu başkasına yıkarız. Yaptığım koçluklarda, düzenlediğim seminerlerde bazı cümle kalıplarını duyuyorum. Özellikle duyduğum cümleler aşağıda yer alıyor. Tüm cümleleri okuyun ve en çok söylediğiniz cümleleri işaretleyin.
• Annelikte iyi değilim.
• Bu aralar çalışan annelik rolümden istifa etmek istiyorum.
• Bu iş yerinde çalışan annelere çok önem vermiyorlar.
• Büyük şehirlerde çalışan anne olmak çok zor!
• Zamanı yönetme konusunda iyi bir anne değilim.
• Bu ülkede çalışan anne olmak çok zor!
• Ne işte ne evde istediğim hayatı yaşayamıyorum.
• Zorluklar içinde doğmuşum, zorlanmadan bir iş mi olur?
• Çalışan anne olmak çok kötü bir şey, bir daha dünyaya gelsem çalışmam.
İşaretlediğiniz cümlelerin üzerinizdeki etkisi nedir? Bu düşünce duygusal olarak sizi nasıl etkiliyor? Kimileri öfkeleniyor, kimileri içine kapanıyor, kimileri ise kader diyor. Kimileri de geçecek zamanı var diyor.
Zamanın zamana sorumluluğu var. Gelecekteki isteklerimiz için bugünden küçük adımlarla ne yapabiliriz? Örneğin; geçenlerde bir danışanım çocuğunu diş hekimine götürecekti. “Kızım haftaya diş ameliyatı olacak, o kadar çok suçlu hissediyorum ki kendimi” dedi. Nedenini sorduğumda cevabı çok düşündürücü! ”Ben çikolata yemesine müsaade ettiğim için, dişleri çürüdü. Ben müsaade etmeseydim, dişçiye gitmezdik.” Bu rolde anne; anneliğini suçluyor. Çocuğundan doğan her hastalığın ya da problemin kaynağı olarak kendini eksik ve yetersiz hissediyor. Bu yetersizlik duygusu daha çok kendini feda etmesine ve bazı şeylere evet demesine sebep oluyor. Bu da başka bir yetememe duygusunu beraberinde getiriyor.
Örnekteki anne bu düşünceyi zihninden geçirdiği zaman, anne olarak neler yapılabileceğine baksa ne hissederdi?
Çocuğumu çikolata yeme konusunda uyardım, cezalandırdım. Buna rağmen çocuğum çikolata yemekten vazgeçmedi ve bu sonucu yaşıyoruz da diyebilirdi.
Kendimizi suçlayan da biziz, suçluyu arayan da. Oysa bu işin zehri nasıl biz isek panzehri de biziz.
Her çalışan anne çocuklarına dair inançlarının sonuçlarını kendi hayatında yaşar. Bırakalım haklarını” kullansınlar! Bu hakkın kendi yaşamındaki yansımasını görsünler ki onlar da suçu başkalarında aramasınlar, kendilerini eksik hissetmesinler. Hata yapma lüksü bizi yetersiz değil, yeterli kılar.
Hata yaptıkça kendimize ev ödevi çıkartmalıyız. Günlük davranış değişiklikleri ile annelik rolümüze yeni bir yaklaşım getirebiliriz. Bunun için tek yapmanız gereken, kendi düşünce kalıplarımızı gözden geçirmek.
Suçluluk üçgeni içinde kaybolduğunu söyleyen, benim kitabımı alıp bana bir türlü kurtulamıyorum bu histen diyen sevgili okurlarım; Senin birinci işin kendi duygu durumunu geliştirmektir. Çocuklarının davranışlarındaki suçluyu aramayı bırak, suçlu olup eksiklik düşüncesini unut ve kendi duygularının en iyi versiyonuna yoğunlaş. Annelikle ilgili duygularını fark ettikçe, önce kendine yetebilecek, yetemediğin yerde yetemiyorum diyebilecek, kendinin en huzurlu, mutlu halini keşfedebileceksin.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
“Hayat Askıda Kalmasın” sosyal sorumluluk projesi
Liv Hospital ve Gülmek İyileştirir Derneği ile birlikte tiroid, meme,...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
İşitme kaybının nedenleri
“Yenidoğan ve çocukluk döneminde genetik faktörler, anne karnındayken geçirilen enfeksiyonlar,...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
Cilt lekesi nasıl tedavi edilir?
Yaz aylarında güneş ışınları deniz suyunun da etkisiyle cildimizi daha...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
Bir Sağlık Markasının Yolculuğu
Liv markasını hayata geçirmek için çıkılan yolculukta, markanın kısa tarihçesini...
- Eklendi Eylül 13, 2023
- 0
-
Sağlıklı bir beslenme çantası nasıl olmalı
Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesi için neler yapıyorsunuz? Özellikle okul dönemi ile...
- Eklendi Eylül 11, 2023
- 0
-
Eyvah okullar açılacak çocuğum çok hastalanacak mı?
Ebeveynlerin hem iç hem de dış sesi yeni eğitim ve...
- Eklendi Eylül 6, 2023
- 0
-
YBY Woods, 9-10 Eylül tarihlerinde çocuklarla buluşuyor
Konserden festivale, tiyatrodan spora birçok kültür, sanat ve eğlence deneyimlerini...
- Eklendi Eylül 6, 2023
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum