YENİ NESİL BABALARIN BAŞARI SIRRI

30 Kasım 2014

Bu yeni nesil babalığı mümkün kılan giderek yayılan esnek çalışma saatleri uygulaması. Yani çalışanlara nerede ve ne zaman çalışacaklarını seçme imkânı vermek. Üstelik bu uygulama, üretkenliği de artırıyor.

Çalışan babalar çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmenin yollarını ararken, çalışan anneler için çok tanıdık olan bir soruyla karşılaşıyorlar: Ebeveynliğe özel sorumluluklarla kariyer ilerlemenizi nasıl dengeleyebilirsiniz? Birleşik Krallık ve ABD’deki yasa koyucular bile daha aile dostu çalışma politikaları için yasa tekliflerini değerlendirirken, birçok baba halen aktif ebeveynlikle kariyer başarısı arasında bir seçim yapmakla karşı karşıya olduklarını hissediyor.
Çözüm; esnek çalışma. Esnek çalışma alanları sağlayıcılığında dünya lideri olan Regus’un araştırmasında, küresel çapta katılımcıların yüzde 58’i esnek çalışma sisteminin daha fazla aile dostu olduğunu söylüyor. Çalışanlara nerede ve ne zaman çalışacaklarını seçme imkânı vermek onların trafikte geçirdiği zamanı azaltıyor, aile hayatına uygun olan saatlerde çalışmalarını ve pahalı bakıcılık masraflarını kısmalarını sağlıyor.

Para kazanmak mı, çocuk bakmak mı?
Babaların daha fazla aile dostu çalışma uygulamalarına olan yükselen talebi, şirketlerin görmezden gelemeyecekleri bir eğilim haline geldi. “Ev babaları”ndan çocuğun bakımını paylaşan babalara kadar, istatistikler yükselen bir trendi işaret ediyor:
• Birleşik Krallık’ta 1,4 milyon erkek, çocukların asıl bakıcıları konumunda.
• Okul çağındaki çocukların babalarının yüzde 43’ü okuldan önce/sonra çocuklarına bakıyor.
• ABD’de eşi çalışan babaların yüzde 32’si haftada en az bir kez çocuklarına bakıyor. Bu rakam 2002’de yüzde 26 idi.
• ABD’de “ev babaları”nın sayısı son on yılda iki katına çıktı.
• Tokyo’daki babaların yarısından fazlası hafta içinde çocuklarıyla iki saatten daha az vakit geçirirken, bunu hafta sonu günde on saat veya fazla vakit geçirerek telafi etmeye çalışıyorlar.

Esneklik ve üretkenlik
Çalışanlara nerede ve ne zaman çalışacakları konusunda esneklik sunmak ticari bir fedakârlık değil. Araştırmada, şirketlerin yüzde 72’si esnek çalışma uygulamaları sonucunda üretkenliklerinin arttığını söylüyor, yüzde 68 ise esnek çalışma uygulamalarını doğrudan artan gelirlere bağlıyor. Kablosuz cihazlar gibi esnek hizmetlerdeki çeşitlilikle birlikte, iş artık gidilen değil yapılan bir şey haline geldi. Teknoloji sayesinde, çalışmak artık “her yerde çalışma”ya dönüşürken, performanslar artık ofisteki mevcudiyet ile değil sonuçlar ile ölçülüyor. Dünyanın dört bir yanından şirketler artık aşağıdaki çalışma uygulamalarını inceliyor:

• Çalışanların aktivitelerine uygun mekân seçmelerine izin vermek- daha uygun lokasyonlarda bir ofisin tüm imkânlarını sunan yerlerde, bazen ofiste, bazen iş merkezleri gibi “üçüncü alanlar”da çalışmak.
• Serbest çalışanlar ve KOBİ’lere evden çalışma imkânı sağlarken aynı zamanda profesyonel ofis adresi, telefon cevaplama ve toplantı odalarına erişim sağlayarak güçlü bir kurumsal imaj sunmalarını mümkün kılan sanal ofis hizmetleri.

Yeni bir ticari gereklilik
Çalışan anneler kadar, çalışan babaların da ebeveynsel sorumlulukları için kariyerlerini feda etmeleri gerekmiyor. İş piyasası geliştikçe, yetenekli personeller daha iyi koşullar sağlayan firmalara göç ediyor. Bu personellerin dikkatini çekmek veya elinde tutmak isteyen şirketlerin ise, onların iş-hayat dengesini iyileştirecek seçenekler sunmaktan başka seçenekleri kalmıyor. Regus Birleşik Krallık Yönetim Müdürü Steve Purdy, “Esnek çalışma uygulamaları hoş bir seçenek olmaktan bir ofis gerekliliğine doğru çevriliyor. Bu uygulamalar üretkenlik ve morali artırıyor, işverenlere, uzun saatler boyunca trafiğe maruz kaldıkları, ailelerini çok az görebildikleri geleneksel bir çalışma tarzı istemeyen profesyonellerden oluşan daha büyük bir yetenek havuzuna erişim sunuyor. Diğer taraftan; çalışanlarına daha fazla esneklik sunmayan şirketler, üretkenlik, gelir ve yetenek kaybı risklerini göze alıyor, bu yüzden işverenlere tüm esnek çalışma seçeneklerini gözden geçirmeleri ve mümkünse bu çalışma modelini desteklemeleri tavsiye ediliyor,” diyor
Fatherhood Institute tarafından derlenen Ailelerde Adalet Endeksi’ne göre, Birleşik Krallık’ın paylaşılmış ebeveynlik konusunda fırsatlar açısından gidecek çok yolu var. Birleşik Krallık, 21 yüksek gelirli ülke arasında 18. sırada yer alarak yalnızca Japonya, Avusturya ve İsviçre’yi arkasında bıraktı. Fathering Institute ortak CEO’su Adrianne Burgess bu durumu hem hükümetlerin hem şirketlerin iyileştirebileceğine inanıyor ve ekliyor, “Hükümetler paylaşılmış ebeveynliği politikalarıyla destekleyebilir, ancak şirketlerin de bir dizi esnek çalışma seçenekleri sunmak gibi, yapması gereken şeyler var. Bunların arasında, işyerindeki anne ve babalara yalnızca doğum zamanında izin vermekle değil, ek bir ebeveynlik izni vermek, esnek çalışma seçenekleri sunmak ve diğer türden destekler vermek yer alıyor. Bunu başarıyla gerçekleştiren şirketler en iyi personellerin dikkatini çekerek iyi performans gösterebilmeleri için onlara alan sağlarken, ebeveynlerin de dikkatini çekerek, onların da çalışanlar gibi iyi performans göstermelerini mümkün kılabilir.”

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir