Nesteren Gazioğlu

1 Nisan 2015

EŞ ÇOCUKLAR
Eş cocuklar kavramı ilk okunduğunda birbirine eş tutulmaya calışılan, eşit davranılan ya da benzer koşullara sahip olan cocuklar gibi görünse de, aslında bu sayıda bahsetmek istediğim eş gibi davranılan çocuklardır. Aile yapısı cocuk gelişiminde önemli unsurlardan birisidir. Bazı aileler iki ebeveynden oluşurken, bazı aileler boşanma, kayıp ve benzeri sebeplerden tek ebeveynden oluşur. Aile kavramının icerisini dolduran ise aileye ait bireylerin ilişkileri, duyguları, beklentileri, hayalleri, gecmişleri ve algılarıdır. İlişkilerin niteliği, cocuğun psikolojik gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Zaman zaman ailede eş yerine konulmuş cocuklarla karşılaşıyoruz. Anne, baba ve cocuklardan oluşan bir aile düşününün. Anne ile babanın çift ilişkisinde problemler olsun. Başlangıctaki ufak problemleri giderek büyümüş ve birbirlerinden uzaklaşmışlar. Durumu da bu şekilde kabul etmişler. Anne, sadece anne görevlerini yapıyor, baba ise baba görevlerine ancak birbirlerine karşı kadın erkek rolleri ya da cift kavramları yok. Bu gibi durumlarda annelerin oğullarını ya da oğullarından birisini umut olarak gördüğü durumlarla sık karşılaşıyoruz. Kadın eşine yapması gereken yatırımı minimum seviyede tutuyor ve bütün beklentilerini, paylaşımlarını, umutlarını biricik oğluna yüklüyor. Eşi ile kuramadığı iletişimi oğlunda arıyor. Oğlunun dilekleri, istekleri önem taşıyor. Hayallerini, umutlarını yaşam enerjisi olan çocuğunda yeşertiyor. Biricik ve tek oğlunda. Bu durum çocuk için de bir takım zorlukları beraberinde getiriyor. Annesini sürekli memnun etme ihtiyacı, ayrışma- bireyselleşme problemleri en şık gözlemlenenlerden. Kız çocuklara baktığımızda ise babasının prensesi, biricik göz bebeği olarak büyütülen örneklerle karşılaşıyoruz. Babası tarafından aşırı değerli hissettirilen, hiç sınır konulmayan kız cocukları ise birer küçük anne olarak kendi yaşlarının çok ilerisinde davranmaya çabalar. Babalarının gözlerinin içine bakar ve sürekli onları memnun etmeye çalışır. Tek ebeveynli ailelerde ise çocuğu tek başına yetiştirme endişesi, çocuğa yüklenen gelecek planları, çocuğun ebeveynin yalnızlığını gideren biricik varlığı olması da eş çocukları karşımıza çıkartıyor. İster kız çocuk, ister erkek çocuk olsun, yukarıdaki süreçlere ek olarak çocuk ebeveyni ile birlikte cocuktaki bir olma, cift olma kavramı daha fazla aktive oluyor. Çocuklar eğer çiftin yatağında yatıyorsa bu da düşünülmesi gereken bir durumdur. Acaba ilişkide problem olduğu icin çocuğun onlarla yatmasına razı mı geliyorlar, ebeveyn olarak cocuğa sınır koymakta mı sıkıntılar yaşıyorlar? Peki problemin özü nedir? Asıl sorulması gereken soru bu. Bir bitki düşünelim. Bu bitkinin dallarından su damlaları çıkarmış. Dallarına bezler bağlamış bu sefer gövdesinden su damlaları çıkmış. Gövdesini her gün silkelemiş bu sefer yapraklarından çıkmış. Bu durumu her gün gören komşusu ağaç ona demiş ki: “Hep su damlacıklarından kurtulmanın yolunu arıyorsun ama bu damlacıklarının neden oluştuğunu hiç düşünmüyorsun.” Çift ilişkileri de birçok sinyal verir, eş cocuklar da ilişkideki problemin sinyallerinden birisidir. Kendimize soralım aile ilişkimiz cift ilişkimizi yuttu mu? Çift ilişkimizdeki problemler çocuğumuzun gelişimini işgal ediyor mu? Ve en önemli soru eşim kim? Çocuğum mu evlendiğim kişi mi? Sevgiyle kalın.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir