İçimizden biri, evimizin kızı; Açelya Akkoyun

Eş demişken hemen bu konuya girelim. Bunu yıllar önce yaptığımız röportajda konuşmuştuk ama bilmeyen için yeniden soracağım. Eşinizle nasıl tanıştınız?
2004 yılında 10 Eylül’de tanıştık ve ben eşimi görür görmez aşık oldum. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın partisine giderken aynı arabaya bindik ve ben etkilendim. O da benim için “Açelya Akkoyun, bana bakmaz ki?” diye düşünmüş. Halbuki ben de bütün gece “Ay sırtımdan beni çeken bu enerji ne?, “O çocuğa dönüp bakmak istiyorum” diye düşündüm. O geceden sonra uzun bir arkadaşlığımız dönemimiz oldu. Bu devirde zor olur dedirtecek şekilde 2 ay eli elime değmeden flört ettik. Bu durumu yaşarken şöyle dedik; “Evet öbürünü yaşamak çok kolay ama biz bu zamanın tadını çıkarmalıyız?”. Eşimle ilk buluşmamızda yemeğe çıktık, ikimizde bekar evimizde yaşıyorduk ve yemeklerden sonra hep bir kahve içilir ya, ben de nezaketen kahve içelim mi dedim ama dışarıda bir kahve içmekten bahsediyordum. O da “Ben hiç eve çıkmayayım ama sana bir şey vermek istiyorum dedi ve arabanın bagajını açtı. Bir baktım içeride bir Açelya çiçeği ve küçük pastalar var. “Bu gece kahveyi içerken beni düşünür, bu akşamı analiz edersin belki” dedi. 2 ay sonra görüşmelerle, tatillerle çok sağlıklı ilerleyen bir ilişkimiz oldu. 2006 yılında da evlendik.

İlişkiniz nasıl?
Bizim ilişkimizde saygı sevgi kadar önemlidir. Ben kocam diye Enise ağzıma geleni sayamam. Bizler her şeyi çok çabuk çarçur etmeye alışmışız ama evlilik böyle bir şey değil. Evlilikte bizler birbirimize emanetiz!