Alışmak mümkün mü?

12 Mart 2015

Eğer çocuklarınızın sürekli kavga etmesinden usandıysanız, kardeşler arası barışı sağlamada size yardımcı olabiliriz.
yazan vicki glembocki

İLK kavga kimin anahtar ile kapıyı açacağı üzerine başlar. Sonra, cam kenarında oturmak için itişmeler olur. Son olarak, Disney dans partisi olarak başlayıp savaşa dönüşen ve 7 yaşındaki kızım Blair’in, “Drew başlattı!”, 5 yaşındaki kızım Drew’ın, “Blair başlattı!” ve benim, “Bağırmayı kesin!”diye bağırmamla sonuçlanır.
Eşim Thad’e dönüp, malum olanı belirtiyorum: “Tımarhanenin kontrolünü yitirdik.”
Çocuklarımız her gün kavga eder; arabada, tuvalette, süpermarkette…Bir sene önce İngiliz prensesi Kate ve kardeşi Pippa kadar iyi anlaşan bu iki küçük kız, artık Kardashian’lar gibi kavga ediyor. Değerli aile zamanımızı sürekli çocuklarımızın arasını yapmaya çalışarak harcıyoruz. Yine de hiçbir şey değişmiyor. Bir sonraki sabah, çocuklarım arasındaki savaş tekrar başlıyor.
Tabii, çocukları kavga eden tek ebeveynin biz olmadığımızı bilmek rahatlatıcı. İllinois Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, 3- 1 yaş arası kardeşler, bir saat içinde bir sürü kez tartışıyor. Sadece kız, erkek veya iki cinsiyetten de çocuğa sahip olmanız hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çoğu kardeş kavga eder.
Her ne kadar anlaşmazlıkların kardeşler arasındaki, müzakere ve uzlaşma gibi sosyal becerileri güçlendirdiği bilinse de, olumsuz bir tarafı da var: Sık sık yaşanan ağır kavgalar, çocukların depresyona girme ve endişe seviyelerini artırabilir ve özsaygılarını düşürebilir. Araştırmacıların bulgularına göre kavga eden kardeşler büyüdüklerinde, uyuşturucu kullanma gibi suçlar işlemeye daha yatkın olur.
Bu, kızlarımın yaşadığı en son kavgaya (bir bacağı olmayan Sevimli   Canavarlar oyuncağının kime ait olduğu) farklı bir gözle bakmama sebep oldu. Gerçekten endişeliyim: 15 sene daha hakemlik yapamam ve kızlarımın sürekli kavga eden, laf yetiştiren, birbirinden nefret eden kardeşler olmasını istemiyorum.
Ama bu gerçekten olabilir. İllinois Üniversitesi’nde psikolog olan Laurie Kramer, çocukların küçükken birbirleriyle olan etkileşimin, büyüdüklerinde de aynı kalabileceğini belirtiyor. Kramer, 4 ile 8 yaş aralığındaki çocukların sorunlarını çözmeyi ve duygularını kontrol etmeyi öğrenebileceği; Kardeşlerle ‘Daha Çok Eğlence’ adlı araştırma temelli bir program geliştirdi.
İyi haber: Dr. Kramer, “Çocuklarınızın arasındaki kavga düzenini değiştirebilirsiniz” diyor.Ama, bunun için çaba göstermek zorundasınız.

Çocuklarınızın takım oyuncusu olmasına yardımcı olun.
Uyumu sağlamanın en iyi yolu, kavgaların çıkmasını engellemek.Sıklıkla çocuklarınıza bir takım olduklarını söylemekle başlayın (“Ne kadar iyi bir temizlik takımısınız” ya da “Siz çok iyi bir dans ikilisi oldunuz”). Bunu yaparak, olumlu etkileşimlerinde onları övmeye alışırsınız. Duruma bazen tersten yaklaşır ve onlarla şakalaşırım: “Şarkı söyleyişiniz, yangın alarmı çaldığında tavukların ciyaklaması gibi.” Bu hem onları güldürüyor, hem de takım olarak, şarkı söyleme kabiliyetlerini savunmalarını sağlıyor.
Okul çağındaki kardeşlerin (ve ailelerin) birbirleriyle anlaşmasını öğreten ‘Kardeşler Özeldir’ projesinin kurucularından Mark Feinberg, kek yapmak veya kaleler inşa etmek gibi birlikte yapabilecekleri aktiviteler bulmanızı öneriyor. Philadelphialı bir anne olan Stavroula Grivas, bu stratejiyi annesinden öğrendiğini söylüyor. Grivas, “Oyun zamanını hak etmek için üç kardeşimle beraber, masayı toplamamız gerekirdi”, diyor ve ekliyor, “Daha küçük kardeşler tabakları dizer ve büyük olanlar artıkları sıyırıp, yıkardı. Sonra, hep birlikte kurulayıp kaldırırdık. Birlikte çalıştığımızda çok zaman da almazdı.”

Duygusal kelime dağarcıklarını geliştirin.
Çoğu kardeş arasındaki kavga, küçük çocukların sorunlarını nasıl ifade edeceğini bilmemesinden kaynaklanır. Bu yüzden küçük çocuklar ısırır ve vurur, daha büyük çocuklar, ufak çaplı tartışmaları büyük kavgalara dönüştüren ama aslında kastetmedikleri şeyleri (Senden nefret ediyorum!) söyler. Dr. Kramer’a göre, duygularını ifade etmekte daha çok kelimesi olan çocukların, sakin kalma olasılığı daha yüksektir. O yüzden, eğer küçük kız kardeşi onun kulesini yıkarsa, oğlunuz ona vurmak veya bağırmak yerine size, “Projemi mahvettiği için ona sinirliyim” diyebilir. Dr. Kramer, “Mutlu, üzgün ve kızgın olmak dışındaki duygulardan bahsetmek de önemli,” diyor. İster ‘gıcık olmuş’, ‘hayal kırıklığına uğramış’ veya ‘kafası karışmış’ olun, duygularınızı sesli bir şekilde ifade etmek çocuklarınıza, duygularını göstermekte kullanabileceği yeni sözcükler öğretir. Bu da duygularını kontrol etmeyi öğrenmede önemli bir başlangıçtır. Çocuklarınız üzülmeden önce davranıp, onlarla konuşun. Bir oyun parkında başka bir çocuğun sinirlendiğini gördüğümüzde, kızlarıma hep, “Sence nasıl hissediyor?” diye soruyorum. Eğer sadece ‘kızgın’ veya ‘üzgün’ derlerse de: “Benim de kum küreğim kırılsa hüsrana uğrardım, ya siz?” diyorum.

Karışmamaya çalışın!
Çocuklarınız kavga ederken durumun fiziksel veya aşırı duygusal olmadığına dikkat edin. Sonra Dr. Kramer, sorunlarını kendilerinin çözmesini istediğinizi (ama gerekirse yardım edeceğinizi de) söyleyin, diyor. Los Angeles’lı bir baba olan Chris Loprete çocukları arasındaki kavgalarda aynen bunu yapıyor. Loprete, “Çocuklarımızın tartışığını duyduğumuzda, şiddetli bir kavgaya dönüşmüyorsa hemen karışmıyoruz” diyor.
Ama çocuklarınızdan biri sözlü sataşıyor (Sen çok aptalsın ve herkes senden nefret ediyor), diğerinin en sevdiği eşyalara zarar veriyor, ısırıyor veya vuruyorsa araya derhal girmelisiniz. Pediyatri dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre kardeşleriyle dalga geçen, sataşan, vuran veya iten çocuklar, önemli ruhsal ve fiziksel sorunlar yaratabilir.

Sakin kalın!
Yazar Peter Goldenthal, bir savaş alanına girip, “Kavga etmeyi derhal kesin!” diye bağırmak, çocuklarınız şoktan susmasına sebep olabilir ama odayı tek ettiğiniz an da kavgaya devam etmelerini durdurmaz, diyor. Biliyorum. Ben de birçok kere aynısını yaptım. Elbette, çocuklarınız kavga etmesini dinlemek ve barış sağlanamadığı için hem onlara hem de kendinize karşı sinirlenmemek zor. Ama odalarına gitmeden önce 10’a kadar sayın ve duvardaki bebeklik fotoğraflarına bakın. Üç çocuk annesi Roseanne Tredinnick, “Durup, duvardaki bebeklik fotoğraflarına bakıyorum” diyor. Sakin kalmamın sırrı, mutfak duvarına yapıştırdığım bir not. Üzerinde, “Üç derin nefes” yazıyor. Her baktığımda, aynen yapıyorum. Gerçekten yardımcı oluyor.

Koç olun, hakem değil!
Eğer müdahale etmeniz gerekirse, sizin sorumluluğunuz kimin haklı veya haksız olduğuna karar vermek değildir. Siz sadece arabulucu görevini üstlenin. Konuşmayı duyduklarınız veya gördükleriniz ile başlatın: “Görünüşe göre, kimin plastik topuklu ayakkabıları giyeceğine karar vermekte zorlanıyorsunuz.” Bağırış veya hakaret olmadan, iki çocuktan da kendilerini açıklamasını isteyin. Birbirlerini dinlediklerinden emin olmak için, kardeşinin dediklerini tekrarlamasını isteyin. Ve sonra can alıcı soruyu sorun: “Bunu çözmek için ne yapabiliriz?” Her çocuk fikrini paylaşsın. Kulağa ne kadar saçma gelse bile, önerilen çözümlerden birini deneyin (Tamam, topuklulara ceza verip, dondurucuya koyalım). Eğer yönlendirilmeye ihtiyaçları olursa, öneri sunun (Her biriniz on dakikalığına ayakkabıları giyebilirsiniz ve zamanı da tutarız). Çocuklarınızın sorun çözme sanatını geliştirmeye çalıştıklarını hatırlatın: Kendilerini sakince ifade etmek, dinlemek, başka fikirleri doğrulamak ve bir uzlaşmaya varmak. Bu yaklaşım zaman ve çaba gerektirir ama sonucuna değer. Dr. Kramer, “Her kavga ettiklerinde bunu yapmak zor. Eğer bu stratejiyi birkaç kere uygularsanız, zamanla alışırlar. Ve bir süre sonra, siz olmadan da sorunları çözmeye başlarlar ki asıl mesele de bu.” diyor.

 Tek çocuğunuzun diğerleriyle iyi anlaşmasını sağlayın

1-Oyun günleri ayarlayın
Dışarı çıktığınızda veya tatillerde çocukları olan arkadaş veya akrabalarınızı davet edin. Yazar Susan Newman, “Eğer etrafında başka çocuklar varsa anlaşmazlıklar çıkacaktır” diyor. Ve bu iyi bir şey, çünkü çocuğunuzun bunları çözmeyi öğrenecek.

2-Biraz çocuk olun
Eğer bir parça pasta kaldıysa, (hepsini ona vermek yerine) paylaşmayı öğretmek için parçayı ikiye ayırın. Her oyunda kazanmasına veya sürekli televizyonda ne izleneceğine karar vermesine izin vermeyin. Yaşıtlarıyla karşılaşabileceği durumları yaratmaya çalışın.

3- Sorunlarınızı çocuğunuzun önünde çözün.
Partnerinizle aranızdaki sorunları çözdüğünüzü görmek, bunların hayatın bir gerçeği olduğunu ve dünyanın sonu olmadığını görmesini sağlar. Dr. Newman, “Ayrıca, sizi izleyerek müzakere stratejileri öğrenir” diyor.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir