- Doğum sonrası iyileşme süreci: Yeni anneler için tavsiyeler
- Soğuk havalar, virüslerin daha kolay yayılmasını sağlar
- 6 yaş sonrası çocukların %10’u alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya
- Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller
- Novakid: Geleceğin meslekleri İngilizce’nin yardımıyla daha erişilebilir hale gelebilir
- 30 dakikayı aşan nöbetler beyinde hasarlanmaya neden olabilir
- Diş eti hastalıkları hamile kalmaya engel olabilir!
- Kadın Sağlığında Bazı Önlemler Asla İhmal Edilmemeli
- Hurafeler yersiz endişe ve stres yaratıyor
2 yaşı sendroma çevirmeyin!
Daha doğduğu gün, dün gibi aklınızda ama şimdi size karşı gelen ve dediklerinizi yapmamak için adete sizinle yarışan bir çocukla karşı karşıyasınız. Şişli Florence Nightingale Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Belgü Kaçmaz, 2 yaş döneminin sendrom haline gelmesinin sebeplerini paylaşıyor.
Bebekliğinden itibaren en sıkıntılı süreçleri bile sorunsuz atlatan yeğenim, sanki başka bir çocuk oldu. Aslında bu söylediğim biranda olmadı tabii ki ama 2,5 yıldır sakin ve düzgün iletişim kuran Uluç, şimdilerde sadece ‘hayır’larla dolu cümleler kuruyor. Birkaç ay öncesine kadar Uluç’u ikna etmek çok daha kolaydı, fakat artık neredeyse imkansız. Hilal’e (annesi) ilk sorum, “Hep mi böyle? Size nasıl davranıyor?”, Hilal’in “Son zamanlarda kendi büyüttüğüm çocuğu tanıyamaz oldum. En küçük şeyde hemen bağırıyor, doğru olduğunu bildiği şeylere bile ‘hayır’ diyor, doğruları anlattığımızda ise ‘nedenmiş’ diyor ve uzaklaşıyor”, cevabını aldığım an 6 Mart 2012 tarihinden günümüze hızlı bir hesaplama yaptım. Durum ortadaydı Uluç artık bir bebek değildi ve halk arasında sıkça söylenen ‘2 yaş sendromu’nun kapısı çoktan aralanmıştı. Tam bu sıralarda derginin yeni konu hazırlıklarını yapıyordum ve Hilal gibi birçok annenin de çocuklarındaki bu değişime nelerin sebep olduğunu merak ettikleri için ‘2 yaş sendromu’nun ne anlama geldiğini uzman görüşüyle sizlerle paylaşıyoruz.
2 yaşında neler oluyor?
Bazı uzmanların 2 yaş sendromu dediği dönem, aslında çocuğun hayatının 2’nci ve 3’üncü yıllarını kapsayan ve çocuğun bireyselliğini kazanmaya başladığı dönemdir. Çocuk, 1 yaşını geçtikten sonra ayaklanmaya ve yürümeye başlar. Bu döneme kadar ihtiyaçları için anne ve babasına bağımlı olan çocuk, artık onlardan bağımsız hareket etme yeteneğini kazanmıştır. Böylece etrafı keşfetmeye ve hızla öğrenmeye başlar.
Erik Erikson, bu yaş dönemini ‘Özerkliğe Karşı Kuşku’ dönemi olarak tanımlar. Bu dönemde çocuk, yalnızca yürümekle kalmaz, keşfeder, tırmanır, düşer, tutar, iter. Kendi başına yapabildiği en küçük şey bile (bir kurdele açmak ya da bir kağıt parçasını çöpe atmak) kendisiyle gurur duymasını sağlar ve bir sonraki adım için onu yüreklendirir. Eğer, bu noktada çocukla ilgilenen kişi sabırsız davranır ve çocuğun kendi başına yapmasını beklemeden, yardım etmekte erken davranırsa çocuk, ‘yapamadığı’ hissiyle baş başa kalır ve becerilerinden kuşku duymaya başlar. Çocuğunuza tabii ki yardım etmelisiniz fakat öncelikle kendi başına yapması için ona biraz zaman tanıyın. 1,5 ile 3 yaş arasında devam eden bu durumun bir sendrom halinde yaşanmasının nedeni, her çocuğun geçtiği ve normal olan bu gelişim evresinde anne, baba ve bakım verenin ne yapacağını bilememesidir. Bazı ebeveyn fazla yardımcı, telaşlı ve kaygılı olabilirken, bazısı da fazla eleştirel ve beklentisi yüksek olabilir.
Çocuklarda görülen değişiklikler
Bu dönemde çocuk için en önemli şey, ‘kendi başına yapabilme’ becerisinin gelişmesidir. Bu nedenle, sık sık kendisine ne yapması gerektiğini söyleyen anne-babasına ‘hayır’ dediği, kendi istediği olmadığında ağladığı ve her şeyi kendi başına yapmaya çalıştığı gözlemlenir. Çocuk, anne babasıyla adeta çatışmakta ve isteklerinin o aile içinde görülmeye başlanmasını beklemektedir. Yani aslında bir birey olduğunu bizlere göstermek ister.
Bu dönemin belirtileri:
• Hayır sözcüğünü sık sık kullanmak.
• Her şeyle ilgili birçok soru sormak.
• Kendi başına yapmak (örneğin tuvaletten sonra sifonu çekmek, ellerini kendi yıkamak, kıyafetlerini kendi başına çıkarmak/giymek).
• Zaman zaman, istediği olmayınca istediğini yaptırana kadar ağlamak.
2 yaş sendromu her çocukta görülür mü?
Bu nokta çocuğun bireyselleşmesini normal bir gelişim evresi olarak görmekten ziyade bir sendrom olarak görülmesine göre değişmektedir. Her çocuk, bu yaş döneminde aynı evreden geçer. Püf nokta, ebeveynlerinin bu dönemi nasıl ele aldıklarında yatmaktadır. Eğer aile bu dönemin yaşanması gerekli bir dönem olduğunu bilir, ona göre önlemini alır ve sınırlarını belirlerse bu dönem bir sendrom gibi yaşanmayacaktır.
2 yaş sendromunun çocukların konuşmayı ve tuvalet alışkanlığını öğrenme süreciyle bir alakası var mı?
Gelişimi normal seyreden çocuk 1 yaşta bir kelime söyler, 2 yaşında iki kelimeyi art arda getirerek bir cümle kurabilir. 2 yaşında kendini ifade etmekte 1’inci yaşına göre daha başarılı olsa da henüz kendini ifade etmeyi tam anlamıyla başaramaz. Anlaşılamadığı zamanlarda ise agresifleşebilir ve durma göre vurma, ısırma, tükürme gibi davranışlar gösterebilir. Bu durum çocuğun kendini ifade etme biçimi olarak yerleşir ve aile önlemini almazsa bir problem olarak karşımıza çıkar.
Tuvalet eğitimi de yine bu yaşlarda verilmektedir. Eğer çocuk hazırsa, çişini ve kakasını söyleyebilir durumdaysa ebeveyni onu bezden ayırır. Bu dönem, çocuğun tuvaletini yapmaya karar vermesi ve kendi bedeni üzerinde ilk defa kontrol kazanmasıyla ilgili olduğu için önemle ele alınmalıdır. Aceleci ve sabırsız davranmak, çocuğun kendi başıma başarabilirim hissine zarar verebilir. Meydana gelen kazalara karşı fazla eleştirel olmak da çocuğu utandırabilir. Bu noktada çocuğun kendi bedeni üzerinde kontrol sahibi olmasını beklemek en doğru yol olacaktır.
Bu dönemde çocukların ailelerine karşı geldiği konular neler?
Bu dönemi çocukların ailelerine karşı geldiği bir dönem olarak düşünmek yerine ebeveynlerin, hangi davranışlarını, bu döneme nasıl adapte etmeleri gerektiğini düşünmek ve konuşmak bizlere daha yardımcı olacaktır. 2 yaş çocuğu isteklerini ifade etmeye başlayan ve o isteklerinin yerine getirilmesini bekleyen bir dönemdedir. Eğer tam da bu dönemde ebeveynleri neyin yapılabilir ve neyin yapılamaz olduğuyla ilgili belirli sınırlamalar getirmedilerse bu dönemde en çok karşılaşılan sıkıntılardır.Çocuğun istediği olmadığında ağlaması, tepinmesi, bağırması zaman zaman ‘öfke nöbeti’ geçirmesi anne babaya ya da kendisine zarar vermesi.Söz dinlememesi ve bu durumun sonuçları olduğunu kabul etmemesi.Her hareketinde anne ve babayla bilerek ve isteyerek inatlaşıyor gibi gözükmesidir.
2 yaş sendromu ne zaman biter?
Gelişimin bu evresi 3 ile 3,5 yaşları arasında sona erer. Çocuk artık kendi bedeni üzerinde tam bir kontrole sahiptir ve kendi işini kendisi görebilir. Kendini ifade etme ve iletişim kurma becerisi de oldukça gelişmiştir. Bireyselleşme görevi başarıyla tamamlanmıştır.
Unutmayın, 2 yaş sendromu normal bir gelişim evresidir. Bu evreyi sendromlaştıran çocuk değil ebeveynin yanlış tutumudur. Bu evreyi mümkün olduğunca çocuğunuzu anlamaya çalışarak, büyümesine izin vererek ve ona alan açarak geçirebilirsiniz.
2 yaş, sendroma dönüşmeden nasıl geçer? Ebeveynlere öneriler:
Bu dönemi normal bir gelişim evresi olarak kabul etmek ve bu evreyi iyi tanımak. Çocuğun bireyselleşme ve özerk olma isteğini kabul etmek ve ona izin vermek. Büyümesi için ona alan sağlamak, kendi ihtiyaçlarını gidermesi için ona izin vermek, gerektiği zamanlarda ve çocuk talep ettiğinde yardımcı olmak. Yeni beceriler edindiğinde onu yüreklendirmek. Çocuk istediği şeyi elde edemediğinde ve ağlamaya başladığında: Ağlayarak, tepinerek ve kendisine zarar vererek hiçbir şeyi yaptıramayacağını ona söylemek ve ağlamayı bırakana kadar istediği şeyi kesinlikle yapmamak/ almamak. Bu şekilde davrandığında mümkün olduğunca yanından uzaklaşmak ve ağlamasının bitmesini beklemek. Ağlaması bittikten sonra onunla konuşmak, ilgi göstermek ve ağladığı zaman istediği şeyi elde edemeyeceğini tekrar tekrar anlatmak. İstediği makul bir şeyse ağlamaya başlamadan ‘evet’ demek ki ağlama davranışı oturmasın. Hayır denilen şeyleri gözden geçirmek ve hayırları mümkün olduğunca nedenleri ile birlikte anlatmak. Her şeye hayır dememek onun yerine seçenek vermek. “Sana bugün bu oyuncağı alamam ama istersen seninle birlikte oyun parkında oynayabiliriz ya da hikaye dinleyebiliriz” gibi. Seçenekleri daraltmak, tüm dünyayı önlerine sunmamak, onun için yararlı olabilecek 2-3 seçeneği önüne koymak ve oradan seçmesine izin vermek. Böylece sizin hayır demeyeceğiniz şeyleri isteyecektir.
Son Haberler
-
Doğum sonrası iyileşme süreci: Yeni anneler için tavsiyeler
Doğum, bir annenin hayatındaki en anlamlı ve unutulmaz anlardan biridir....
- Eklendi Aralık 18, 2024
- 0
-
Soğuk havalar, virüslerin daha kolay yayılmasını sağlar
Çocuklarda bronşitin genellikle kısa süreli (akut) ortaya çıktığını ve sıklıkla...
- Eklendi Aralık 11, 2024
- 0
-
6 yaş sonrası çocukların %10’u alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya
Alt ıslatma, çocuklar arasında sıkça karşılaşılan problemlerin başında geliyor. Aileler...
- Eklendi Aralık 5, 2024
- 0
-
Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller
Çocuklarda ve bebeklerde yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonu olan bronşit,...
- Eklendi Kasım 25, 2024
- 0
-
“Annemde de vardı bir şey olmadı!” diyerek ihmal etmeyin!
Adet sırasında aşırı kanama, şiddetli adet ağrıları, tekrarlayan ve geçmeyen...
- Eklendi Kasım 18, 2024
- 0
-
Novakid: Geleceğin meslekleri İngilizce’nin yardımıyla daha erişilebilir hale gelebilir
İngilizce gibi yabancı bir dil öğrenmek, yaşlanmayı yavaşlatmaktan yaratıcılığı geliştirmeye...
- Eklendi Kasım 6, 2024
- 0
-
30 dakikayı aşan nöbetler beyinde hasarlanmaya neden olabilir
Küçük çocuğu olan anne ve babalar, beyne zarar vereceği düşüncesiyle...
- Eklendi Kasım 3, 2024
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Genital bölge yağ enjeksiyonu ile ilgili merak edilenler
Estetik denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan olmasa da kadınlar...
- 17 Haziran 2024
- 0
-
Seyahat süresince çok uzun süre hareketsiz kalmayın
Sevgili anne adayları; Biliyorsunuz önümüzde uzun bir bayram tatili...
- 8 Nisan 2024
- 0
-
Hepinize keyifli bir gebelik süreci diliyorum
Sevgili anne adayları merhaba. Ben, Kadın Hastalıkları ve Doğum...
- 3 Nisan 2024
- 0
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
7 Yorum