Sinüzit dosyası 

2 Ocak 2020

 

Siz sordunuz biz de uzmanından öğrendik. Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen Sinüzit hakkında merak ettiklerimizi cevapladı. 

 

Sinüzit tam olarak nedir? Çok kişiden “sinüzitim azdı gene çok kötüyüm” gibi yakınmalar duyuyoruz sıklıkla. Bu neden oluyor?  Kimlerde sinüzit daha çok görülüyor?

Öncelikle ‘sinüsleri’ açıklamak faydalı olacaktır. Sinüsler, buruna çeşitli yollarla açılan, kafamızın içerisinde burunla bağlantılı hava boşluklarıdır. Dolayısıyla sinüzitleri burun içindeki enfeksiyonlardan bağımsız olarak düşünemeyiz. Genel olarak burun içindeki problemlerden, enfeksiyonlardan kaynaklanarak sinüzitler oluşabilir. Nadiren de diş hastalıklarından kaynaklanarak sinüzitin oluştuğu biliniyor.

 

Sinüzitleri artık ‘rino sinüzit’ olarak adlandırıyoruz. Yani hem burnun hem de sinüslerin enfeksiyonları olarak adlandırıyoruz. Sinüzit genel olarak vücudun baş bölgesinde, bir dolgunluk hissi, burunda tıkanıklık, baş bölgesinde bir ağırlık, nadiren de şiddetli baş ağrıları, burunda sarı yeşil renkli akıntı şeklinde görülen bir hastalıktır.

 

Sinüzit, bir hafta gibi bir semptom yani şikayetlerle görülmez. Bu şikayetler genel olarak gribal enfeksiyonlardır. Hastalardan gelen şikayetlerin sinüzit olduğuna karar verebilmemiz için 10 günden daha uzun sürmesini bekleriz. 1 hafta, 10 günün üzerinde devam eden, yüzde bir dolgunluk hissi, burun tıkanıklığı ve sarı yeşil renkte burun akıntısı varsa sinüzitten ciddi şekilde şüphelenmemiz gerekiyor.

 

Etrafımda pek çok “sinüzitim yine azdı” diyor, benim de şüphelerim var ama sinüzit olduğumu nasıl anlarım?

 

Genelde bazı insanlar biraz uzamış gribi sinüzitle karıştırabilirler. Aynı şekilde alerjik ve alerji benzeri ama alerji olmayan, aynı belirtilere yol açan nonalerjidediğimiz hastalıkla da sinüzit karıştırılabilmektedir.

Pek çok kişi, sinüzitleri olmadığı halde sinüzitim var diye düşünebilirler. Sinüzit, çok yaygın ve hayatımızı kısıtlayıcı, günlük yaşantımızı zorlaştıran bir problem olarak karşımıza çıkıyor.

 

Sinüzit, çocuklarda alerjisi olan, özellikle üst solunum yolu alerjisi olanlarda sık görülebilir. Yine biraz bağışıklığı düşük olan çocuklarda da sinüzit görülebilir. Aynı zamanda geniz eti büyük olan ya da enfeksiyon olan çocuklarda da sinüzit problemi çok görülür. Erişkinlerde ise yine en sık nedenlerden birisi alerjidir. Alerji benzeri hastalıklar da sinüzit sebeplerinden birisidir. Ayrıca burnu tıkayan, burun kıkırdağı eğrilikleri de sinüzitin önemli sebeplerinden olabilir.

 

! Hava kirliliği ve özellikle sigara kullanımı da sinüzite olan yatkınlığı artıran bir faktördür. Nadir görülen bağışıklık eksiklikleri, nakil hastaları ve kanser tedavisi gören hastalarda da sinüzit çok yaygın olarak görülebilir.

 

Doğuştan getirdiğimiz bazı özelliklerimiz sinüzite yatkınlığımızı artırır mı?

Doğuştan gelen bazı özelikler, sinüzite yatkınlığımızı artırabilir. Özellikle, hem çocuklarda hem erişkinlerde alerji ya da alerji benzeri durumların olması, düşük bağışıklık gibi nedenler de sinüzit çok sık görülebilir. Doğuştan gelen burun kıkırdağı eğriliği de sinüzite yakalanma riskimizi artıran nedenler arasında yer alır.

 Bir kere sinüzit olunca ömür boyu kurtulmak mümkün değil gibi bir inanış var bunun sebebi nedir? Doğru mu? Tamamen sinüzitten kurtulmanın bir yolu var mı?

Uzamış gribal enfeksiyonlar, alerji ve alerji benzeri hastalıklar, sinüzitle karışabilir.  Esasen bu insanların sinüzitleri yoktur. Bunlar, tedavi olduğunda şikayetler ortadan kalkacaktır. Sinüzitleri, akut yani kısa süreli ve müzmin olarak ikiye ayrılabiliriz. Sinüzitlerin çoğu akuttur yani yaklaşık 7 -10 günde belirti vermeye başlar ve ilaç kullanıldığında da yaklaşık 10 – 15 gün ile yaklaşık 3 hafta süresince iyileşirler. Tedavi sonrası bir daha herhangi bir soruna yol açmayabilir.

Akut sinüzit tedavisi sonrasında, sigara kullanımına devam edilir, alerji tedavilerine devam edilmezse, hava kirliliğinde uzak durulmazsa ve burun içerisinde bir kemik kıkırdak eğriliği gibi problemler var ve bunlar düzeltilmezse akut sinüzitler tekrarlayıcı olacaktır.

Kronik sinüzit; iyi tedavi edilmemiş ya da sinüzite yatkınlığa yol açan faktörlerin şiddetli olması durumunda, tedavi sonrası geçmeyen ve 3 aydan daha uzun süren bazı sinüs ve burun içerisinde ciddi değişikliklere yol açan hastalıkları ifade eder. Kronik sinüzit, nadir görülen bir durumdur. Ancak sinüzit iyi tedavi edilmediğinde ve sinüziti kolaylaştırıcı faktörler ortadan kaldırılmadığında da rahatlıkla oluşabilir.

 Besinlerle sinüzitin doğrudan bir ilişkisi var mı? Örneğin mayalı gıdaların tetikleyici, acının iyileştirici olduğu gibi bilgiler var etrafta.

Sinüzitlerle besinlerin çok ciddi doğrudan ilişkisi yoktur. Ancak vücut sağlığımızı etkileyen iyi ve dengeli beslenme bağışıklığımızı arttıracaktır ve tabii ki sinüzite olan yatkınlığımızı azaltacaktır. Ayrıca besin alerjilerimiz varsa, tabii ki bu tür besinlerden uzak durmak gerekiyor. Acı gıdaların sinüziti biraz rahatlattığı yolunda düşünceler doğrudur. Acı gıdaların içerisinde bulunan ‘kapsaisim’ denilen bir maddenin, özellikle sinüzitlerde burun tıkanıklığını azaltıcı, sinüsleri açıcı etkisi olduğu bilinen bilimsel bir gerçektir.

Sinüzitten korunmak için önerilen tüm yolları denedikten sonra gene de sonuç alınamazsa çare ameliyat mı?

Eğer tüm tedbirler alındığı halde sinüzit geçmiyorsa, çok sık tekrarlayan, 6 ay içerisinde 4 kereden fazla akut sinüzit atağı geçirmek, yılda 6 kereden fazla akut sinüzit atağı geçirmek ya da şikâyetlerinizin 3 aydan daha uzun süre devam etmesi durumlarında, sinüzit cerrahisi oldukça iyi bir tedavi seçeneğidir. Bu gibi şikâyetlerde, ameliyat ilk seçenek değildir. Öncelikle alerjiyi ortadan kaldıran, burnu açan, burun içindeki ödemi azaltan, burun içerisindeki enfeksiyonu azaltan tedaviler uygulanmaktadır. Eğer çekilen sinüs tomografisinde; sinüslerde ve burunlarda ciddi değişiklikler görülüyorsa, cerrahi tedaviye geçilir.

Son dönemlerde gelişen cerrahi tedavi seçenekleriyle, hastanın konforunu bozmayan oldukça rahat bir şekilde etkili yöntemlerle sinüzit tedavisi mümkündür.

 Çocukları ilerde kronik sinüzitten korumanın yolları nelerdir?

Çocuklarımızın alerjileri varsa, hem gelecek hayatları için hem de var olan sinüzitten korunmak için öncelikle alerjilerini tedavi ettirmeliyiz. Eğer çocuklarımızın geniz etleri varsa ve bu geniz etlerini toparlamalıyız. Çocuklarımızın sinüzite yakalanmasını önlemek için özellikle sigara dumanından ve hava kirliliğinden uzak tutmalıyız. Aynı zamanda gelecek hayatlarında erişkin olduklarında da sigara içme alışkanlığı kazanmamaları için elimizden gelen tüm gayreti göstermeliyiz.

 Sinüzit kaç yaşında ortaya çıkar? Aileler nasıl bir yol izlemeli?

Bazı sinüslerimiz, doğum sırasında oluşuyor. Bazı sinüslerimiz ise  7 – 8 yaşında oluşumlarını tamamlıyor. Sinüzit, çocuklarda 2 – 3 yaşından itibaren görülebilen bir hastalık. Aileler, 1 hafta – 10 günü geçen sarı yeşil renkli akıntıyla devam eden durumlarda, mutlaka çocuk doktorları ya da kulak burun boğaz hekimlerine başvurarak sinüzitleri tedavi ettirmeliler. Çünkü bu sinüzitler çocuklarımızda daha büyük problemlere yol açabilir. Çocuklarda görülen sinüzitler, tedavi edilmezse müzminleşebilir. Her fırsatta vurguladığımız gibi çocuklarımızı hiçbir surette sigara dumanına maruz bırakmamalıyız.

 Hamilelerde sinüzit için ne gibi tedaviler uygulanabilir?

Hamilelik ve lohusalık özel bir dönemdir. İlaç kullanımında bazı kısıtlılıklar var. Herkeste olduğu gibi hamilelerde de sinüzit görülebilir. Hastalığın, kesin olarak sinüzit olduğu kanıtlandıktan sonra, çeşitli burun yıkamaları ile burnumuzun içini hem temiz tutabiliriz hem de sinüslerin ağızlarını açık tutabiliriz. Bunun herhangi bir zararı olmayacaktır. Bunun dışında, hamilelerde ve lohusalarda da antibiyotik kullanımı söz konusu olabilir. Ancak kadın doğum uzmanlarının izin verdiği antibiyotikler kullanılabilir. Yine kadın doğum doktorlarımızın izni alınarak bazı burun spreyleri de hamilelerde rahatlıkla kullanılabilir.

 Sinüzit başka hastalıkları tetikler mi?

Sinüzit, pek çok hastalığı tetikleyebilir. Bunlardan en önemlisi, iltihaplı geniz akıntısına yol açarak boğazlarımızda farenks dediğimiz boğaz enfeksiyonlarıdır. Ayrıca sinüzit, alt solunum yolu enfeksiyonlarına da yol açabilir. Sinüzit, çok ciddi burun tıkanıklığı yaptığı için yetersiz uyku kalitesine yol açıp, insanların yorgun uyanmasına ve iş hayatlarının etkilenmesine, hatta bazı polipli sinüzit formları, çok ciddi burun tıkanıklığı yaparak uyku apnesine de yol açabilirler.

Sinüzit hastalığının kompikasyonları vardır. Burun ilginç bir bölge. Burada çeşitli komşuluk yoluyla etraftaki dokulara iltihap yayılabilir ya da bazı damarlar vasıtasıyla çeşitli yerlere yayılabilir. Örnek vermek gerekirse sinüzitin gözde yaptığı çeşitli kompikasyonlar var. Basit göz enfeksiyonlarından çok ciddi göz enfeksiyonlarına kadar çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Aynı zamanda sinüzit, beyinde ve kafa içinde pek çok ciddi hayati tehdit oluşturan beyin enfeksiyonlarına yol açma potansiyeline sahiptir.

Tedavi edilmezse yaşam kalitemizi nasıl etkiler?

Sinüzit, çok ciddi bir enfeksiyondur. Sinüzit, yüz çevresinde bir dolgunluk, ağırlık, sürekli burun tıkanıklığı, halsizlik ve bitkinlik yaratarak günlük hayatımızda bizi çok rahatsız eder. Aynı zamanda iş performansımızı, çocuklarda okula konsantrasyonu azaltarak yaşam kalitemizi ciddi şekilde düşürür. Sinüzit, yol açtığı çeşitli hastalıklar sebebiyle ciddi hayati tehlike ve tehdit oluşturabilir. Bu yüzden sinüziti olan insanlar çok ciddi bir şekilde bu hastalığın tedavi arayışı içine girmişlerdir. Hem Türkiye’de hem dünyada, bu hastalık için oldukça yüksek miktarlarda ciddi tedavi giderleri harcanmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir