İçimizden biri, evimizin kızı; Açelya Akkoyun

20 Temmuz 2015

 

Screenshot_2015-06-12-11-24-24

Tek çocuk, yalnız başına kalır diye korkuyor musunuz?
Niye yalnız kalsın. Benim aslanlar gibi bir ağabeyim var. Harika dostlarım var zor anlarımda her zaman yanımda olan. Bana göre akrabalık kan bağı değil, gönül bağıdır. Kan bağı mekanik bir bağdır, duygular ise apayrıdır. Çünkü bu hayatta hiç kimse birbirinin sahibi değil. Sadece yakınlarımıza karşı sorumluluklarımız var; anneye-babaya bakmak, evlada bakmak gibi. Ama ben felsefe olarak hiçbirimizin birbirimizin malı olduğunu düşünmüyorum. Biz birbirimizi hoş tutmakla yükümlüyüz. Ben basınçlara karşı, özgürlüğün yanında bir insanım. Annem beni böyle yetiştirdi.

Peki siz Alya’yı nasıl yetiştiriyorsunuz?
Ben de çok özgür yetiştiriyorum. Atlasın, zıplasın, oynasın. Kendini korumasını da öğretiyorum ona. Parkta oynarken terlemesin diye “Aman yapma, etme” demiyorum. Terlediğinde tabii ki üstünü değiştiriyorum. Baskı kurmuyorum ama kuralları öğrenmesi için dikkatli davranıyorum.

Siz dikkat ediyorsunuz, özgür yetiştiriyorsunuz ama Alya nasıl bir çocuk?
Özgürlüğüne çok düşkün bir çocuk. Alya benim sınavım. Ben çok titizim ama Alya tam tersine hiç umursamıyor. Bazı çocuklar var biyonik gibi, sanırım onlar annelerine bir hediye.

Babasıyla ilişkisi nasıl?
Çok sağlıklı bir baba-kız ilişkileri var. Tabii ki birçok baba gibi Enis’de kuralları bozan bir yapıda. Alya’nın uyku saati gelince ”Biraz daha kalsın, hemen uyumasın” der. Tamam ama bu düşünceni onun yanında söyleme Enis, çünkü Alya’da hemen “Evet bak babam söyledi, uyumayayım” diyor. Her defasında da “Pardon” der ama unuttuğu için değil, bilir aslında, işine gelmez.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir