Çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını görüyor musunuz?

26 Haziran 2020

Ebevyn olarak yediği önünde yemediği arkasında diyerek çocuğunuza her şeyi verirken duygusal olarak da onu mutlu ediyor musunuz? Çocuğunuzun da tıpkı yetişkinler gibi duygusal ihtiyaçlarının olabileceğini unutmayın. Çocuğunuzun duygusal ihtiyacı olduğunu nereden mi anlarsınız? Uzman Klinik Psikolog Gözem Kiray Kaş cevapladı.

Anne ve babalar günlük hayatın koşuşturmacasında çocuklarının fiziksel ihtiyaçlarının farkında olup duygusal ihtiyaçlarını karşılamayı unutabilmektedirler. Çoğu zaman ise ne duygusal ihtiyaçların farkında olabiliyor ne de bu ihtiyaçların nasıl doyurulması gerektiği konusunda fikir sahibi olabiliyorlar. Çocuk ile geçirilen zaman önemlidir fakat burada kastettiğimiz “zaman” sadece fiziksel olarak çocuğun yanında olmak demek değil;

  • Çocuk ile oyun oynarken ona alan açmak,
  • Çocuğun oyunu yönetmesine izin vermek,
  • Dolayısı ile çocuğu kendi iç dünyasında neler olduğunu oyuna yansıtması için teşvik etmek,
  • Onun duygularını fark etmek ve fark edilen duygular ile ilgili geri bildirim vermek büyük önem taşıyor.

Çocuklar da tıpkı biz yetişkinler gibi farklı duygular yaşayabiliyorlar. Gün içerisinde olumsuz duyguların da var olduğunu fark eden çocuklar için çoğu zaman bu olumsuz duygular ile baş etmek zorlayıcı olabiliyor. Bu anlamda çocuklar, yetişkin desteğine ihtiyaç duyabilmektedirler.

Çocuğunuzun duygusal ihtiyacı olduğunu nereden anlarsınız?

Saldırgan davranışlar
Çocuk saldırgan davranışlarda bulunduğunda bunun altında acı veren duygular, olumsuz yaşam olayları, otoriter disiplin, paylaşmak istemedikleri bir kişi veya nesnenin varlığı, -okul dönemindeki çocuklar için- derslerde başarısızlık durumu yatar. Çocuklar kendilerini yeteri kadar ifade edemediklerinde öfke duygusunun eşlik ettiği saldırgan davranışlar gözlemlenir. Çocuk, akranlarına ya da çevresindeki kişilere fiziksel zarar verir; bazı çocuklar çevrelerindeki kişilere fiziksel zarar vermez ancak dolaylı olarak kişilerin üzülmesi için bazı davranışlarda bulunurlar. Bu davranışın sıklığı ve ne zamandan beri yapıldığı önemli bir konudur. Genel olarak çocuklar bu davranışları, sorunlar ile baş etme yöntemi olarak kullanırlar.

“Beni sevmiyorsun”
Çocuğunuz onunla oyun oynamanıza ve isteklerini yerine getirmenize rağmen sürekli olarak onu sevip sevmediğinizi sorguluyorsa ve ‘’beni sevmiyorsun’’ diyorsa her şeye rağmen sevildiğini görmek istiyor olabilir. Kuralları belli olmayan ailelerde annelerin değişen davranış kalıpları, çocukların kuralları anlamasını zorlaştıracak ve ebeveynleri tarafından yeteri kadar sevilip sevilmediklerini sorgulamalarına yol açacaktır. Kardeşinin dünyaya gelmesine hazırlanmamış ve ebeveynleri tarafından her zaman sevileceği mesajını alamamış çocuklar kardeşleri olduğunda bu tarz sorular soracaklardır. Oyun oynarken zihinsel ve bedensel olarak tam anlamıyla çocukla beraber olmamak, onun duygularını takip etmeden görev niteliğinde oyun oynamak, çocuğun ilgiyi sorgulamasına zemin hazırlamaktadır.

Yalana başvurma
Çocuğun yalan söylemesi söz konusu olduğunda genel olarak gelişim dönemlerini bilmek ve buna göre çocuğun davranışlarını değerlendirmek önem arz etmektedir. Dört ile altı yaş arasındaki çocukların hayal güçleri çok yüksek olmakla beraber hayali arkadaşları olabilmekte ya da olayları anlatırken eklemeler yapabilmektedirler. Bu dönemde farklı yorumlama ve söylemlerin yalan olarak değerlendirilmemesi gerekir. Yalan söylemek, çocuğun korktuğu ya da kaçındığı durumdan kaynaklanan bir savunma mekanizmasıdır. Çocuk gerçeği söylediği takdirde başına gelebilecek kötü durumdan kendini korumak ister. Büyüklerini gözlemleyen çocuk yalanın doğal bir şey olduğunu keşfeder. Yalan söylediğinde ilgi gördüğünü fark ederse bu davranış pekişir ve davranışın devamı gelir.

Arkadaş edinme problemi
Çocuklar dünyaya geldiklerinde ilk önce anne ve babaları ile iletişim kurmayı öğrenirler ve artık yetişkin ile nasıl iletişim kurulduğunu bilecek bir donanıma sahip olurlar.  Fakat yaşıtları ile nasıl iletişim kurulacağına dair donanımları hala yoktur. Parkta oyun oynarken diğer çocukları ve onların annelerini gözlemleyen çocuklar, akran iletişiminin ilk adımını atmış olurlar. Korumacı ailesi olan çocuklar aynı davranışı akranlarından da isteyecektir, her isteği ailesi tarafından karşılanan bir çocuk aynı davranışı akranlarından da bekleyecektir. Fakat bu isteği karşılanmadığında bir sonraki sefer arkadaş edinmeye çalışmayacaktır. Bu çocuklar okul hayatına başladıklarında yalnız olmayı tercih ederler ve bu sorun ile nasıl baş edeceklerini bilemezler. Oyun kurma, paylaşma, iletişi başlatma ve sürdürme, sırasını bekleyebilme, kendi isteklerini her zaman önde tutmama, başkalarının isteklerine de önem verme gibi bazı becerileri kazanmış olması çocuğun sosyalleşmesinde önem taşımaktadır.

Ebeveynsiz oyun oynamama
Anne ve babaların çocukları ile ilgili en çok istedikleri şeylerden biri de çocuklarının kendi başlarına oyun oynamalarıdır. Çocuğun üç yaşından önce oyunu kurması ve kendi başına oynaması pek beklenmez, üç yaşından sonra ise çocuğun kendi başına oynamasını engelleyen birkaç sebep vardır. Bunlardan bazıları: anne ve baba ile zaman geçirmeye duyulan ihtiyaç, oyun kurmayı ve devam ettirmeyi öğrenmemiş olma, anne ile bağımlı bir ilişkinin varlığı, ekran bağımlılığı, tek başına oynanabilecek oyunların çocuğa sunulmamış olması ve çocuğun bu oyunların keyfini bilmemesidir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir