Altın Çağ Anaokulu ile Reggio Emilia yaklaşımı

11 Mayıs 2018

Okul öncesi için Alternatif bir yaklaşım olan Reggio Emilia, eğitime tamamen farklı bir felsefedir ve tüm dünyada çok popüler hale gelmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar  eğitimciler, psikologlar ve  tarafından,  Newsweek’te  dünyanın görüldüğü en yüksek kaliteli, erken eğitimin en olağanüstü örneği olarak kabul edildi.

Merakları ateşlenen çocukların  deneyimleyerek akılda kalıcı yöntemlerle ezber değil gerçek öğrenmelerini sağlayan Reggio Emilia ile ilgili bütün merak edilenleri Altın Çağ Anaokulu Kurucu Uzman Psikolog Ayşegül Ünal Saraç Parents için anlattı.

Altın Çağ Anaokulu olarak 22 yıllık tecrübemizin 6 yıllık kısmını ve devamını Reggio Emilia’dan ilham alarak devam ettiriyoruz çünkü yaklaşımın felsefesinde bulunan çocuk duyulan saygı, ilişkilere vurgu ve öğrenme ortamının gücü kavramları bizler için çok değerli.

Reggio Emilia nasıl bir eğitim yaklaşımıdır?

Reggio emilia için öncelikle modern çağın yaklaşımı diyebiliriz. Altın Çağ Psikologlar ekibi olarak  pedagojik anlamda çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir yaklaşım olduğuna yürekten inanıyoruz.

Reggio Emilia yaklaşımı her şeyden önce çocuklara sonsuz güvenmeyi gerektiren bir yaklaşım.  Öğrencilerimiz mümkün olan her işlerini kendileri yaparlar. Sınırsız meraklarının önünde hiçbir engel duramaz diyebiliriz. Denemekten asla vazgeçmezler. Altın Çağlı çocukları bu kadar özerk ve kendine güvenli hale getiren kesinlikle onlara olan yaklaşımımız, yani Reggio’dan aldığımız ilhamdır. Altın Çağ eğitim ailesi olarak çocukların sınırsız potansiyeline ve öğrenme gücüne inancımız tamdır.

Bununla birlikte bize göre Reggio’nun en önemli özelliklerinden biri bir yanını doğaya diğer yanını ise teknolojiye dayamış bir yaklaşım olmasıdır. Günümüzün en büyük ihtiyaçlarından birisi şüphesiz doğaya temas etme ihtiyacı. Çocuklar doğaya dokunmalı, doğal malzemelerden oyunlar yaratmalı, doğanın döngüsünün farkında olmalı ve doğaya duyarlılık göstermeli. Altın Çağ’lı çocuklar doğayı gözlemleme, doğadan malzeme toplama konusunda uzmanlaşmış durumdalar Doğanın insanoğlunun vazgeçilmez bir parçası olduğunu çocukların doğayla temasında net bir biçimde gözlemleyebiliyoruz. Bununla birlikte çağımızın bir gerekliliği teknoloji. Altın Çağ’ın tüm sınıflarında  Reggio’ya özgü teknolojik araçlar bulunuyor. Özellikle ışıklı araçlar çocukları büyülüyor. Teknoloji doğru şekilde kullanıldığında çocukların ufkunu nasıl genişletebildiğini her gün tekrar tekrar görüyoruz. İlk akla gelen yanıtlarla cevapladığımızda Reggio böyle bir yaklaşım işte… Reggio hakkında anlatacak kitaplar dolusu bilgi olduğunu belirtelim yalnız.

Reggio Emilia yaklaşımı çocuklara ne kazandırır

Anaokullarımızdan Reggio Emilia felsefesi ile mezun ettiğimiz öğrencilerin gelişimlerini gözlemlediğimizde “güçlü çocuk imajı” ile yetişen bu çocuklarda pek çok gelişimsel fark görmekteyiz..

*Bu farklar hakkında genel bir bilgi verecek olursak; Reggio sınıflarında öğrenciler, en iyi “eller-duygular-beyin”  üzerinden öğrenirler, bu sayede öğrenciler çevrelerini keşfetme, hareket, çizim, resim yapma, okuma, yazma, kurma, heykeltraşlık, gölge oyunu, kolaj, tiyatro oyunu ve diğer birçok iletişimci arasındaki müziği ifade etme gücü kazanırlar.

*Reggio emilia uygulamaları eleştirel  düşünmeyi ve gerçek anlayışı güçlendirir, böylece çocuklar öğrendiklerini gerçekten anlar ve gerçek dünyaya uygulayabilirler.

* Çocuklar bir aktiviteden diğerine koşuşturulmazlar, bunun yerine kilit deneyimleri tekrarlamak, konuyu daha fazla incelemek, çoklu gözlemlere devam etmek, düşünmek ve yeniden düşünmek, temsil etmek ve yeniden temsil etmek için teşvik edilmiştir.

Reggio yaklaşımının faydalarını paylaşmaya devam edersek; “Çocuklar bir özerklik hissi kazanıyorlar. Uygulamalı bir öğrenme deneyimi ve uygulamalı beceriler geliştiriyorlar. Gerçek hayattaki durumlarla meşguller ve eğlenip keyif alıyorlar. ”

Öğrenciler toplumun önemli üyeleri olarak görülürler ve çevrelerindeki dünyayı öğrenmek için sıklıkla mahallede yürürler

Çocukların öğrenme yoluyla daha çok şey öğrenmesi ve bu öğrenmeyi gerçekleştirmesi eğlencelidir.

Reggio öğrencilerinin Öğrenme hızlarının arttığı görülmektedir. Öğrencileri daha yüksek eğitim seviyelerine hazırlayan dengeli bir müfredatın sunulmasını kolaylaştırır.

Reggio Emilia’nın müfredatının esnekliği, çocukların ilgi duydukları şeyleri öğrenirken ve bilgi arayışları esnasında eğlenmelerine izin verir.

Reggio  çocukların ilgilerini ve katılımını motive eder, hayal kırıklığını azaltır.

Çocuklar çocuk olmak, koşmak, oynamak, ellerini kirletmek, ıslanmak ve keşfetmek için teşvik edilir.

Reggio Öğretmenleri nasıldır? Özel bir Eğitim alırlar mı?

Okullarımızda çalışan öğretmenlerin profiline bakıldığında ise, öncelikle öğretmenlerin Reggio Emilia felsefesi adı altında, ciddi bir eğitim gördükleri göze çarpmaktadır. Özellikle bu felsefeyi çok iyi benimsemiş ve içselleştirmiş kişiler olmaları beklenmektedir. Öğretmenler, sadece çocukları eğiten bireyler değil, çocuklarla karşılıklı öğrenme sürecini yaşayan, asla yargılamayan, sadece yansıtan bireyler olarak eğitim sürecine katkıda bulunmaktadırlar.

Reggio Emilia egitmenlerinin gözünde; -Çocuk baş kahramandır. Çocuklar güçlü, zengin ve yeteneklidir. Bütün çocukların hazırlığı, potansiyeli, merakı, ilgisi vardır. Çocuklar, öğretmenler ve veliler, eğitim süresindeki temel kahramanlar olarak görülürler.

Reggio  Emilia okulunda öğretmenin ilave  rollerini şöyle belirtebiliriz; öğrenme yaşantıları için çocuklarla birlikte keşfe çıkmak, kışkırtıcı fikirler ortaya atmak, problem çözmek ve tartışma başlatmak,  çocukların gelişimini görsel – işitsel araçlarla belgeleyip dosyalamak, öğrenme ve yaşantılar içindeki bağlantıları görmeleri için çocuklara yardımcı olmak,  aileler ve diğer öğretmenlerle projeler konusunda işbirliği halinde olmak, ev, okul ve aile arasındaki bağlantıları geliştirmek.

Reggio Emilia’nın öğretme sırrı

Öğretmenler ve veliler sürekli aynı soruyu soruyorlar: Çocukları öğrenme konusunda nasıl heyecanlandırabiliriz?

Oysa çocuğunuz okula gitmeye başladığında, günlük eğitimde daha az ebeveyn katılımı ve daha az oyun ve daha fazla çalışma için daha fazla öğretmen yapılandırılmış ders anlamına gelir. Küçük çocuklara öğretme söz konusu olduğunda, ezberci öğrenmenin onları uzaklaştıran şey olabileceğini biliyoruz.

Ancak Reggio Emilia yaklaşımı olarak adlandırılan erken çocukluk eğitiminin giderek artan bir biçimi, öğrenme girişimi konusunda ebeveynleri, öğretmenleri ve çocukları eşit paydaşlara dönüştüren eşsiz bir öğretme süreci ile baş döndürüyor.

Altın Çağ’da Öğrenme konusunda aktif bir katılımcı olarak çocuğu çevreleriyle etkileşime giren çok yetenekli bir başrol oyuncusu ve bir inisyatör olarak görüyoruz. Okullarımızda öğrencilerin kendi ilgi alanlarını takip etmelerine izin verildiğini, ancak “bu kontrolsuz değil”. Örneğin, bir sınıftaki öğrencilerimiz yeni yapılan bir inşaata ilgi gösterdiklerinde artık bir proje başlıyor demektir. Binada, ahşap kütükleri ve yapı malzemelerini sınıfa getiriyoruz. Çivileri nasıl çekiçleyeceğini araştırırken, çocuklara matematik becerileri, problem çözme ve ortaya çıkan okuryazarlığı pekiştirme fırsatı veriyoruz.

Reggio Emilia yaklaşımında aileler projelere katılır

Çocuğun bilgiyi yapılandırmasına yardımcı diğer bir etken, ailedir. Reggio’ da aile katılımının etkisi çok büyüktür. Bunun sebebi olarak, okullardaki deneyimlerin çok özel ve kaliteli olması ve bu tutumun ailelerin katılımını teşvik etmesi gösterilmektedir. Günümüzde okullarda aileler ile yapılan çalışmalarda, ebeveynin okul aktivitelerine olan katılımı, sadece kendi çocuğunun çerçevesi içinde kalır. Oysaki Reggio Emilia okullarında yapılan aktiviteler ve proje çalışmalarında aileler müthiş bir heyecan ve istek içinde, sadece kendi çocuklarının gelişimi için değil, tüm okulun gelişimi için destekleyici ve sürekli bir katılım içinde olurlar.

Veli katılımı çok önemlidir ve farklı şekillerde sağlanır. Veliler çocuklarının öğrenme deneyimlerinde önemli rol oynarlar. Ailelerin okula getirdiği fikirler ve beceriler daha da önemlisi velilerle öğretmenler arasındaki bilgi alışverişi öğretimi geliştirir. Böylelikle öğretmenler veli katılımını bir tehdit değil, farklı görüşlerin öğretime dahil edilmesi ve okul felsefesinin bir parçası olarak görürler.

Reggio Emilia yaklaşımı MEB’e uygun mu?

Reggio Emilia Yaklaşımı, tüm dünyada saygı duyulan önemli bir erken çocukluk eğitimi yaklaşımıdır. Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında, çocuğun eğitim ve öğretim sürecine yeni bir ışık tutan, çocuğun doğasına uygun eğitim vermeyi amaçlayan bir eğitim sistemidir. MEB Okul Öncesi Eğitim Programlarında sıkça vurgulanan, çocuğun gelişimi, ilgi, istek ve ihtiyaçlarına uygun olarak plan hazırlama mantığı ile çok sıkı örtüşmektedir.

Acıbadem ve Dragos’ta olmak üzere 2 ayrı noktada hizmet veren Altın Çağ Okullarında 2-3 yaş, 4-5 yaş ve 6 yaş grupları mevcut. Okul hakkında daha detaylı bilgiye  web sayfasından ulaşabilir ve sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz;

Altın Çağ Okulu Instagram hesabı

Altın Çağ Okulu Facebook sayfası

SONUÇ OLARAK; çocukların “okula hazır” olmaları değil, zevk almak ve en iyisini yapmaktır. Bu, hem çocuğun hem de yetişkinlerin beklentilerinin daha az baskısı olduğu anlamına gelir. Ve bu baskıyı hissetmeden 3 yıl boyunca Reggio emilia yaklaşımı ile yetişen çocuklarımız biz hiç klasik okuma yazma eğitimi vermediğimiz halde şu an kendi kitaplarını okur kendi öykülerini yazar halde mezun oluyorlar. Biz de bu öğrenme merakını  hayranlıkla izliyoruz.

 

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir