İyi hissetmek?- Psk. Nesteren Gazioğlu

1 Haziran 2017

Bahar geldi derken, geçti bitti bile. Yeni bir yaz mevsimi daha bizi bekliyor. Hatta Ege’de ve Güney illerimizde deniz sezonu açıldı bile. Hayaller, umutlar, tatiller ve gerçekler. Yaz ayları ve tatil kelimeleri herkesin zihninde farklı çağrışımlara yol açabilir. Kimisi için hiç bitmeyen bir tatil, kimisi için güzel bir fotoğraf, kimisi için sosyal medyadaki beğeniler, kimisi için de çalışmaya devam edilecek bir yaz. İşte tam bu noktada Carl Rogers’ın bir sözünü hatırlatmak isterim;

“İyi yaşam bir süreçtir, bir durum değildir. Bir istikamettir varış noktası değildir.”

Hayatımızda elbette çeşitli hedeflerimiz ve bu hedeflere ulaşmak için de planlarımız olacak ancak bu hedefleri varış noktası olarak belirlersek , o noktaya vardığımızda o durum kaybolur ve gider. Bu sebeple günümüzde birçok kişi tüketim odaklıdır. Tüketip bir sonraki hedefe geçme düşüncesi bireylerin odaklanmasına ve yaşadıkları andan keyif almalarına engel olmaktadır. Örneğin, yaz tatilini yani bir durumu yaşamının merkezi olarak alan birey tatil bittiğinde ne yapacaktır? Bir grup birey ise tatil sırasında o anı yaşamak, orada olmanın keyfini içine ve zihnine çekmek yerine, orada olduğunu gösterme endişesi taşır. Varoluşunun anlamı olan tatili paylaşmak. Tatil üzerinden var olmak. Sevdikleri ile keyfi paylaşmak ile göstermek için paylaşmak arasında da çok ince bir çizgi vardır. Cevap ise sadece bireyin kendi içindedir? Anı yaşıyor muyum? Mutluluğumu paylaşıyor muyum? Görünmek mi istiyorum?

Bu noktada insanları iyi hissettiren nedir?
Sorusuna yönelmek gerekir. Psikoloji ’de bireylerin mevcut, değişmesi gereken yönleri ya da olumsuz semptomlarına odaklanan ve açıklamaya çalışan alt alanlara karşılık, olumlu yönleri ve değişimine inanan pozitif psikoloji belki de mutluluğu tanımlamanıza yardımcı olabilir. Barbara Frederickson duygular ve duyguların bedenimizde yarattığı güçlü etkilere odaklanan çalışmalar yürütmüştür. Pozitif (neşe, memnuniyet, mutluluk vb.) ve negatif (kızgınlık, üzüntü, nefret vb.) olarak duyguları ikiye ayırmıştır. Pozitif duygular bireyin gelişmesine, problem çözmesine ve yaratıcı düşünmesine katkı sağlarken, negatif duygular da bireyi savunmada tutarak dondurucu etki sağlamaktadır. Pozitif psikolojinin kurucusu sayılan Martin Seligman insanların pozitif özellikleri öğrenebileceğini ve bu özelliklerle hem kendilerini hem de yaşamlarındaki olayların akışını değiştirebileceğini öne sürmüştür. Araştırmalar da mutlu bireylerin mutlu evlilikleri olduğunu ve ebeveynlik tutumlarının da pozitif duygular etrafında geliştiğini desteklemektedir. Keyifli bir ebeveynlik, keyifli bir partner ilişkisi ve en önemlisi keyifli bir yaşam akışı için Seligman’ın bahsettiği pozitif özelliklere bir göz atalım.

1. Günlük tutun
Günlüğünüze her gün üç tane o gün başınıza gelen güzel, sizi mutlu eden olayı yazın, bir tane de o gün içerisinde sizin başkasına yaptığınız bir iyiliği yazın. Örneğin, tanımadığınız bir kişiye kapıyı tutmaktan, arkadaşınıza bir iltifatta bulunmaya kadar farklı çeşitleri olabilir. Bu yazacağınız iyiliğin illaki bir maddi değeri olmasına gerek yok, manevi de olabilir.

2. Zihninizi rahatlatacak yöntemleri keşfedin
Zihnin beden üzerindeki etkisi çeşitli araştırmalarla desteklenmiştir. Zihnimizi ve düşüncelerimizi değiştirerek bedenimiz üzerindeki etkileri de değiştirme imkanımız söz konusu. O zaman imgelem, nefes teknikleri ve rahatlama tekniklerine hayatınızda yer açın.

3. Minnettarlığınızı gösterin
İnsan sosyal bir varlıktır. Sizi destekleyen birisine minnettarlığınızı en son ne zaman dile getirdiniz? Teşekkür etmek istediğiniz, sevginizi paylaşmak istediğiniz birisini düşünün ve o kişiye bir mektup yazın. Bu mektup sizde de pozitif duygulanımı sağlayacaktır. Mektubunuz bitince o kişiye hediye edin.

4. Gülümseyin; Eleştirmek yerine yeniden çerçeveleyin
Eleştiri ya da yargıları hayatınızda azaltmaya çalışın. Kendinizi eleştiri yaparken bulursanız, eleştirinizi yeniden düşünüp başka
şekilde nasıl ifade edebileceğinizi tasarlayın. Kendinize odaklanacağınız bir yaz dönemi dilerim.

Umut 5 Yaşında!
2017 yılının Ocak ayından bu güne her sayıda büyüttüğümüz Umut bu sayıda 5 yaşında.
• Umut’un kaba motor becerilerindeki gelişim artık farklı alanlarda da görünebilir. Örneğin, artık kaldırım kenarındaki ince kısımlardan yürümeyi denemeye başlar ve bu ona keyif de verir. Ebeveynleri ise bu sürede biraz endişeli olabilir.
• Sınırları belirli boyamaların içerisini boyayabilir. İnce motor gelişimi kalem hakimiyetini etkiler.
Eğer çok fazla tablet ve bilgisayar oyunları ile vakit geçiren bir çocuksa ince motor gelişiminde yaşıtlarına göre geriden geldiği gözlemlenebilir.
• Makas hakimiyeti vardır, çizebilir, kesebilir.
• Dil hakimiyeti gelişmiştir, kelimelere ilgisi yoğundur. Kelimelerin anlamlarını sorabilir. Meraklıdır.
• Umut kız ve erkeklerle de oyun oynasa da hemcinsini bu yaşta daha fazla tercih etmeye başlar.
• Mış gibi oyunlardan keyif alır. Gerçek ile hayal ürününü ayırt etse bile, zaman zaman halen karmaşalar yaşayabilir.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir