- Dikkat eksikliğini artıran hatalı ebeveyn yaklaşımları
- Ağız ve dişlerde ihmale gelmez 5 sorun!
- Kolik bebekleri rahatlatacak 7 yöntem
- Beta mikrobu
- Sağlıklı bir hamilelik için…
- Fazla mükemmeliyetçi olmak iyi değil
- Büyümede duraklama ve boy kısalığına dikkat
- Aile arabası nasıl seçilir?
- Çoklu virüsler çocukları tehdit ediyor
- Çocuğunuz nöbet geçiriyorsa dikkat
Günümüz çocuklarının bitmek bilmeyen soruları

-Timaş Yayınlarının katkılarıyla-
Çocuklar için bu dünyada karşılaştıkları her şey, yeni ve ilgi çekicidir. Doğuştan meraklıdırlar ve konuşmaya başladıktan kısa süre sonra, soru sormaya da başlarlar. Sordukları sorulara aldıkları yanıtlar sayesinde dünyayı keşfeder ve birçok şey öğrenirler. Yaşamak için temel bir ihtiyaç olan öğrenmeyi tetikleyen merak duygusuyla hareket ederler.
Doğuştan gelen merakları, çocukları bir tür doğal araştırmacı haline getirir. Etraflarında olup bitenleri gözlemler ve gözlemledikleri arasında ilişkiler kurmaya çalışırlar. Merak ettikleri, kendilerince bağlantılar kurdukları, ancak tam anlamadıkları ve bazen de kaygı duydukları konular hakkında sorular sorarlar. Çocukların sordukları sorular, yaş düzeyine, çocuğun içinde yaşadığı kültürel ortama ve çocuğun o güne kadar olan deneyimlerine göre değişiklik gösterebilir. Özellikle “Neden?” diye başlayan sorulara oldukça sık rastlanır:
Çocuklar akıllarına gelen soruları doğrudan sordukları için zaman zaman anne ve babalarını şaşırtabilir ya da utandırabilirler. Bazen de ebeveynler bu sonu gelmez sorulardan yorulup bıkabilirler. Ancak, çocukların bu saf merak duygusu ile sordukları sorularına verilen yanıtlar oldukça önemlidir. Soruları aileleri tarafından yanıtlanan çocuklar, okulda da anlamadıkları şeyleri daha rahat bir şekilde sorar. Sorularına cevap alamayan, geçiştirilen çocuklar ise kendilerini değersiz hisseder, daha az soru sormaya başlarlar ve böylece okulda da soru sormaya çekinirler. Ayrıca soruşturmaya, merak etmeye, düşünmeye değil, çoğunlukla ezbere dayalı olan eğitim sistemi de çocuklardaki merak duygusuna zarar vermektedir.
Bir çocuğun çok fazla soru sorması, zihinsel kapasitesinin genişliği ile de ilgili olabilir. Sorduğu sorulara, yaş düzeyine uygun ve gerçek cevaplar alması ise bilişsel gelişimine büyük bir katkı sağlar. Sorularına uygun cevaplar alan çocuklar, daha fazla düşünen, sorgulayan, araştıran bireyler olacaklardır.
Yaman ve Onun Bitmek Bilmeyen Soruları
Uzman bir ekip tarafından hazırlanmış olan “Yaman ve Onun Bitmek Bilmeyen Soruları” kitap serisi, 12 konu hakkında Yaman’ın yönelttiği sorular ve aldığı cevaplardan oluşuyor. Eğlenceli çizimlerle renklendirilmiş olan her kitapta Yaman, öğretmenine, annesine, babasına merak ettiği konularda sorular soruyor, yetişkinler de onun sorularına yaşına uygun şekilde cevap veriyorlar.Örneğin; kitaplardan birinde haksızlıkla ilgili sorduğu sorular yoluyla, neyin haksızlık neyin haksızlık olmadığını öğreniyor. Başka bir kitapta “Niye birbirimize benzemiyoruz?” sorusundan yola çıkılarak okuyucu farklılıklarla ilgili düşünmeye yönlendiriliyor. Böylece kitabı okuyan çocuk, insanların farklı renklerde ve görünüşlerde olabileceklerini öğreniyor. Oysa, çocuklar fiziksel engellilik gibi bir durumla karşılaştıklarında ve bunun nedeni hakkında yetişkinlere soru sorduklarında “yaramazlık yapmış, yemeğini yememiş ondan böyle olmuş” gibi cevaplarla karşılaşabiliyorlar. Böyle bir cevap, öncelikle gerçek değildir, çocuğun kafasını karıştırır, anne-babasına olan güvenini sarsar, hatta çocuğu korkutabilir. Bu sorulara gerçek ve çocuğun anlayabileceği şekilde cevap verilmesi büyük önem taşır. Çocuğu kandırmamak, gerçeği çocuğun anlayabileceği düzeye uyarlayarak anlatmak gerekir. Bu sebeple, bu kitaplar meraklı çocuklar kadar çocukların sordukları sorulara cevap vermekte zorlanan yetişkinler için de faydalı olacak. Her kitabın sonunda yer alan ebeveynlere yönelik bölümler sayesinde, o kitapta işlenen konu hakkında anne-babaların nasıl bir tutum takınması gerektiği ile ilgili öneriler de bulunuyor.
Albert Einstein’ın söylediği gibi “Önemli olan soru sormaktan vazgeçmemektir, merak duygusunun yaratılmış olmasının da kendine göre bir amacı vardır. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulade yapısını düşündükçe, dehşet içinde kalmadan edemez, her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter, kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir”.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
Dikkat eksikliğini artıran hatalı ebeveyn yaklaşımları
Sınavlarda en basit soruların dikkat eksikliğinden dolayı yanlış cevaplanması, ani...
- Eklendi Haziran 3, 2023
- 0
-
Ağız ve dişlerde ihmale gelmez 5 sorun!
Ülkemizde 5 yaş altı çocukların yüzde 80’inin ağzında çürük diş...
- Eklendi Mayıs 30, 2023
- 0
-
Kolik bebekleri rahatlatacak 7 yöntem
İnfantil kolik; üç haftadan uzun süren, haftanın en az üç...
- Eklendi Mayıs 17, 2023
- 0
-
Selülitlere veda
İleri teknoloji selülit tedavileri ile tüm kadınların kâbusu olan portakal...
- Eklendi Mayıs 13, 2023
- 0
-
Beta mikrobu
Tonsillofarenjit adı verilen hastalık çocuklarda ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı,...
- Eklendi Mayıs 5, 2023
- 0
-
Sağlıklı bir hamilelik için…
Doğru beslenmek, bedenen ve ruhen sağlıklı olabilmemiz için hayatımızın her...
- Eklendi Nisan 24, 2023
- 0
-
Fazla mükemmeliyetçi olmak iyi değil
Baba ile olan iletişim, çocuğun yetişkinlikte de tüm ilişkilerini etkileyebiliyor…...
- Eklendi Nisan 17, 2023
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum