BEBEKLER DUYGULARI NASIL ÖĞRENİRLER?

30 Kasım 2014

Mutluluktan, sıkıntıya, hatta empatiye, bebeğinizin duygu gelişimi…

Doğdukları andan itibaren, bebekler mutluluk, üzüntü, korku sıkıntı gibi duyguları hissedebilirler. Uzmanlar, bebeklerin 2 yaşına geldikten sonra, utanç ve empati gibi daha karmaşık duyguları da deneyimlediklerini belirtiyorlar. Bu süre boyunca, duygusal ipuçlarını ve tepkilerini ilk olarak sizin üzerinizde izler ve öğrenir, sonra hayatlarındaki diğer kişilere bu bilgileri genellerler. Çocuğunuzun duygularla ilgili bilgilerini, deneyimlerini nasıl elde ettiklerini sizler için adım adım açıkladık…

Doğumdan sonraki ilk 3 ay
Bebeğiniz sizinle çok ilgili görünmüyor olsa da, emin olun verebildiği tüm dikkati sizi tanımaya ve neler hissettiğinizi öğrenmeye veriyor. Bilişsel düzeyde olmasa da, o da sizin neler hissettiğinizi anlayabiliyor. Emin olun sizi kızdıracak, üzecek gergin bir durum yaşandığında bebeğiniz daha birkaç haftalık bile olsa bunu anlayacak ve ağlamaya başlayacaktır. 7-8 aylık bebekler, insanların yüz ifadelerinden onların üzgün ya da mutlu olduklarını anlayabilirler. Bebeğinizin yanında her saniye mutlu bir ifade ile dolaşamadığınız için endişelenmeyin. Bebeğinizin yanında bir tartışma yaşamanız ya da ağlamanız, aslında bebeğinize de kızgınlık, öfke, üzüntü gibi duyguların da normal duygular olduğunu öğretir ve onun duygusal gelişimi açısından da önemli bir boşluğu doldurur. Bebeğinize duygularını kontrol etmeyi nasıl öğrettiğiniz son derece önemlidir. Bebekler gördükleri duygusal ifadeleri taklit ederler. Bu nedenle siz ne kadar çok gülümserseniz, bebeğiniz de o kadar çok gülümser ve mutluluk durumu da genel olarak yaşanan bir durum halini alır.

3 ve 6. aylar arası
Uykudan mahrum geçirdiğiniz ilk ayların ardından, siz ve bebeğiniz yorucu bir dönemi atlatmış durumdasınız. Artık duyguları anlama konusunda daha yetenekli ve daha geniş bir aralıktaki duyguları ifade edebilen bir bebeğiniz var. Müziğin sesi çok yükseldiğinde korkuyla sıçrayan ya da göbeğini gıdıklayınca mutlulukla gülümseyen bu küçük insan, birbirinden farklı duygular hissettiğini size de gösterebiliyor. Sizin yaptıklarınıza, ifadeleri ve beden duruşu ile öylesine geribildirimler verir ki, aslında bir çeşit sohbet ettiği bile söylenebilir. Özellikle bebekler 4 aylık olduktan sonra bu geribildirimlerin yoğunluğu daha da artar. Duygularını gülümseyerek, sesler çıkararak, kaşlarını çatarak, dudaklarını bükerek vb. pek çok şekilde gösterirler. Aynı dönemde bebeğinizin size ve eşinize son derece farklı biçimlerde davrandığı, dolayısıyla farklı duygular yaşadığını da görebilirsiniz. Örneğin üzgün ya da yorgun hissettiğinde annesine yönelen küçük bir bebek, keyfi yerinde olduğunda babasının kucağında olmayı tercih ediyor olabilir. Sonuçta sizin ve eşinizin bebeğinizle paylaştıkları birbirinden farklıdır. Bebeğiniz de farklı duygu durumlarında farklı tercihler yapabilir.

8 ve 12. aylar arası
Bebeğiniz hareketlenmeye başladığı andan itibaren, kendisi ve diğerleri arasında bir bağlantı olduğunu da keşfetmeye başlar. İlk zamanlarda bir şeye bakmaktan keyif alırken, artık o şeyi yapmak istemeye başlar. Harekete geçmeden önce de, büyük olasılıkla onay almak için önce dönerek sizin yüzünüze bakar. Böylelikle bebeğiniz nelerin yapılabileceğine dair sınırları öğrenir. Buna modelleme de denilebilir. Bebekler bu dönemde nasıl davranacaklarına karar vermek için diğer insanların ifadelerini dikkatlice izler ve buradaki ipuçlarına göre hareket ederler. Bilmediği bir şeyle karşılaştığında (bir oyuncak, bir insan ya da başka bir şey) nasıl davranacağını anlamak için büyük olasılıkla öncelikle annesinin yüzüne bakacaktır. Annesi onay verirse ya da mutlu görünürse, büyük olasılıkla bu yabancı şeye yaklaşacaktır. Endişeli görünürse de, büyük olasılıkla uzak duracaktır. Aslında burada gerçekleşen şey, tam olarak bebeğinizin ne yapacağını ve yapmayacağını belirlemektir. Kulağa çok hoş gelmeyen bu gerçek, sizin yararınıza çalışır. Sonuçta yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle ona korkutucu görünen bir tabak ıspanağı yedirebilir ya da benzer şekilde, yüzünüzdeki endişe ve korku ifadesiyle, bebeğinizin ocağa ya da havlayan bir köpeğe yaklaşmasını önleyebilirsiniz. Kısacası, çocuklar nasıl davranmaları gerektiğini en azından bu dönemde anne ve babalarından öğrenirler ve bu öğrenme sürecinde etkin olan sözcükler değil, duyguların nasıl ifade edildiğidir.

12. ve 18. aylar arası
Bu dönemde, bebekler diğer insanlarla kurdukları ilişkileri anlamaya başlarlar. Yaşamlarında önemli olan insanların kimler olduğunu anladıkça, bu kişilerin etraflarında olmalarını daha fazla ister hale gelirler. Bu kişilerin yanlarından ayrılmasını istemez ve gitmemeleri için ellerinden geleni yaparlar. Çalışan bir annenin bebeği, annesi evden çıkmadan önce deliler gibi ağladıktan sadece beş dakika sonra oyuncakları ile oynarken dünyanın en mutlu bebeğiymiş gibi de davranabilir. Bu dönemde önemli olan, bebeğinizin endişelendiği durumlarda, onu olabildiğince sakinleştirmeye çalışmaktır. Bu konuda, her gün tekrarlanan ritueller yaratmanız işe yarayabilir. Kapıdan çıkarken verdiğiniz hoşça kal öpücüğü ne kadar eğlenceli olursa, bebeğinizin siz gittikten sonra sakinleşmesi de o kadar kısa sürede gerçekleşecektir.
Bebekler empati duygusunu da bu dönemde gerçekleştirmeye başlarlar. Sizin ya da çevrenizdeki birinin canı yandığında, bebeğiniz iyileştirme görevini üstlenmek ve “uf” olan yeri öpmek için can atacaktır. Uzmanlar çocuklarda bu dönemde görülen duygusal gelişimin, çocukların gerçekten yardımcı olabileceklerini bilmelerinden mi yoksa anne-babalarının davranışlarını artık daha iyi taklit edebiliyor olmalarından mı kaynaklandığından emin değiller. Empati, çocuğunuzun diğerleri ile kurduğu ilişkiye dair bir farkındalık geliştirdiğini de gösterir. Bir yandan karşısındakinin nasıl hissettiğini fark ederken, diğer yandan kendisinin de aynı şekilde hissetmesi gerekmediğinin farkındadır.

Adım adım duygusal gelişim
İlk yıllarda yaşanan bu değişimlerin tamamı, çocuğunuzun duygusal gelişiminin adımlarıdır. Bu dönem içinde çocuğunuzun öfkesini, neşesini, kızgınlığını ve heyecanını nasıl ifade ettiğini görmek için çok sayıda fırsatınız olacak. Bir yandan duygusal gelişimini izlerken, diğer yandan da ne kadar hızla büyüdüğünü izlemenin keyfine varın.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir