- Meme kanseri hakkında merak edilen sorular
- Okul fobisi
- İlk zamanlar gerekirse okulda bekleyin
- Silgi ve kalem kapaklarına karşı dikkatli olun
- Miyopi riskini artırıyor
- Bebeklerde K vitamini eksikliği
- Her 3 çocuktan 1’inde demir eksikliği var!
- Hamilelikte diş çürüklerine dikkat
- Emzirmeyi engelleyen 6 hurafe
- Çocuklarda sıcak çarpmasına dikkat!
Doğum sonrası depresyonu anneleri yalnızlaştırıyor

Bir çocuk doğmadan önce, hep aynı pembe gözlüklerle hayaller kuruluyor: “Dünyanın en tatlı, en huzurlu, bakımı en kolay çocuğu doğacak ve ben onu görür görmez hemen çok seveceğim.” Ancak her ne kadar çocuğunu sevmek en temel içgüdü olarak kabul edilse de, bazı kadınlarda annelik duyguları birçok nedenden dolayı hemen oluşamayabiliyor.
Peki, doğum sonrası depresyonunun belirtileri nelerdir ve bu rahatsızlığa hangi sıklıkta rastlanıyor? Doğum sonrası depresyonda anneler ne yaşıyor? Bu durumun tedavisi mümkün mü?
Doğum sonrası depresyonun (DSD) annelerde farklı olumsuz duygular yaşattığını belirten DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Klinik Psikolog Ayşe Bombacı, “Bebeğine hemen pozitif duygularla bağlanamayan bir anne, yaşadığı olumsuz duyguların altında ezilerek bir yandan kendini suçlarken, bir yandan da kendisini hastalık seyrini olumsuz etkileyebilecek yalnızlığın içine hapsedebiliyor. Bu kişiler ruhen acı çekerken, dışarıya karşı gülümsemeye çalışabiliyor. Klinik depresyon tablosunda kendini mutsuz hissetme hali, ilginin, enerjinin ve sevinme hissinin kaybolması, motivasyonsuzluk ve aşırı yorgunluk gibi ana belirtilerin yanı sıra konsantrasyon zorluğu, değersizlik ve suçluluk hissi, özgüven kaybı, gelecek kaygısı, uyku ve yeme sorunları ya da bazı ağır vakalarda intihar düşüncelerine rastlanabiliyor. Tüm bunların sonucunda da annelik duygusu örseleniyor.”
Psikolojik açıdan bakınca, doğum eylemine bağlı fiziksel şikâyetler, bebekli hayatın getirdiği uykusuz geceler ve sana muhtaç bir varlığın sorumluluğunu üstlenmek birçok aileyi fiziksel ve psikolojik olarak zorlayabiliyor. Bebekli yeni hayata uyum sağlamak her zaman dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmayabiliyor. Birçok anne aslında ne kadar kötü bir halde olduklarını ve zorlandıklarını söylemekten utanabiliyor.
Bilimsel literatürde yer alan bazı araştırmalara göre “Postpartum Depresyon (PPD)” adı verilen bu hastalığa gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 20 oranında rastlanırken, Türkiye’de bu oran, yüzde 30 ila yüzde 40 arasında değişiyor. Türkiye’de doğumdan sonraki ilk üç ay içinde her beş kadından ikisinin yaşayabileceği bu sorun, bazı ağır vakalarda psikolojik destek alınmaz ise, annenin kendini ve çocuğunu öldürmesi ile sonuçlanabiliyor.
Annelik hüznü ve doğum sonrası psikozla benzerlik gösteriyor
Doğum sonrası depresyonun erken dönemde teşhis edildiğinde anne ve bebek üzerinde olumsuz etkiler bırakmadan tedavisinin mümkün olduğunu belirten Bombacı, “Doğum sonrası depresyon, bazı belirtiler açısından doğum sonrası ilk birkaç gün içinde yaşanan ve yüzde 80 oranında rastlanan annelik hüznüne benzeyebilir. Annelik hüznü, hormonal değişikliklere bağlı ağlama nöbetleri, duygusal dengesizlik, depresif ve kaygılı bir ruh hali ile karakterizedir ve tedavi gerektirmeyen geçici bir tablodur. Eğer kendiliğinden geçmez ve 10 günden daha uzun sürerse, bu ruh hali doğum sonrası depresyona dönüşebilir. Doğum sonrası ender olarak yaşanan diğer bir klinik tablo ise, doğum sonrası psikozudur. Yaklaşık olarak 1000 kadından ikisinde görülen bu ağır psikiyatrik tabloda kadınların halüsinasyonlar gördükleri, sesler duydukları ve gerçeklik algılarının bozulduğu saptanmıştır. Hem anne hem de bebek için tehlike doğurabilecek bir hastalık olduğu için klinik ortamda psikiyatrik müdahale gerektirir” dedi.
Sonuç olarak, toplumda idealize edilmiş annelik rolü ve anne olmakla ilgili beklentiler yüzünden doğum sonrası depresyonu yaşayan birçok anne hislerini paylaşamamakta, yargılanmaktan korkmakta ve giderek yalnızlaşmaktadır. Oysaki her beş kadından ikisinin yaşadığı doğum sonrası depresyon bir tabu olmaktan çıkarılmalı ve annelere olabilecek en erken dönemde yardım ulaştırılmalıdır.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
Meme kanseri hakkında merak edilen sorular
Her 8 kadından 1’inde görülen meme kanseri, yaşamın her döneminde...
- Eklendi Eylül 29, 2025
- 0
-
Okul fobisi
Okulların açılmasıyla birlikte bazı çocuklarda yoğun kaygı ve direnç gözlemlenebiliyor....
- Eklendi Eylül 14, 2025
- 0
-
İlk zamanlar gerekirse okulda bekleyin
Okulların açılması bazı çocuklarda heyecanın da ötesine geçecek düzeyde strese...
- Eklendi Eylül 8, 2025
- 0
-
Silgi ve kalem kapaklarına karşı dikkatli olun
Okullar açılırken çocuklar kadar veliler de heyecanla hem ilk zilin...
- Eklendi Eylül 4, 2025
- 0
-
Miyopi riskini artırıyor
Halk arasında uzağı net görememe olarak bilinen miyopi, çocukluk çağının...
- Eklendi Ağustos 26, 2025
- 0
-
Bebeklerde K vitamini eksikliği
Bebeklerde K vitamini eksikliği beyin kanaması ve felce neden oluyor!...
- Eklendi Ağustos 21, 2025
- 0
-
Her 3 çocuktan 1’inde demir eksikliği var!
Ülkemizde her 3 çocuktan birinde görülen demir eksikliği, fiziksel gelişimin...
- Eklendi Ağustos 14, 2025
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Genital bölge yağ enjeksiyonu ile ilgili merak edilenler
Estetik denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan olmasa da kadınlar...
- 17 Haziran 2024
- 0
-
Seyahat süresince çok uzun süre hareketsiz kalmayın
Sevgili anne adayları; Biliyorsunuz önümüzde uzun bir bayram tatili...
- 8 Nisan 2024
- 0
-
Hepinize keyifli bir gebelik süreci diliyorum
Sevgili anne adayları merhaba. Ben, Kadın Hastalıkları ve Doğum...
- 3 Nisan 2024
- 0
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0












0 yorum