Özel çocukları yetiştirmek

Çocuğunuzun sizin hayal ettiğinizden farklı olabileceğini kabul edin.
Amanda Booth’un, 2 yaşındaki oğlu Micah’ın Down sendromu var, bu da yürümesini zorlaştıracak şekilde kas tonusu zayıflığına neden oluyor.
Los Angeles’ta yaşayan ve TheBeardAndBump.com adresinde blog tutan oyuncu ve manken Amanda Booth “Önce dik oturmayı öğrettik, sonra da otururken nasıl ayakta durabileceğini,” diyor. “Bana daha az ihtiyacı olduğunu her fark ettiğimde geri çekiliyorum ve kendi başına deneyip başarısız olmasına izin veriyorum. Yeni bir şey yapabileceği fikriyle barışık olmasının tek yolu bu. ‘Ay yapamaz,’ veya ‘Canını acıtır,’ demiyorum. Kendi başına yapabilene dek tekrar tekrar denemesi gerekecek,” diyor.

Belki beklediğinizden akademik olarak daha az başarılı, telaffuzu daha az anlaşılır veya daha az sosyal. Belki de sporcu olmasını umdunuz ama bir kitap kurdunuz var. Ya da tam tersi. Çoğu zaman sorun olarak algıladığımız bu durumları “düzeltmeye” çalışıyoruz ve çocuklarımızı hep hayal ettğimiz
hale getirmek için dişimizi tırnağımıza takıyoruz. Ama bu, onları sevmediğimizi düşünmelerine neden olabilir — spesifik beklentilerimizi karşılamak için biraz daha sıkı çalışsalar olabilecekleri kişi imajını seviyoruz.
Amanda Booth “Hamileyken kafamızda her şeyi planlamıştık,” diyor. “Micah babası gibi motosiklete binecek, hatta belki de Olimpik yüzücü olacaktı.” Down sendromu teşhisi konulduğunda eşiyle birlikte Micah için dilediği çoğu şey uçup gitmiş. “İlk günden itibaren kendimize onu herhangi bir kalıba sokma iznini veremeyeceğimizi biliyorduk. Biraz geri çekilip Micah’a gerçekten bir bakmalı ve nereye gidecekse bizi de götürmesine izin vermemiz gerekiyordu.” Kim bilir kaç çocuk, ebeveyni tarafından bu kadar koşulsuz bir şekilde kabul edilmeyi diliyor? Booth “Micah’ya dair bu bilgiyi bu kadar erken öğrenmiş olmak içimi rahatlatıyor,” diye ekliyor. “Çocuğunu avukat yapmaya çalışıp çocuk 25 yaşına geldiğinde aslında bunu yapmak istemediğine kadar verdiğinde yıkılan o ebeveynlerden olmayacağım. Bu bizim için bir seçenek bile değil. Başta kahredici gibi gelen bu durum, şimdi umut ışığı gibi görünmeye başladı.”