- HIV enfeksiyonu ile AIDS arasındaki fark nedir?
- Aşılar zatürreden koruyor
- Miyomlar neden olur?
- Pasta üzerinde çocuklarımızı bekleyen tehlike: Maytap
- Prematüre bebekler hakkında merak edilenler
- Mastit nedir?
- Morlukları hastalığın habercisi mi?
- Doğurganlığın korunmasındaki etkili yöntemler
- Erken doğan bebekler risk altında mı?
- Grip mi, alerji mi?
Günümüz çocuklarının bitmek bilmeyen soruları

-Timaş Yayınlarının katkılarıyla-
Çocuklar için bu dünyada karşılaştıkları her şey, yeni ve ilgi çekicidir. Doğuştan meraklıdırlar ve konuşmaya başladıktan kısa süre sonra, soru sormaya da başlarlar. Sordukları sorulara aldıkları yanıtlar sayesinde dünyayı keşfeder ve birçok şey öğrenirler. Yaşamak için temel bir ihtiyaç olan öğrenmeyi tetikleyen merak duygusuyla hareket ederler.
Doğuştan gelen merakları, çocukları bir tür doğal araştırmacı haline getirir. Etraflarında olup bitenleri gözlemler ve gözlemledikleri arasında ilişkiler kurmaya çalışırlar. Merak ettikleri, kendilerince bağlantılar kurdukları, ancak tam anlamadıkları ve bazen de kaygı duydukları konular hakkında sorular sorarlar. Çocukların sordukları sorular, yaş düzeyine, çocuğun içinde yaşadığı kültürel ortama ve çocuğun o güne kadar olan deneyimlerine göre değişiklik gösterebilir. Özellikle “Neden?” diye başlayan sorulara oldukça sık rastlanır:
Çocuklar akıllarına gelen soruları doğrudan sordukları için zaman zaman anne ve babalarını şaşırtabilir ya da utandırabilirler. Bazen de ebeveynler bu sonu gelmez sorulardan yorulup bıkabilirler. Ancak, çocukların bu saf merak duygusu ile sordukları sorularına verilen yanıtlar oldukça önemlidir. Soruları aileleri tarafından yanıtlanan çocuklar, okulda da anlamadıkları şeyleri daha rahat bir şekilde sorar. Sorularına cevap alamayan, geçiştirilen çocuklar ise kendilerini değersiz hisseder, daha az soru sormaya başlarlar ve böylece okulda da soru sormaya çekinirler. Ayrıca soruşturmaya, merak etmeye, düşünmeye değil, çoğunlukla ezbere dayalı olan eğitim sistemi de çocuklardaki merak duygusuna zarar vermektedir.
Bir çocuğun çok fazla soru sorması, zihinsel kapasitesinin genişliği ile de ilgili olabilir. Sorduğu sorulara, yaş düzeyine uygun ve gerçek cevaplar alması ise bilişsel gelişimine büyük bir katkı sağlar. Sorularına uygun cevaplar alan çocuklar, daha fazla düşünen, sorgulayan, araştıran bireyler olacaklardır.
Yaman ve Onun Bitmek Bilmeyen Soruları
Uzman bir ekip tarafından hazırlanmış olan “Yaman ve Onun Bitmek Bilmeyen Soruları” kitap serisi, 12 konu hakkında Yaman’ın yönelttiği sorular ve aldığı cevaplardan oluşuyor. Eğlenceli çizimlerle renklendirilmiş olan her kitapta Yaman, öğretmenine, annesine, babasına merak ettiği konularda sorular soruyor, yetişkinler de onun sorularına yaşına uygun şekilde cevap veriyorlar.Örneğin; kitaplardan birinde haksızlıkla ilgili sorduğu sorular yoluyla, neyin haksızlık neyin haksızlık olmadığını öğreniyor. Başka bir kitapta “Niye birbirimize benzemiyoruz?” sorusundan yola çıkılarak okuyucu farklılıklarla ilgili düşünmeye yönlendiriliyor. Böylece kitabı okuyan çocuk, insanların farklı renklerde ve görünüşlerde olabileceklerini öğreniyor. Oysa, çocuklar fiziksel engellilik gibi bir durumla karşılaştıklarında ve bunun nedeni hakkında yetişkinlere soru sorduklarında “yaramazlık yapmış, yemeğini yememiş ondan böyle olmuş” gibi cevaplarla karşılaşabiliyorlar. Böyle bir cevap, öncelikle gerçek değildir, çocuğun kafasını karıştırır, anne-babasına olan güvenini sarsar, hatta çocuğu korkutabilir. Bu sorulara gerçek ve çocuğun anlayabileceği şekilde cevap verilmesi büyük önem taşır. Çocuğu kandırmamak, gerçeği çocuğun anlayabileceği düzeye uyarlayarak anlatmak gerekir. Bu sebeple, bu kitaplar meraklı çocuklar kadar çocukların sordukları sorulara cevap vermekte zorlanan yetişkinler için de faydalı olacak. Her kitabın sonunda yer alan ebeveynlere yönelik bölümler sayesinde, o kitapta işlenen konu hakkında anne-babaların nasıl bir tutum takınması gerektiği ile ilgili öneriler de bulunuyor.
Albert Einstein’ın söylediği gibi “Önemli olan soru sormaktan vazgeçmemektir, merak duygusunun yaratılmış olmasının da kendine göre bir amacı vardır. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulade yapısını düşündükçe, dehşet içinde kalmadan edemez, her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter, kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir”.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
HIV enfeksiyonu ile AIDS arasındaki fark nedir?
“Tedaviye erken başlamak ve düzenli olarak kullanmak, hastalığın ilerlemesini kontrol...
- Eklendi Kasım 30, 2023
- 0
-
Aşılar zatürreden koruyor
“Akciğer dokusunun iltihaplanması olan zatürre (pnömoni), başta bakteriler olmak üzere...
- Eklendi Kasım 27, 2023
- 0
-
Diz ekleminin gizli koruyucuları: Menisküsler
“Menisküsler, diz ekleminde bulunan iki C şeklinde yarım ay şeklindeki...
- Eklendi Kasım 26, 2023
- 0
-
Miyomlar neden olur?
Bedenimizin sesini dinlediğimizde, aslında bize gerçekten iyi olup olmadığımız konusunda...
- Eklendi Kasım 24, 2023
- 0
-
Pasta üzerinde çocuklarımızı bekleyen tehlike: Maytap
Çocuğunuzun doğum günü hazırlıklarına günler hatta aylar öncesinden başlayıp organizasyonun...
- Eklendi Kasım 19, 2023
- 0
-
Prematüre bebekler hakkında merak edilenler
Bir bebeğin uygun büyüme ve gelişimi için ortalama 40 haftalık...
- Eklendi Kasım 14, 2023
- 0
-
Ayasofya Tarihi Müzesi, ara tatilde ücretsiz
Ayasofya’nın 1700 yıllık tarihini en son teknolojilerin yardımıyla görsel ve...
- Eklendi Kasım 11, 2023
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum