İnsancıl bir çocuk yetiştirin

6 Şubat 2015

Dünya dijitalleşti ama çocuğunuzun yine de, sohbet etmek ve birinin gözlerine bakmak gibi gerçek hayat becerilerini öğrenmesi gerekiyor.

Geçen ay, 7 yaşındaki bir çocuğun, dedesinin doğumgünü partisinde, zombi gibi telefonuna baktığından teyzeleri ve amcalarının onunla konuşma çabalarını görmezden geldiğini gördüm. En son ne zaman bir restorana gidip, yan masada oturan çocukların (ve zaman zaman 6 ve 8 yaşındaki kendi kızlarım da) tüm zamanlarını akıllı telefonlarında Temple Run oynayarak geçirdiğini görmediğimi hatırlamıyorum. Ama bir süre önce 18 yaşındaki yeğenim ziyarete geldiğinde 2025 yılında hayatımın nasıl olabileceğine dair bir fikir edindim. Hiç güzel bir görüntü değildi: Bir süre sonra ‘masada mesajlaşmama’ kuralı koymak zorunda kaldım ve o da telefonunu tabağının yanına koyup sürekli kontrol etti. Ona soru sorarken bir parmağını kaldırıp, telefonundan hiç başını kaldırmadan mesaj bile yazdı. Ona göre bu davranış anti sosyal değil, normaldi. Belki, şu an gerçekten öyle. Psikiyatri ve davranış bilimleri uzmanları; gençlerin zamanlarının çoğunu cihazlarda harcadıklar için temel insan ilişkileri becerilerini öğrenmediklerini belirtiyor. Çocukların teknolojiye ilgi duymaları yaklaşık üçüncü sınıfta başlıyor gibi görünse de, daha küçükler de kendini kaptırmış durumda. Nielsen Şirketi’nin verilerine göre anaokulu çağındaki çocuklar, günde 4-6 saat elektronik cihaz kullanıyor. Common Sense Media tarafından yayımlanan bir araştırma, 2 ila 4 yaş arasındaki çocukların yüzde 39’u, bebek ve 1 yaşındakilerin ise yüzde 10’unun akıllı telefon, MP3 veya tablet bilgisayar kullandığını belirtiyor. (İtiraf: iPhone’umu çıkarttığımda, 2 yaşındaki çocuğum hemen kapmaya çalışarak, “Oyun! Oyun!” diye bağırıyor.)
Elbette, elektronik cihaz kullanmanın bir sürü avantajı var. Çoğu çocuk, interaktif oyunlar oynarken arkadaşlıklar kuruyor. Utangaç çocuklar, telefonda konuşmaktansa mesajlaşmayı tercih edebiliyor. Ve kimse, çok uzakta yaşayan anneannenin torunlarına skype veya FaceTime aracılığıyla hikaye okuyabilmesinin değerini küçümsemiyor. Ama yine de, buradaki ironi yadsınamaz. Uzmanlar, “Bu çocuklar tarihteki en bağlantılı nesil olacak, ama karşılarındaki biriyle nasıl konuşulacağını bilemeyebilirler”, diyor. Uzmanlara göre çoğu genç çocuk, bizim normal saydığımız, göz teması kurmak ve arkadaşlarıyla yüz yüze konuşmak gibi, temel iletişim becerilerinde zorluk yaşıyor. Teknolojik cihazlarda geçirdikleri zaman yüzünden, başkalarının vücut dili ve ses tonunu algılamayı öğrenme fırsatları da olmuyor.
Sonuç olarak, telefona cevap verirken ve bir partide tanıdıklarıyla konuşmada rahat olan çocuklar, bir öğretmen ile konuşurken, sınıf arkadaşları ile çalışırken veya iş görüşmelerinde bir adım önde olacaktır. Çocukların Modern Dünyada Başarılı Olmaları için Gereken Becerileri Kazandırmak kitabının yazarı, “Bunlar öğrenilebilecek beceriler. Ama artık çocuklar bunları otomatik olarak öğrenmiyor. Çoğu şeyde olduğu gibi, eğitim evde başlamalı” diyor.

Aynaya bakın
Dijital cihazlara bağımlılıkları için çocukları suçlamak kolay. Ama teknolojiye kendini kaptırmış ailelerin ilişkilerini düzeltme seminerleri düzenleyen pediatri terapisti, asıl sorunun ebeveynler olduğunu belirtiyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, yetişkinlerin yüzde 39’u günde 11 saatten fazla elektronik cihaz kullanıyor. (Not: Eğer Candy Crush oynarken TV izliyorsanız, iki katı sayılıyor.) Parents’ın MomTrak adlı anketine göre, yeni nesil annelerin üçte birinden fazlası, aile üyelerinin yemek masasına elektronik cihaz getirmekte serbest olduğunu ve üçte biri de, eşleriyle yüz yüze konuşmaktan çok mesajlaştıklarını itiraf ediyor.
Çocuklar, anne ve babalarını izleyerek etkileşim kurmayı öğreniyor. Eğer sizin yemek masasında bir tablet bilgisayar kullandığınızı veya bir komşuyla konuşurken cebinizdeki telefonu çıkarıp, bir mesajı okuduğunuzu görürlerse, teknolojinin, insanlarla olan etkileşim kadar hatta daha bile önemli olduğunu düşünürler. Çocuklarınıza düzgün sosyal beceriler kazandırmak için, çocuklarınız yanınızdayken telefonunuzu başka bir odada bırakmaya, televizyonun arkada açık durmamasına ve e-maillerinizi okumak için onlar yatağa gitmesini beklemeye çalışın. Uzmanların bir diğer önerisi de, cihazların kullanılabileceği zamanlar belirlemek: Herkes günde bir saat (yemek hazırlarken, yerken ve temizlik yaparken); haftada bir gün ve senede bir hafta (ailece tatildeyken) cihazları kapatmalı.

Göz ayırmama yarışı
Bir aile üyesiyle ne kadar süre göz teması kurabileceğinize bakın. Bu egzersiz çocukları, başka insanlar ile göz teması kurmaya alıştırıyor. Ayrıca, bunu yapmaya bayılıyorlar. Çoğu çocuk için göz teması kurmak bir problem. Ama kendi duygularını göstermek ve başkalarının duygularını anlamak için buna ihtiyaçları var. Düzenlenen bir seminerde uzman, öğrencilerin ona bir soru sormasını istiyor. Önce yere bakarak cevap veriyor. Sonra ise direkt onlara bakıyor. “Onlara hangisini tercih ettiklerini sorduğumda, hep ikincisini seçiyorlar” diyor.

Vücut dilini farkedin
Çocuğunuzun sözel olmayan davranışları öğrenmesine yardım edin. Örneğin, o televizyon izlerken sesi kısıp, karakterlerin nasıl hissettiğini anlatmasını isteyebilirsiniz. Eğer, “SpongeBob korkmuş görünüyor,” derse, “Sence neden?” diye sorun. Eğer açıklamakta sorun yaşıyorsa, ona tüyo verebilirsiniz (Gözleri fal taşı gibi olduğu ve elleri titrediği için mi?). Uzmanlara göre, çocuğunuza başkalarının duygularını tercüme edebilmesi için yardım etmeniz, ileride bunu tek başına yapması için olanak sağlamış oluyorsunuz.
Sonra, kendi vücut dilini ve kendisine özel hareketleri incelemesini sağlayın. Bir odaya nasıl girilir, gibi temelden başlayın. Dışarı çıkıp zile basın ve eve, kambur bir şekilde ve yere bakarak girin. Sonra tekrar deneyin ve bu sefer çeneniz dik, omuzlarınız geride, kollarınız yanınızda ve gülümseyerek girin. Hangisinin daha cana yakın ve özgüvenli durduğunu sorun. İkinci yaklaşımınızı çocuğunuz tekrar edebiliyor mu, deneyin.

Birlikte yemek yiyin
Çocuklar çoğu zaman iletişimin, teknoloji gibi hızlı ve kısa sürmesini bekler. Ama iletişimde asıl önemli olan, yavaşlamak, karşındakinin dediklerini dinlemek ve düşündükten sonra cevap vermektir. Bu becerileri en iyi, yemek masasında deneyebilirsiniz. Oturduktan sonra, herkes sırayla gününden bahsedebilir veya karşılaştığı bir sorunu çözmede yardım isteyebilir. Meraklı olmayı, iyi dinlemeyi, empati kurmayı ve düşünceli tavsiyeler vermeyi öğrenmek, iletişimde çok önemlidir.
Benim evimde iletişim bir ‘konuşma çubuğu’ (aslında artık çalışmayan bir Barbie mikrofonu ama amacımı anladınız) kullanılarak başlar. Çubuğu tutan kişi bir başkasına soru “Baba eğer bir hayvan olsaydın, ne olurdun?” sorar. Sonra çubuğu o insana konuşması için verir. Daha kuvvetli bir iletişim için, tek kelimeden oluşan cevaplar yasak.

Kendi adına konuşsun
Çocuğunuzun sosyal becerilerini çalışmaya ihtiyacı vardır. Çoğu zaman, çocuğumuz adına konuşuruz. Oyun günleri ayarlar, yemeklerini sipariş eder, okumak istedikleri kitabın nerede olduğu kütüphaneciye sorarız. Neden? Çünkü daha hızlı. Bunun yerine, bu durumlardan bazılarını çocuğunuzun halletmesine izin verin. Eğer tanımadığı insanlarla konuşmak konusunda gerginse, özgüvenini artırmak için ufak adımlar yaratın. İlk olarak oyuncak dükkanındaki satış elemanına ‘pardon’ demesini isteyin. Sonra, masa üstü oyunların nerde olduğunu siz sorabilirsiniz. Bütün konuşmayı kendisi yapabilene kadar bunu tekrarlayın. Arkadaşıyla beraber parka gitmek istediğinde, onların kapısını beraber çalın ve soruyu (“Merhaba, Deniz oyun oynamaya çıkabilir mi?”) onun sormasını sağlayın. Okul öncesi çağındaki (veya çekingen bir anaokulu öğrencisi) bir çocuk bu basamağa geçmeye hazır olmayabilir. Eğer böyle bir sorun varsa, çocuğunuzun sosyal becerilerini evde, bir ‘buluşma’ uydurarak geliştirebilirsiniz. Bir arkadaşı davet ederken kullanabileceği bir konuşma hazırlayın. ‘Misafir’ geldiğinde, kapıyı onun açmasına (Merhaba, içeri buyurmaz mısın?), arkadaşını aileye tanıtmasına (Annemi hatırlıyorsun değil mi?), bir içecek teklif etmesine (Limonata ister misin?), ne yapmak istediğini sormasına vs izin verin. Çocuğunuz küçükken bu becerilerini geliştirirseniz, bunları yapmayı adet edinecektir. Kim bilir, belki bir dahaki yemekte, çocuğunuz telefonunuzu istemeyi bırakıp, size gününüzün nasıl geçtiğini bile sorabilir.

Her Çocuğun İhtiyaç Duyduğu Beceriler
Küçük çocuklara sosyal etkileşimin temellerini attırabilecek adım adım öneriler.

El Sıkışmak
1. Düz durun. Göz teması kurun.
2. Sağ elinizi, başparmağınız yukarı bakacak ve diğer parmaklarınız bitişik bir şekilde, bir kol uzaklığında durarak karşınızdaki insanın sağ eline uzatın.
3. Baş parmağınız ile işaret parmağınız arasındaki deri değecek şekilde elleri birleştirin.
4. Dirseğiniz vücudunuza yakın olacak şekilde, elinizi aşağı yukarı 3 kere sallayın.
5. Bırakın. Gülümseyin.

Birini Aramak
1. Numarayı arayın.
2. Biri açtığında kendinizi tanıtın ve arkadaşınızla konuşmak isteyin: “Selam, ben Deniz. Lütfen Alen ile konuşabilir miyim?”
3. Eğer müsait değilse telefonu kapatmayın. “Müsait olduğunda beni aramasını söyler misiniz?” deyin. Bitirdiğinizde, “Teşekkürler. Güle güle.”, deyin.
4. Eğer müsaitse sohbet edin. Konuşmayı kibar bir şekilde sonlandırın: “Sonra konuşuruz, Alen. Güle güle.”

Konuşma Başlatmak
1. Vücudunuzun kişiye dönük olduğundan emin olarak, göz teması kurun.
2. Eğer daha önce tanışmadıysanız, “Nasılsın?” “Hangi okula gidiyorsun?” “Spor yapıyor musun?” veya “Evcil hayvanın var mı?”, diye sorun.
3. Eğer onu tanıyorsanız, adını da kullanarak bir soru sorun (“Hafta sonunda ne yaptın, Talya?”).
4. Sohbeti devam ettirmek için, bir kelimeden daha uzun bir cevap verin ve cevabına karşılık bir soru daha sorun…

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir