Her yenilik sistemde kaos yaratır-Psk. Nesteren Gazioğlu

3 Ocak 2016

42154654_xl

Yeni bir yıl, yeni heyecanlar ile hayatımıza dokunmaya devam ediyor. Umutlarımız var, planlarımız var. Yenilikleri sevmemize rağmen eğer bu yenilik bizim planlarımız dışında gelişen, planlamadığımız bir değişimi tetikliyorsa işte değişim, gelişim ve dönüşüm o noktada başlar.
Planladığımız değil, planlamadıklarımız bizde dönüşümü başlatır. Mesela aile sistemine yeni bir bebek geldiğinde ebeveynler ilk etapta ne yapacaklarını bilemez. Yepyeni davranışlara, yeni süreçlere alışmaları gerekiyor; bebeği tutmak, bebeği anlamak, uykusuzluğa alışmak, ebeveynin kendi ihtiyaçlarını ötelemeyi tecrübe etmesi. Her ne kadar bebek umutla beklenen ve istenen bir umut olsa da beraberinde getirdiği beklenmedik unsurlara alışmak zaman alacaktır. Yenilikler ailede kaos yaratabilir.
Düşünün…
Hayalini kurduğunuz eş ile evlendiniz. Çok seviyorsunuz, çok mutlusunuz, sadece ikiniz. Günlerden bir gün eşiniz geliyor ve size diyor ki; “Hayatım ben seni o kadar çok seviyorum, o kadar çok beğeniyorum ki senden bir tane daha olsun istiyorum.” Şimdi ne demek istedi? İltifat mı etti yoksa… Aradan zaman geçiyor ve eşiniz yanında sizin bir hemcinsinize sarılmış vaziyette yanınıza geliyor. Ve diyor ki: “Hani senden bir tane daha istiyordum ya; işte bu da yeni eşim. Onunla çok iyi anlaşacağına eminim.” Bu eş nasıl biri. Bir kere sizden genç… Bakıyorsunuz oldukça da alımlı ve çekici. Ama biraz genç ve bir sürü ihtiyacı var. Araba kullanamıyor, kredi kartı yok, kendi başına alışveriş bile yapamıyor. Bu ihtiyaçlarda eşinize yardım etmeniz lazım. Her talepte eşiniz size sesleniyor; “Hayatıııııım gel bana yardımcı ol” – “Ben onun bakıcısı değilim, sen getirdin onu benim başıma!” diyeceğiniz geliyor… Tutuyorsunuz kendinizi…

Günler geçip giderken sizin doğum gününüz yaklaşıyor. Eşiniz bu özel günü hiç unutmaz. Sabah yataktan sevinçle kalkınca bir de ne görüyorsunuz. Size yepyeni, son model bir cep telefonu almış. Hem de öteki eşte bundan yok. Ohh tekrar kendinizi özel hissediyorsunuz. Eşinize bir güzel sarılıp ona hayatında yediği en güzel kahvaltıyı hazırlıyorsunuz. Her şey güzel gidiyor. Eşiniz sizi seviyor, siz de onu… Bu arada öteki eş nerede? Evin içinde ararken birden odanızda olduğunu fark ediyorsunuz. Odanın kapısını aralar aralamaz bir çığlık. “Sen benim yeni telefonumu nasıl kurcalarsın? Bak gördün mü tuşlarını lekelemişsin!” diye haykırıyorsunuz. Bu haylaz ve meraklı eş ağlaya ağlaya odadan çıkıyor. Ve birkaç saniye sonra kapıda eşiniz, arkasında da ağlamaklı ama içten içe gülen o eş! Eşiniz özür dilemenizi istediğinde saçlarınızın her bir teli dike diken oluyor. “Ama… ben sadece… o bana aitti… seni kaybettim… şimdi de telefonumu… neyse…”

İçinizde kabaran duyguları bastırmaya çalışırken bazen de bu yeni eşle eğlendiğinizi fark ediyorsunuz. Beraber ortak hobiler buluyorsunuz, hatta bazen eşinizin bile anlamadığı şu özel bakışmalarınız ve kelimeleriniz bile oluyor. Ama nedense yine bir yerlerde bir şeyler var. Bu eş hem en iyi arkadaşınız oluyor, hem de en has düşmanınız…

Her yenilik sistemde kaos yaratır ve kısaca kaoslar bizi geliştirir, yeni gelişimlere yöneltir. Yeni yeni yılda hep birlikte gelişmek üzere…
Sevgilerimle…

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir