Düşük riskini artıran 7 neden

15 Mart 2021

Hamilelik döneminin ilk 20 haftası içerisinde çeşitli nedenlerle birlikte fetüsün kaybedilmesi ve gebeliğin sonlanması, düşük yapmak olarak tanımlanır. Düşükler genellikle ilk 13 hafta içerisinde meydana geliyor. Bu nedenle hamileliğin ilk 3 ayı oldukça önemlidir. Anne adayları bu süreç içerisinde beslenmelerine dikkat eder, hareketlerini sınırlandırır ve stresi minimuma indirmeye çalışır. Düşük yapan anneler çoğu zaman kendilerini suçlu hissetseler de çoğu zaman düşüğün nedeni anneden kaynaklı meydana gelmez. Avrasya Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı İstepan Suna düşük vakalarının en yaygın nedenlerini açıkladı.

Genetik faktörler
En önemli düşük sebepleri arasında genetik yapı yer alıyor. Toplamda 46 kromozom taşıyan embriyo, kromozomların 23’ünü anneden 23’ünü babadan alır. Kromozomal bozukluk, yani sayısı ya da bu kromozomların genetiğe bağlı olarak dizlim yanlışlığı tehlikeli bir durum yaratarak düşüğü tetikler. Bu durumda anne ve baba adayına kromozom incelemeleri yapılmalıdır. Uzman bir doktora başvurmak sağlıklı olacaktır.

Bağışıklık sisteminin zayıf olması
Hamilelik sürecinin öncesinde de sonrasında da bağışıklık sistemi kişileri hastalıklara karşı koruyan bir mekanizmadır. Bununla birlikte antikorlarda enfeksiyonlarla mücadele için bağışıklık sistemimizin ürettiği proteinlerdir. APL denilen antikor seviyesinin normalin altında olması ile kanda pıhtılaşma görülür. Görülen bu pıhtılar, embriyoya giden kanı engelleme riski oluşturur ve beraberinde düşüğü getirir. Anne adayının sık sık hastalanması veya kronik bir hastalığa sahip olması risk oluşturacağı için hamilelik döneminde bağışıklığını güçlendiresi önemlidir.

Hormonal bozukluklar
Adette yaşanan düzensizlikler, tiroit bezinde yaşanan hastalıklar ve kontrol edilemeyen şeker hastalığı… Düşük oluşmasına zemin hazırlar. Eğer gebelik öncesinde de hormonal sorunlar yaşadıysanız, hamilelik süresi boyunca doktor kontrolü altında olmalısınız.

Yaş
Yaş ilerledikçe gebelikte oluşabilecek sorunlarda fazlalaşır. Gebeliğin sağlıklı olarak devam edebilmesi tehlikeye girebilir. Özellikle de 35 yaşından sonra anne adayı olmaya hazırlananlar genç anne adaylarına oranla daha büyük riskler taşır. Doğurganlık çağındaki kadınların düşük yapma riski daha düşüktür.

Sağlıksız beslenme
Sağlıksız ve düzensiz bir beslenme alışkanlığı anne adayının en büyük düşmanıdır. Çünkü bu şekilde bağışıklık sistemi zayıf olacak ve vücut hamileliği kabul etmeyecektir. Bu nedenle her anne adayı beslenmesine oldukça özen göstermelidir. Alkol, sigara, aşırı kafein gibi durumlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca, gebelikten iki-üç ay öncesinden itibaren Omega-3, folik asit ve B12 vitamin takviyelerine başlamanız gerekir.

Kontrolsüz ilaç kullanımı
Gebelik döneminde kontrolsüz ilaç kullanımı tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Bunlardan birisi de gebeliğin düşük ile sonuçlanmasıdır. Bazı ilaçlar size masum görünebilir. Yine de doktorunuza danışmadan kullanmak yanlış bir seçim olacaktır. Bu nedenle ağrı kesici, antibiyotik hatta vitamin takviyelerinin kullanımı bile doktor gözetiminde olmalıdır.

Yanlış egzersizler
Düşük riskinin ilk üç ayda meydana geldiğinden bahsetmiştik. Bu aylarda en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de hareket ve ağırlık sınırı. Elbette ki hamilelik döneminde spor ve egzersiz çok önemli. Fakat uzun süre, yorucu ve ağır egzersizlerden kaçınmak doğru olacaktır. Eğer gebeliğin başlarında vajinal kanamalarınız oluyorsa egzersizleri bir süre bekletmeniz iyi olacaktır. Ağır kaldırmamaya özen göstermeli ve ani hareketlerden de olabildiğine kaçınmalısınız.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir