- Doğum riskleri, düzenli ebelik takibi ile azaltılabilir!
- Meme kanseri görülme yaşı ne durumda?
- Bebekler için temas önemli
- Normal doğum istiyorum ama korkuyorum diyorsanız…
- Her mevsim görülebilen PFAPA sendromuna dikkat
- Diz çevresi yağlanmalarına çözüm
- Anne adaylarının yaşadığı stresin bebeğe etkileri
- Anne adayları Ramazan’da nasıl beslenmeli?
- Mide bulantısından sırt ağrısına…
- Çikolata kisti rahime zarar veriyor
10 gebeden birinde depresyon görülüyor…

Gebelik döneminde depresyon ve anksiyete bozukluklarının sık görüldüğünü belirten uzmanlar, anne adayındaki ruhsal hastalığın tedavi edilmemesinin anne-bebek sağlığı ve ilişkisini olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Uzmanlar, her 10 gebeden birinde depresyona rastlanabildiğini vurgulayarak ümitsizlik, değersizlik düşünceleri, yaşamdan keyif alamama, suçluluk ve intihar düşünceleri gibi belirtilere dikkat çekiyor. Anne adayının depresyonu tetikleyebilecek stres faktörlerinden uzaklaştırılmasını tavsiye eden uzmanlara göre, tedavi sürecine hasta yakınlarının da dahil olması gerekiyor. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Sarıkaya, gebelik döneminde karşılaşılan ruhsal hastalıklar hakkında değerlendirmelerde bulunarak tavsiyelerini paylaştı.
Ruhsal hastalıklar anne-bebek ilişkisini olumsuz etkiliyor
Gebeliğin kadınların yaşamında doğal bir süreç olduğunu belirten Dr. Dilek Sarıkaya, “Gebelik aynı zamanda önemli psiko-sosyal değişikliklerin olduğu stres ve kaygıya neden olabilecek birçok nedenle karşılaşma riskinin yüksek olduğu bir süreçtir. Bazı olgularda gebelik döneminde psikiyatrik belirtiler ilk kez ortaya çıkabilirken, bazılarında ise var olan psikiyatik belirtilerde artış görülebilir. Anne adayının ruhsal hastalığının tedavi edilmemesi anne-bebek sağlığı ve ilişkisini olumsuz etkiliyor. Bu sebeple gebelik ve doğum sonrası dönemde ruhsal hastalıkların erken tanı ve tedavisinin oldukça önemli olduğunu söylemekte fayda var.” dedi.
Her 10 gebeden birinde depresyon görülebiliyor
Gebelik döneminde en sık depresyon ve anksiyete bozuklukları görüldüğünü vurgulayan Dr. Dilek Sarıkaya, “Depresyon her 10 gebeden birinde görülebiliyor. Gebelik döneminde görülen anksiyete bozuklukları arasında en yaygın olarak bildirileni ise yüzde 8.5 – 10.5 yaygınlık oranı ile yaygın anksiyete bozukluğudur. Doğum sonrası dönemde ise doğum sonrası hüznü (postpartum blues), yeni doğum yapmış kadınların yüzde 50 – 85`inin deneyimlediği bir durumdur. Doğum sonrası depresyon yüzde 50’lere varan oranlarda görülebiliyor. Doğum sonrası psikoz ise doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içerisinde ortaya çıkan ve her 1000 yeni doğum yapan annenin 1-2`sinde görülebilen oldukça ciddi ve acil müdehale gerektiren bir ruhsal bozukluktur.” ifadelerini kullandı.
Gebelik debresyonu ciddi sonuçlar doğurabiliyor
Gebelik depresyonunun sosyal ve mesleki işlevlerle birlikte yaşam kalitesinde belirgin bozulmaya yol açtığına dikkat çeken Dr. Dilek Sarıkaya, “Bu depresyon türü mutsuzluk, yaşamdan keyif alamama, halsizlik, isteksizlik, ümitsizlik, suçluluk, değersizlik düşünceleri, uyku ve iştah değişiklikleri, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, ölüm isteği ve intihar düşünceleri gibi belirtilerle gidebilen ciddi bir klinik tablodur. Hem anneyi hem de fetüsü olumsuz etkiliyor. Gebelik depresyonunun bebekte düşük doğum ağırlığına, fetal ölüme, erken doğuma ya da bebeğin anne karnında gelişim geriliğine yol açabildiği belirtiliyor. Bu nedenle mutlaka tedavi edilmeli.” diye konuştu.
Tedavi sürecine hasta yakınları da dahil olmalı
Gebelik dönemi depresyonunun tedavisinde ilaç ve ilaç dışı çeşitli tedavi seçeneklerinin uygulanabildiğini belirten Dr. Dilek Sarıkaya, “Öncelikle depresyonu tetikleyebilecek stres faktörlerinin tespiti ve ortamdan uzaklaştırılması, destekleyici psikososyal müdahalelerin yapılması oldukça önemli. Tedavi sürecine mutlaka hastanın yakınları da dahil edilmelidir. Hafif ve orta şiddetli depresyonda bilişsel davranışçı terapi, kişilerarası psikoterapi veya ilaç tedavileri, ağır şiddetli depresyonda ise ilaç tedavisi, transkraniyal manyetik uyarım tedavisi (TMU) ve gerekirse hastane yatışı ve elektrokonvülsif tedavi (EKT) düşünülebilir. Gebelikte ilaç tedavileri konusunda kar-zarar analizi yapılması ve depresyonun şiddetinin, gebeye ve fetüse olası risklerin göz önünde bulundurulması, tedaviye hasta ve yakınları ile birlikte karar verilmesi büyük önem taşıyor.” dedi.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
Doğum riskleri, düzenli ebelik takibi ile azaltılabilir!
Ülkemizde son verilere göre anne ölüm oranının 100 bin canlı...
- Eklendi Mayıs 9, 2022
- 0
-
Tüm çocuklar 4-5 Haziran’da Maçka Küçükçiftlik Park’ta
Çocukların sabırsızlıkla beklediği ülkemizin en büyük çocuk ve aile organizasyonu...
- Eklendi Mayıs 6, 2022
- 0
-
Meme kanseri görülme yaşı ne durumda?
Meme kanseri günümüzde kadınlarda en sık görülen kanser türü ve...
- Eklendi Mayıs 5, 2022
- 0
-
Bebekler için temas önemli
Üsküdar Üniversitesi Anne ve Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma...
- Eklendi Nisan 26, 2022
- 0
-
“Sevgi ile Paylaşmak” Sergisi
F Sanat Galerisi, ZİÇEV İstanbul ve Mersin Şubeleri yararına sergi...
- Eklendi Nisan 20, 2022
- 0
-
Normal doğum istiyorum ama korkuyorum diyorsanız…
Çocuk sahibi olmaya karar veren ve gebelik testinin pozitif çıkmasıyla...
- Eklendi Nisan 16, 2022
- 0
-
Her mevsim görülebilen PFAPA sendromuna dikkat
Anne babaları telaşlandıran ve genellikle nasıl davranacaklarını bilemedikleri yüksek ateş,...
- Eklendi Nisan 10, 2022
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum