- Sağlıklı bir beslenme çantası nasıl olmalı
- Çocuğunuzun vücudundaki morlukları dikkate alın
- Tatil sonrası okula uyum
- Sıcak havalar sizi de mi çarptı?
- Varislerden şikayetçi misiniz?
- Acil durum bavul listesi
- Emzirme hem anneyi hem de bebeği rahatlatır
- Sağlıklı uyku düzenini hayatınıza dahil edin
- Açık büfeye mesafeli duruş sergileyin
- Dikkat eksikliğini artıran hatalı ebeveyn yaklaşımları
Annelik’te seçici geçirgenlik

Hazırlayan: Şirin Yelmen Oktar
Bilgi obezitesi olduk, filtrelemeden her bilgiyi depoluyoruz.
Son zamanlarda bilgi içinde kayboluyoruz. En iyi çocuk doktoru, en iyi market, çocuklar için en sağlıklı yiyecek, çocuk dostu oteller, çocuklara uygun restoranlar, çocuklu anneler için uygun tatil yerleri, en iyi makyaj malzemesi, en iyi parfüm….gibi onca bilginin içerisine kendimizi buluyoruz. Dağılıyoruz, savruluyoruz da her bilgiyi de öğrenmeden yapamıyoruz? Ne olacak bu bizim bitmek bilmeyen öğrenme ve depolama halimiz…
Bir bilgisayar olduğumuzu hayal edelim. Her an yeni bir veri ekleniyor. Adı tanımlı sarı klasörler de var, bir köşede bulunsun diye adını not edip, masaüstüne attığımız dosyalar da… İhtiyaç olduğunda bulunsun diye atılan her dosya masa üstünde görünür olarak duruyor.
Çantada anahtarı bulamazken, metropollerde her gördüğümüz objeye, sese, kokuya maruz kalırken, sarı klasörünün içinde bir gün gerek olur diye bekleyen dosyalarımız da eklenince, hayat ağırlaşıyor.
Bir danışanım koçluk sonrası oğlumun hangi okula gittiğini, sordu. Söyledikten sonra merak edip çocuğunun yaşını sordum. Çocuğunun küçük olduğunu biliyordum. 2 yaşında, dedi. 2 yaşında ve yarın ilkokula gidecek gibi soruyordu. Bu kadar bilgiyi aceleyle öğrenme çabamız, sanki bir şeyler kaçıyormuş gibi her şeyi toparlayışımız ve ardından yorgun düşüşümüz…
Tüm bu bilgileri ne için öğreniyoruz? Hiç düşündünüz mü?
“En” olma çabası…
Son zamanlarda bize pompalanan “çocuk da yaparım kariyer de” cümlesindeki kariyerin altındaki başarı güdüsünü, hayatın her alanında gözlemliyorum. Çocuğum en iyi okula gitmeli, en iyi etkinliğe gitmeli, en iyi sinema filmine, gösterimdeki en popüler tiyatroya, en iyi oyunları oynayıp, en sağlıkları yemeli…
“En” hissetmenin bize sağladığı en önemli şey; iyi hissetme duygusu Suçlu tarafımızı bastırmanın en kolay hali… Benim çocuğum Türkiye’nin en ünlü doktoruna gidiyor, bizim bölgenin en iyi hastanesi, en iyi parkı… Bu konuşmalar, whatsapp gruplarında da geçiyor. Hatta
birbirlerine soru sorarken anneler, “ en” soruları ile soruyorlar.
Arkadaşlar, doğum günü düzenleyeceğim en iyi yer neresi? En iyi park hangisi diye soru vardı.
Söyleşilerde, yaptığım koçluklarda ve düzenlediğim seminerlerde; her alanda “en “olabilme çabasına girmenin, bizim üzerimizde aşağıdaki etkileri yaratabileceğini gözlemledim:
Kaygı;
Yoğun kaygı yaşandığında düşünceler, kafa karışıklığına neden oluyor. İçinden çıkamadığımız çok bilinmeyenli bir denklem gibi anneliği zorlaştırıyoruz.
Duyguların etkisi bedene yansıması;
Bedenen yorgun, evde ruhen olmayan annelere dönüşüyoruz. Sonrasında da “bu hayat beni çok yoruyor” diyoruz.
Gerçeklerimizi kabul etme güçlüğü;
Kabul etmek zorlaştıkça, kendimizi yetersiz, değersiz, çaresiz, karamsar, hayal kırıklığına uğramış hissedebiliriz.
Duygularımızın etkisi;
Gerçek ihtiyacımızın farkında olamayabiliriz. Tüm bunlardan kurtulabilmek için; her bilgiyi depolamak yerine, bizim ihtiyacımız olan bilgiyi depolamaya özen göstermeliyiz.
İhtiyacımız olan bilgiyi nasıl bileceğiz?
Bilmek istediğim şu an da neler var? Sorusunu sorun.
Tek referans veya çok referans yerine kabul edilebilir örneklem kişi sayısı seçin.
Bütçeniz, oturduğunuz yer, aile durumunuz, çocuğunuzun kişilik özellikleri gibi size ait gerçekler listesini belirleyin. Bu listeyi çıkartmak annelik zeminimizi oluşturmak gibidir. Bu zemine belirli dönem aralıklarla bakmalıyız. Örneğin iki yaş annelik zeminimizle, 18 yaş annelik zeminimiz aynı değildir. O zamanın ihtiyaçları farklıydı deriz ya hep
Her ihtiyaç kendi içinde, kendi yerinde ve kendi gerçekliğinde değerlendirilmelidir.
İhtiyacımız olan bilgi besinini alabilmemiz için; öncelikle çok aldığımızı fark etmeliyiz. Bedensel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlar bize ipuçlarını veriyor. Ekstra almaya çalıştıkça, depolar doluyor, masa üstü taşımıyor, bellek allak bullak oluyor. Hasta olmadan, yeter artık demeden, berrak konuşmayı unutmadan eyleme geçebilmek için bilgi depolarınızı kontrol edin. Girdi çok, çıktı az ve atık da yoksa bu sistem sizi imha edebilir.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
“Hayat Askıda Kalmasın” sosyal sorumluluk projesi
Liv Hospital ve Gülmek İyileştirir Derneği ile birlikte tiroid, meme,...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
İşitme kaybının nedenleri
“Yenidoğan ve çocukluk döneminde genetik faktörler, anne karnındayken geçirilen enfeksiyonlar,...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
Cilt lekesi nasıl tedavi edilir?
Yaz aylarında güneş ışınları deniz suyunun da etkisiyle cildimizi daha...
- Eklendi Eylül 20, 2023
- 0
-
Bir Sağlık Markasının Yolculuğu
Liv markasını hayata geçirmek için çıkılan yolculukta, markanın kısa tarihçesini...
- Eklendi Eylül 13, 2023
- 0
-
Sağlıklı bir beslenme çantası nasıl olmalı
Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesi için neler yapıyorsunuz? Özellikle okul dönemi ile...
- Eklendi Eylül 11, 2023
- 0
-
Eyvah okullar açılacak çocuğum çok hastalanacak mı?
Ebeveynlerin hem iç hem de dış sesi yeni eğitim ve...
- Eklendi Eylül 6, 2023
- 0
-
YBY Woods, 9-10 Eylül tarihlerinde çocuklarla buluşuyor
Konserden festivale, tiyatrodan spora birçok kültür, sanat ve eğlence deneyimlerini...
- Eklendi Eylül 6, 2023
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum