Çocuğunuzun sıkılması dünyanın sonu değil

3 Ağustos 2015

Yaz geldi, çocukların “Ben sıkıldım” dönemi başladı. Aileler de bu yaz nasıl geçecek derdinde. Aman çocuklar 5 dakika boş kalmasın, canları sıkılmasın ve gelişimleri aksamasın!

Halbuki araştırmalar gösteriyor ki çocukların canının sıkılması çok da kötü bir şey olmayabilir. Sıkıntı yaratıcılığın gıdası olabilir. Ne yapacaklarını düşünmek onların zihninde yeni kapılar açıyor ve sonuç olarak hayal güçleri gelişiyor. Aileler çocukların canı sıkıldığında hemen atlayıp bu sorunu çözmeye çalışmamalılar. Özellikle de bu çözüm çocuğun eline tablet, cep telefonu vermek veya televizyonu açmak olduğunda işler daha da kötüye gidiyor. Çocukların her dakikasını onlar için faydalı aktivitelerle doldursanız bile arada bir sıkılmalarına izin vermeniz onlar için faydalı olabilir.

Bizim zamanımızda (of çok yaşlı hissettim birden) çok az oyuncağımız vardı; bilgisayar, tablet, cep telefonu yoktu; televizyonda da çok az program vardı. Biz genellikle sokakta büyüyen bir nesildik ve onlarca arkadaşımız vardı. İşimiz oyun kurmaktı ve devamlı oynardık. Sadece karnımız acıktığında eve koşardık. Altı yaşında ilkokula başlayana kadar okul öncesi eğitim yaygın değildi. Zaman değişti. Çocukların günümüzde her zamankinden daha çok oyuncağı, kitabı, dergisi ve bilgiye ulaşma yöntemi var. Buna rağmen “sıkıldım” lafını duymayan aile yoktur.

Çocuklarımızın tüm zamanlarını planlayarak ve her dakikalarını bir şirket genel müdürü gibi programlayarak onlara kendi hikayelerini yazmaları için bir fırsat vermiyoruz. Çocuklar belki akviteden aktiviteye koşuyorlar, ama bu aktivitelerde katılımcı oluyorlar ve kendileri oyun kurma becerilerini kazanamıyorlar. Çocuklara serbest oyun zamanı tanımak lazım. Kendi kendine zaman geçirmenin önemi her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor. Çocuklar zaten oyun kurmaya yatkındır. Çocukların sıkıcı durumlara doğal tepkileri oyun kurmaktır ama aileler devamlı çocuğun sıkıntısına çözüm bulmak için aktivite planladıkça onların bu içgüdüsel tepkilerini kaybetmelerine neden olabilirler. Sıkılan çocuklar eninde sonunda sıkıntılarını giderecek bir şey bulacaklardır.

Unutmayın sıkıntıdan sonra merak gelir “Ne yapabilirim?” İşte bu zamanda çocuk ebeveyninden “Ben senin sıkıntını gideremem ama sana yol gösterebilirim, sana sıkıntını gidermen için gerekli ortamı sağlayabilirim.” mesajını almalı. Çocuğunuza iyi bir örnek oluşturmanız da önemli. Siz her sıkıldığınızda elinize cep telefonunuzu veya tabletinizi alıyorsanız çocuğunuz bunu yaptığında ona kızamazsınız. Siz de boş vakitlerinizde kitap okursanız, müzelere giderseniz, kendinizi geliştirirseniz, spor yaparsanız ve yardımseverlik faaliyetlerine katılırsanız ilerde çocuğunuzun da sıkıldığında bunlara yönelme olasılığı artıyor.

3

Hayat her an heyecanlı ve eğlenceli aktivitelerle dolu olmayacak. Çocuklarımızın da bunu erken yaşta öğrenmesi gerek. Çocuklarımıza hayatı her an bir parti tadında yaşatırsak ilerde mutsuz olmalarını ve hayalkırıklığına uğramaları ihtimalini arttırırız. Öyle bir hayata alışan bir çocuğun ilkokula başladığını düşünsenize.

Her yaştan çocuğunuza yapılandırılmamış zamanı hediye edin ve çocuğum sıkılacak korkunuzdan kurtulun.

Ece Kumkale
www.hassasanne.com
ecekumkale@hassasanne.com

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir