- Kadın Sağlığında Bazı Önlemler Asla İhmal Edilmemeli
- Hurafeler yersiz endişe ve stres yaratıyor
- Çocuklarda giderek artış gösteriyor!
- Hamilelikte egzersiz
- Sağlıklı bir gebelik ve bebeğin gelişimi için beslenme önemli
- Uyum sağlayamıyorsa yardım almalısınız
- Çocukların okula hazırlanma süreci
- Çocukların dijital oyun bağımlılığı
- Doğum sonrası iyileşmeyi hızlandırıyor
- Ağrı, kaşıntı ve yanmanız mı var?
Çocuğumda gördüklerim acaba soğuk algınlığından fazlası mı?
Öksüren, burnunu çeken çocuğunuzun rahatsızlığını antibiyotik halledebilecekken (?) lüzumsuz yere acı çekmesini ebeveynler istemez. Ancak çocuğunuzu muayene edecek doktordan duyacağınız tek şeyin “Yalnızca bir virüs. Kendi kendine düzelir.” olduğu düşüncesine kapılıp doktora gitmemeyi de tercih eden ebeveynler de ne yazık ki hala var. Öncelikle sağlık sorunu yaşayan çocuğunuza kendi başınıza teşhis koymayın. Bir pediyatrist olmadıkça da duruma ilaç bazında müdahale etmeye de çalışmayın. Beş çocuklu bir pediatristin bu yazısı belki size yardımcı olabilir.
Dr. DAVID L. HILL/ Fotoğraflar:PRISCILLA GRAGG
Çocuklarım olmadan önce hasta çocuklarını dışarıya çıkaran ebeveynlere karşı önyargılıydım. Burun deliklerinden aşağı mukusun aktığı bir yürüme çağı çocuğunu denizayısına benzettiğim için onları ne zaman görsem bende bir gülme krizi başlar ve inanın etrafımda bu şekilde dolaşan çocukların “asla benim çocuklarım olamayacağı” gibi çok büyük sözler ederdim. Tahmin edin bakalım ne oldu? Eskiler der ya “keçinin sevmediği ot burnunun dibinde biter.” Benimkisi tam da bu! Bir doğa belgeseli dolduracak kadar fazla denizayıları anılarını kendi çocuklarımla bizzat yaşadım!
Ortalama olarak bir çocuk, yaşamının ilk birkaç yılında 6 ila 8 soğuk algınlığı vakası yaşar. Ama sorun aslında bu sayıdan ibaret değil; soğuk algınlığı olarak kendini gösteren rahatsızlıklar daha kötü rahatsızlıkları da beraberinde getirebiliyor. Birçok havale öksürük ve burun akıntısı zararsızdır ancak bazı durumlar var ki daha ciddi sorunlar olan, ihmal edilebilir görünen bazı belirtiler aslında bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı, grip ve hatta zatürrenin başlangıç belirtileri olabiliyor. Yine de hiçbirimiz kolay kolay fuzuli hasta randevularına zaman ve para saçmak, çocuklarımızı virüslerin cirit attığı klinik / hastane bekleme odalarında tutmak, ya da çocuklarımızın içinde oldukları belirtileri hafifletmek üzere onların narin metabolizmalarına antibiyotik yüklemek istemeyiz. Bu tür senaryolardan kaçınmak için her bir belirtiyi ayrı ayrı sizler için incelemeyi faydalı buluyoruz.
Ateş
Yüksek ateş ebeveynleri en fazla endişelendiren belirti olarak belki de en yüksek sırada. Aynı zamanda, doktoru da endişelendirsin ya da endişelendirmesin, ateş çocuğun yaşına, rahatsızlığının ne kadar sürdüğüne ve bazı durumlarda da ateşin kaç derecede seyrettiğine bağlıdır. Genel olarak soğuk algınlığına yakalanmış çocukların ciltleri soluktur, yüzleri kızarmıştır ve onlara dokunduğunuzda ciltleri sıcaktır.
Ateşle ilgili yapılacak bir şey gerçekte ateşin çocuğunuzda olup olmadığını saptamaktır. Ellerimizin bu amaç için en doğru araçlar olmadığını bir kere kabul edelim. Bu yüzden endişeleriniz varsa bunları doğrulamak üzere gerçek bir termometreden faydalanın. Bu arada termometreyi nasıl kullandığınız ayrıca önemli bir husus. Küçük çocuklar için rektal termometre, büyük çocuklar için ise – onlar dilinin altında tutabilme yetisi kazanmışlar ise- bir oral termometre en doğru ısı ölçümü için isabetli seçeneklerdir. Öte yandan dijital alın- kulak termometreleri 6 aylıktan daha büyük çocuklar için faydalı olabilir ve bu tür termometreler gün geçtikçe yaygınlık kazanıyor. Her iki termometre de 37.7°’den yukarı sıcaklık göstergesini ateş olarak tanımlıyor. Aynı şekilde rektal termometre de 38°’yi ve üstü sıcaklığı, koltuk altı termometre ise 37.2° ve üstü göstergeleri ateş olarak tanımlıyor. Ancak ölçümlerinizin güvenilirliğini sağlamak amacıyla ateşi birden fazla ölçmenizde fayda var.
12 hafta altındaki bebeklerde doktorlar ciddi bir iltihap belirtisi olabileceği endişesi ile ateşlenen bebeği acil ünitesine sevk edebilir. 28 günlüğe kadar yeni doğanlar ateşlendiklerinde nerdeyse daima 2 günlük hastane kontrolüne alınır. 1 ila 3 aylık arası bebekler ise yeni doğanların aksine daima hastaneye yatırılmayabilse dahi, ivedilikle doktor muayenesine alınmalıdır.
Çocuğunuz 3 aylıktan daha büyükse ateşi olmasının önemi, mevcut başka belirtilerin olup olmadığına ve ateşin ne kadar sürdüğüne bağlıdır. Soğuk algınlıkları sıklıkla aşağı yukarı 2 günlüğüne ateşlemeye sebep olabilir. (Bu, enfeksiyona karşı savaş açmak için bağışıklık sisteminin harekete geçişinin bir tezahürüdür.) 2 günden fazla süren ateşlenme ise bakteriyel sinüs enfeksiyonunun, orta kulak iltihabının ya da zatürrenin habercisi olabilir. Hiçbir başka belirti göstermeyen 2 yaş altı çocuklarda ise idrar yolları iltihabından kaynaklanan ve doktoru öncelikle aramanızı, genellikle de çocuğunuzu viziteye götürmenizi gerektiren ateş ortaya çıkabilir. 2. yaşını doldurması sonrası çocuğunuz olağandışı hastalık belirtisi göstermiyorsa doktorunuzu arayıp kaygınızı iletmeden önce ateşin yaşandığı günden itibaren 3. günü beklemenizde fayda var.
Termometre göstergesindeki rakam çocuğunuzdaki enfeksiyonun viral mi yoksa bakteriyel mi olduğunu ya da enfeksiyonun ne derece kritik seyrettiğini size bildirmez. Pek çok ebeveyn yüksek ateşin beyin tahribatına neden olduğu kaygısıyla yatıp kalkıyor. Ancak 41.6° altındaki ateşlenenler için bu ciddi bir endişe kaynağı değildir. Sağlıklı çocuklar hastalıklardan dolayı bu derece yüksek havale geçirmezler. Bazen medyada okuduğumuz, otoparklarda ya da caddelerde araba içinde yaz günü bırakılan çocukların yaşadığı haşlanma gibi dışsal faktörler, çocuk ya da yetişkin insanlarda aşırı vücut ısınmasından kaynaklanır.
Akan burunlar
Tıp Fakültesi öğrencisi iken -ki o yıllarda Destiny’s Child grubu konserleriyle ABD’yi sallıyordu – genizsel mukusla ilgili saptamalar basitti: Mukus eğer yeşil ise enfeksiyon bakteriyeldir; viral değildir. Çocuğun ihtiyaç duyduğu ise antibiyotiklerdi. Ancak daha sonra anladık ki mukus ( sümük) daima soğuk algınlığında yeşile dönüyor ve yeşil mukuslu çocukların sadece %7’si antibiyotikten faydalanabiliyor. Artık 2 faktöre özel önem veriyoruz: Akıntının süresi ve şiddeti.
Süreyi belirlemek basit: pek çok soğuk algınlığı takriben 1 haftada iyileşiyor. Bu yüzden 10 günden uzun süren burun akıntısı olan çocukların akut bakteriyel sinüzite yakalanmış olma olasılığı yüksek olduğu için antibiyotik tedavisine doktor onayı ve gözetiminde başlanır. Ayrıca birkaç gün sonrası iyileşme görüp tekrar sağlık durumu kötüleşen çocuklarda da antibiyotik tedavisi gerekli olabilir. Tüm yaştan çocuklar için şiddetli belirtiler en az 3 gün süren sarı ve yeşil burun akıntısı ve 39° üzeri seyreden ateş olarak belirtilmiştir. Yetişkinlerin sahip olduğu dört çift sinüsüne ikisi ile de doğmuş olsalar da ( Maksiler Sinüs ve Etimoid Sinüs) sinüs enfeksiyonu küçük çocuklarda da ortaya çıkmaktadır. (Diğer 2 çift sinüs ise çocuklukta daha sonraki evrelerde ortaya çıkmaktadır.)
Başka etkenler de burun akıntısına sebep olabilir. Çevresel alerjilerin tetiklediği şeffaf ve sulu mukus, aksırma ile kendini gösterebilir. Sadece tek burun deliğinden gelen mukus, çocuğun burnunda burnu tıkayan yabancı bir madde olduğunun habercisidir. Ve daha da ciddi seyretmek üzere şiddetli bir baş ağrısını izleyen şeffaf geniz akıntısı, tehlikeli bir kafatası çatlağına işaret edebilir.
Kulak ağrıları
Akut Otitis Media da denilen orta kulak iltihapları diğer çocuk hastalıklarından daha fazla antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Ancak tüm kulak ağrılarının gerisinde mutlaka bu tür kulak enfeksiyonları olmak zorunda da değil. Östaki borusu adı verilen minik bir geçit her bir orta kulaktan buruna bağlanmaktadır. Viral hastalıklar ve alerjiler ağrıya yol açan mukuslarla bu boruları tıkayabilir.
Soğuk algınlıkları, rahatsızlık verici bir durum olabilse de bakteriyel bir enfeksiyon olmayan akışkanların orta kulakta toplanmasına ( Serous Otitis Media) neden olabilir. Bu yüzden antibiyotik tedavisi gerektirmez aşırı nemliliğin dış kulakta birikmesiyle oluşan yüzücü kulağı ( External Otit- Dış Kulak Yolu Enfeksiyonu ) korkunç ağrılı bir rahatsızlık olabilir. Ancak bu rahatsızlık mediadan çok farklı bir tedavi ile ortadan kaldırılabilir.
Aslında irtifa farklılıklarından, kızarmış Adenoid bezlerine kadar soğuk algınlığı ya da kulak enfeksiyonlarıyla ilgisi olmayan birçok faktör kulak ağrısına sebep sayılabilir. Ateşi olmayan 2 yaşından daha büyük olan ya da yalnızca kulağının bir tarafında kulak enfeksiyonu olan çocuklar, ağrı kesici dışında hiçbir tedaviye ihtiyaç duymayabilir. Ancak bu tür durumları en iyi tektik edebilecek kişi yine bir doktordur. Bu yüzden çocuğunuzda şiddetli ya da gittikçe kötüleşen kulak ağrısı problemi varsa, kulakta akıntı ya da ateşli bir kulak ağrısı varsa acilen çocuğunuzu doktora gösterin.
Öksürük
Soğuk algınlığının en sinir bozucu belirtisi olarak çocukların ve yetişkinlerin sıklıkla uykularının mahvolmasına sebep olan öksürük, 2 ila 3 hafta etkisini sürdürebilir. Soğuk algınlığı virüsleri hava yollarını ısıtarak ve akciğerlere damlayan geniz akıntısını dışarı atmak amacıyla hasta kişiyi öksürük nöbetlerine sevk eder. Normal öksürükler kuru, ıslak ya da hırıltılı ve şiddetli olabilir ancak diğer soğuk algınlıkları ile ilgili semptomları gözlemlediğinizde çocuğunuzu ivedilikle doktora gösterin.
Yeni doğmuş bebekler ve özellikle prematüre olanlar RSV’nin ( İngilizce “Respiratory Syncytial Virus “ kelimelerinin kısaltmasıdır ve Türk Tıp terminolojisinde “ (Respiratuar Sinsityal Virüs” olarak geçmektedir. ) tetiklediği ve yaşamsal tehdit oluşturabilen hırıltılar olarak kendini gösterebilir. Bebeklerde bronşiti tetkik etmek için (genelde ilk yıl sonrası bronşit gelişmez.) doktorlar, nefes alma güçlüğünde 4 belirtinin altını çiziyor: Her bir solukta birlikte homurtulu ses, burun deliklerinin kızarması, kaburgalar arasında ya da altında deri çekilmesi ve çok hızlı nefes alıp vermeler (dakikada 60’tan fazla nefes alıp verme) Çok tiz hırıltılar duyuyorsanız, ya da bu belirtilerden herhangi birisini fark ettiyseniz doktorunuzu hemen arayın.
Endişe edici diğer bir işaret ise hırıltının zıttı olan bir başka belirtidir: Stridor (Islığa benzer kaba, yüksek frekanslı ek solunum sesleri) Bir kimse nefes verirken meydana çıkan Stridor çocukların nefes alırken ortaya çıkardıkları tiz ve kaba bir sestir. Kuşpalazı rahatsızlığı olan bir çocuk ağlarken ya da üzgünken bahsettiğimiz Stridor ortaya çıkabilir. Ama çocuğunuz dinleniyorken Stridor duyuyorsanız hemen çocuğunuzu doktora ya da acil servis merkezine götürün. Aynı zamanda nefes almak vermekte güçlük yaşıyorsa acil servis telefon hattını arayın.
Hırıltı ve öksürük birlikte seyrediyorsa bu, çocuğunuzda astımın habercisidir. Çocuğunuza astım teşhisi konduysa ve çocuğunuza 4 saat aralıktan daha fazla sıklıkta ilaç veriyorsanız doktorunuzu arama zamanı gelmiştir. Çocuğunuz ayrıca yürüme ya da koşma gibi normal etkinlikleri yaparken nefes alıp verme güçlükleri içindeyse ya da nefesini tutmaksızın uzun cümleler kuramıyorsa doktoru aramanız aciliyet taşır.
Soğuk algınlığı aynı zamanda bir sinsi hastalık olan zatürrenin habercisi de olabilir. Zatürreli çocuklar bir hastalığın ilk 2 gününden uzun süren ateşli rahatsızlık gösterebilir ve aynı zamanda göğüs ağrısı ya da nefes almada vermede tıkanıklık şikâyetleri tecrübe edebilir. Zatürre oldukça tehlikeli olabilir. Bu yüzden bu semptomların kombinasyonu ile çocuğunuz karşı karşıyaysa derhal tedavi sürecini başlatın.
Diğer Problemler
Çocuğunuzun özellikle ateşi varsa soğuk algınlıklarında baş ağrısı yaygın bir belirtidir. Ancak bu ağrılar şiddetli olmamalı, kusma, ışık hassasiyeti ya da boğaz tutulmasını beraberinde getirmemeli. Bu tür işaretler beynin çevresindeki sıvının tehlikeli bir enfeksiyonu olarak tanımlanan menenjit hastalığı belirtileri olabilir. Çocuğunuzun bu tür belirtilerden herhangi birisini gösterip göstermediğini anlamak üzere çocuğunuzu derhal bir doktora götürün.
Öncelikle öksürükle birlikte daha da fazla acı veren gıcıklı öksürükler de var ise boğaz ağrıları, soğuk algınlıklarında da yaygınca ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. 3 yaşından büyük çocuklarda boğaz enfeksiyonu da endişe kaynağımız olmaktadır. (3 yaşından küçüklerin boğaz enfeksiyonu olması olasılık dışı değildir; yalnızca onların yakalanma olasılığı daha düşük görülmektedir.) Boğaz enfeksiyonu genellikle ateş ve nadiren öksürükle kendini belli eder. Bu yüzden pek çok doktor, çocuğun belirtilerini başlangıçta tetkik eder. Boğazındaki bakteriler için çocuğu teste sevk etmeden önce dahi boğazda kızarma ve lenf nodulunda şişme belirtilerinin olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Doktorun öncelikle hızlı bir boğaz enfeksiyonu testi, boğaz kültürü almadan ya da ikisini birlikte yapmadan önce antibiyotik tedavisine başlamaması gerektiği esastır.
Soğuk algınlıkları bazı kas ağrıları ile birlikte seyredebilir. Ancak özellikle yılın bu mevsiminde grip habercisi olarak sayabileceğimiz karın ağrılarına, kusmaya ya da ishale sebep olmaz. Çocuğunuzun grip testine ihtiyacının olup olmadığı onun yaşına, ne zamandan bu yana hasta olduğuna, astım ve kalp rahatsızlıkları gibi başka problemleri olup olmadığına bağlıdır. Çocuğunuzun doktoru size vizitenin gerekli olup olmadığını bildirecektir. Bu yüzden yukarıda bahsettiğimiz belirtilerden herhangi birini çocuğunuzda gözlemlediyseniz doktorunuzla irtibata gecikmeden geçin.
Çocuklarınıza ilaçlarını Nasıl aldırabilirsiniz?
Her ebeveynin hayatında öyle bir zaman gelir ki çocuklarının ilaçlarını almalarında problemler yaşanır. Nadiren çocuklar gönüllüce ilaçlarını alırlar ve size sorun yaratmazlar. Çiklet aromalı olan Amoksilin gibi bazı ilaçların hoş tatları olabilir Ama steroid prednisolon gibi ilaçların tatları berbat şöhrette olabiliyor. Bazı çocuklar güvenli şekilde 4 yaşına geldiklerinde ilaçlarını kendi başlarına yutabilirken ya da alabilirken bazı çocukların daha sonraki yaşlarda bu işlerin üstesinden gelebildiğini gözlemliyoruz. Öte yandan bazı hapların boyutları fazla küçük ya da fazla büyük olabiliyor. Amoksilin büyük olmaya meyilli iken birçok antihistaminler minik olabiliyor. Çocuğunuzla ilaç kullanmasında cebelleşmek yerine ikiniz için de işleri kolaylaştırabilecek bir “Ne yapmalı? / Yapmamalı?” listesini sizler için derledik:
Ne yapmalı?
-Doktorunuza ya da eczacınıza çocuğunuzun kullanacağı ilaçların arasında aromalı seçeneklerin, ya da daha basit ilaç verme şekillerinin mevcut olup olmadığını sorun.
-Dozu yönetme zamanı geldiğinde olumlu tavrınızı çocuğunuza gösterin. Ve çocuğunuza söz konusu ilaçları aldığında kendisini nasıl çok daha iyi hissedeceğini açıklayın.
-İlaç aldığı durumlarla ilgili ona bir miktar söz hakkı tanıyın. (İlaçlarını ne zaman, nerede ya da ne ile alabileceğine kendisi de bir miktar katkı yapabilsin.)
-Biraz dondurma çocuğunuzu tat alma ile ilgili acı ilaç direncini yumuşatabilir. Ya da alacağı ilacın acı / buruk tadını kamufle etmede bal ya da cüzi miktar kakaolu krema yardımcı olabilir. (Bazı ilaçlar yiyeceklerle karıştırılabilir. Ancak bu durumu eczanenizle konuşmanızda fayda var.)
-İlacı çocuğunuzun dilinin arka ya da yan tarafına bir damlalık ya da şırınga yardımıyla damlatmayı deneyin. Ya da dozu daha küçük birimlere bölün.
-En sonunda çocuğunuza kocaman sarılın ve mesela bir sticker gibi minik bir jestle onu ödüllendirin.
Ne yapmamalı?
-Doktorun ya da eczacının onayı olmadan çocuğunuza ilacını vermeyi çalıştığınızda ilk girişiminiz başarısızlıkla sonuçlandıysa ikinci defa ilacı vermekte ısrarcı olmayın.
-Çocuğunuzun bir sonraki seferde daha şiddetli direnmesini engellemek istiyorsanız ona her ilacın şeker falan olduğunu sakın söylemeyin. Düşünün ki evinizde ya da bulunduğu yerde çocuğunuz ilaçlarla karşılaştı. İlaçların şeker olduğu yanılgısına düşen bir çocuk bu sebeple ilaçları yemeye ya da yutmaya çalışabilir, zehirlenebilir hatta hayatını kaybedebilir.
-İlaçların tatlarının nasıl olduğu konusunda ona yalan söylemeyin.
-Doktorunuz aksini özellikle size önermedikçe çoklu belirtili soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarını gelişigüzel ne siz kullanın ne de çocuğunuza kullandırın.
-Şurup gibi akışkan bir ilacı mutfak kaşıkları gibi gereçlerle almayın.
-Kullanma tarihi geçmiş ya da bir kenara atılmış ilaçları veya diğer çocuğunuzun/ çocuklarınızın kullandığı ilaçları çocuğunuza gelişigüzel vermeyin
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
Kadın Sağlığında Bazı Önlemler Asla İhmal Edilmemeli
“Ailemde hiç kanser yok, dolayısıyla risk unsuru taşımıyorum!”, “Herhangi bir...
- Eklendi Ekim 11, 2024
- 0
-
Hurafeler yersiz endişe ve stres yaratıyor
Anne adaylarının hamilelik sürecinde çevrelerinden duydukları özellikle de ağrı, sancı...
- Eklendi Ekim 4, 2024
- 0
-
Çocuklarda giderek artış gösteriyor!
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde cep telefonu, tablet ile bilgisayar...
- Eklendi Eylül 28, 2024
- 0
-
Hamilelikte egzersiz
Hamilelik süreci, anne adayının ve bebeğin sağlığı için kritik bir...
- Eklendi Eylül 17, 2024
- 0
-
Sağlıklı bir gebelik ve bebeğin gelişimi için beslenme önemli
Gebelik döneminin hem anne hem de bebek için kritik bir...
- Eklendi Eylül 9, 2024
- 0
-
Uyum sağlayamıyorsa yardım almalısınız
Okula başlama sürecinde çocukların endişe ve stres içinde olabileceğini belirten...
- Eklendi Eylül 1, 2024
- 0
-
Çocukların okula hazırlanma süreci
Yeni okul yılı başlarken, ebeveynlerin okul alışverişi ve kırtasiye malzemeleri...
- Eklendi Ağustos 26, 2024
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Genital bölge yağ enjeksiyonu ile ilgili merak edilenler
Estetik denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan olmasa da kadınlar...
- 17 Haziran 2024
- 0
-
Seyahat süresince çok uzun süre hareketsiz kalmayın
Sevgili anne adayları; Biliyorsunuz önümüzde uzun bir bayram tatili...
- 8 Nisan 2024
- 0
-
Hepinize keyifli bir gebelik süreci diliyorum
Sevgili anne adayları merhaba. Ben, Kadın Hastalıkları ve Doğum...
- 3 Nisan 2024
- 0
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
0 yorum