Empati yeteneği nasıl gelişir?

5 Ağustos 2016
Önceki1 / 3Sonraki

shutterstock_376923799

“Kendini başkalarının yerine koymak ama kendisi olarak düşünüp karar vermek” olarak tanımladığımız ve yüzyılın becerisi olarak adlandırılan empati, çocuğun öncelikle kendisinin ayrı bir birey olduğunun tamamen farkında olması ile 2 yaş civarında kazılmaya başlar, yaşam boyu gelişip şekillenmeye devam eder. Bu süreçte “ben” ve “diğeri” farkındalığı, “davranışlarının sonucunu ve kendi duyguları kadar diğerinin duygularını da anlama süreci”nin desteklenmesi oldukça önemlidir. Genel olarak bakıldığında çocuğun davranışları sonucunun diğerlerinin nasıl hissedeceğinin anlatılmasının oyunlarla canlandırılmasının empati gelişimini desteklediği; fiziksel ceza, tehdit, azarlama gibi davranışların ise empati gelişimini engellediği görülmektedir. Ayrıca erken dönemde ebeveynlerle kurulan sıcak, sevgi dolu ilişkinin güven duygusunu sağladığı ve bu güven duygusunun çocukları sadece kendini değil diğerlerini de düşünme konusunda özgürleştirecektir.

Yazan:  Gülçin KARADENİZ / Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi

 Her gün duyduğumuz hatta şahit olduğumuz şiddet içeren olaylar ve diğerlerini benimseyememe “ötekileştirme” söylemlerinden dolayı endişemizin arttığı bir gerçek! Hepimizin nerede yanlış ya da eksik yaptığımızı ve de neler yapabileceğimizi neden bu tarz mutsuzluklar yaşadığımızı düşünmemiz gerekiyor. Bu ay “kendi mutluluğunun diğerinin mutluluğundan üstün olmadığını” ya da “bir başkasının mutsuzluğuna rağmen mutlu olmanın gerçekten mutluluk olup olmadığını” anlayan bireyler yetiştirmekten bahsedelim. Çünkü, çocuğun empati becerilerinin gelişimi desteklendiği takdirde, o, gelecekte mutluluğu bireyselleştirmeyen, diğerinin yaşam hakkı ve mutluluğuna saygı duyan, iyiliğine en az kendininki kadar değer veren mutlu yetişkin olacaktır. Empati kurabilen çocuk, kendi duygularının farkındadır ve ortak duyguları ilişkilendirebilir. Ayrıca kendi duygularını başkalarının duygularından ayırt edebilirken, belli bir durumda başkalarının neler hissedebileceğini düşünebilir.

shutterstock_291453335

Empati bebeklikten başlar

Empatinin gelişiminin köklerinin bebekliğe kadar dayandığını, henüz kendilerini başkalarından ayrı bir varlık olarak kavramayan bebeğin başkalarının sıkıntısından rahatsız olabildiği saptanmıştır. Doğumdan birkaç hafta sonra, yanlarında başka bir bebek ağladığında kendileri de ağlamaktadır. 6 aylık bir bebeğin, bir durumun ya da bir insanın güvenilirliğini tartmak için ebeveynlerinin tepkilerine bakarak sosyal referansları kullanmaya başlıyor olması da bir empati becerisidir. Bir yaş civarında, diğer bireyin üzüntüsüne hareketleri taklit ederek tepki verir. Örneğin; yanındaki bebeğin parmakları acıdığında o da kendi parmaklarını ağzına götürüp acıyıp acımadığını test eder. Annesinin ağladığını gören bir bebek ise hiç gözyaşı olmadığı halde gözyaşını silebilmektedir. Bu örneklerde görülen hareket taklidi çocuk iki buçuk yaşına geldiğinde ortadan kalkmaktadır. Böylece başkasının acısının kendininkinden farklı olduğunu anlamakta ve diğerlerini daha fazla rahatlatacak hale gelmektedirler. Bir oyuncak yüzünden çıkan kavgada oyun arkadaşını üzen on beş aylık bir bebek arkadaşı ağladığında oyuncağını ona verir. Arkadaşının ağlamaya devam ettiğini görünce kendisini sakinleştiren battaniyesini bularak ona getirir. Sonunda arkadaşı ağlamayı keser. Bu olay, bu çocuğun arkadaşının gereksinimlerini kendininkilere benzediği için yapabildiğini göstermektedir.

İki yaşlarındaki çocukların empatik reaksiyonlarında bireysel farklılıklar görülür; bazı iki yaş çocukları sevecendirler, bazıları diğerlerinin üzüntüsüne tepki vermezler, bazıları ise diğerlerinin üzüntüsüne karşı hoşgörüsüzdürler. Diğer insanların duygusal durumlarına karşı gösterilen bireysel tepkilerdeki farklılık, ebeveynlerinin çocuklarına gösterdikleri tutumlardan, çocukların kendilerine model aldıkları anne, baba ve diğer yakın çevredeki bireylerden kaynaklanabilir. Yine empatik tepki verme eğiliminde, cinsiyetler arasında farklılıklar olduğu, kızların erkeklerden daha empatik oldukları ileri sürülmektedir. Bu dönem empatinin gelişiminde, özellikle kız çocuklarındaki empatinin, anneleriyle olan duygusal ilişkilerinden ortaya çıktığı ve anne ile olan yakın, kimlik kazandıran, özdeşleştiren ilişkinin empatiye yol açtığı ifade edilmektedir. Yaklaşık iki-üç yaşından başlayarak ve geç çocukluk dönemi boyunca devam ederek artan karmaşıklıkta, gelişen rol alma yeteneğinin devreye girmesiyle birlikte, çocuk diğer insanların duygularının kendi duygularından farklı olduğunun farkına varmaya ve kendi ihtiyaçlarını belirleyerek olaylara kendi yorumlarını katmaya başlarlar. Bunun sonucunda çocuğun, sosyal çevreye uygun şekilde, karşısındakinin gerçekten neler düşündüğünü ortaya koyan ipuçlarına karşı daha duyarlı olmaya başladığı gözlenir. Çocuk bu dönemde birbirleriyle karşıt olabilen pek çok sayıda duyguya aynı anda empatik cevaplar verebilir. Ayrıca bu dönemde dil becerilerinin hızlı gelişimi sonucu daha karmaşık sembolik ipuçlarının kullanımının bu süreci güçlendirdiği ve çocuğun gelişen olaylar karşısında duygularını daha iyi bir şekilde ifade edebildiği, başkalarının durumuna hangi yardımın daha uygun olduğunu anlayabildiği belirtilmektedir. Altıncı yaşın, empatinin yani olayları başkasının açısından görme ve uygun bir şekilde davranabilme evresinin başlangıcı olduğu varsayılmaktadır. Bu yaştan sonra çocuk kendisini karşısındaki bireyin yerine koyabilmekte ve artık onu daha iyi anlamaya başlamaktadır. Bu da empatinin gelişimi için çok önemlidir. Ancak, empatinin gelişiminde bu düzey somut düşüncenin sınırlılıklarına sahiptir, böylece empatik tepkiler büyük ölçüde anlık somut olay ve sorunlar tarafından uyarılırlar.

Empati sahibi çocuklar yetiştirmek için anne babalar, empati konusunda çocukların ilk ve en iyi öğretmenleridir. Peki neler yapılabilir;

 

  1. Destekleyici ebeveynlik: Bebeklik döneminde kurulan bağlar, çocukların hem kendilerini hem de başkalarını rahatlatmayı öğrenmelerinin temelini oluşturur. Bebekler, ihtiyaçları duyarlı ve tutarlı olarak karşılandığında empati kurmaya yönelik sinyaller alırlar. İlerleyen dönemde ise anne-babaların, çocukları ile kurdukları ilişkilerinde güç iddiasından kaçınmaları ve sevgiyi geri çekme gibi disiplin yöntemleriyle empatik davranışın gelişimine katkı verdikleri şüphesizdir. Katı disiplin uygulanan, şiddet gören çocukların empati düzeyinin düşük olduğu ve bu çocukların başkalarının duygusal durumlarını fark edemedikleri saptanmıştır.

 

  1. Diğerlerini düşünme davranışlarını modellemek: Çocuklar her zaman ebeveynlerinin yaptıklarını örnek aldıkları için en önemli noktalardan biri ebeveynlerin kendi aralarındaki empatik kurgulardır, ebeveynler bu noktada iyi modeller teşkil etmeleridir. Ayrıca ebeveynler çevrelerindeki kişilerle olan iletişimlerinde yaşadıkları duygularını, neler hissettiklerini çocukları ile paylaşarak onlara rehberlik edebilirler.

 

  1. Duyguları adlandırmak: Duyguları tanımlamak ve etiketlemek, çocukların kendi duygusal dünyalarını organize etmelerine yardımcı olmaktadır. Okul öncesi dönemde pek çok çocuk mutlu ya da üzgün olmak kelimelerini kullanır ancak sıklıkla ne hissettiklerini tam olarak anlatmak konusunda yetersiz kalabilirler. Çocuklara bol bol hikayeler okumak, kuklaları konuşturarak duygularını ifade edecek kelimeleri kullanmak faydalı olmaktadır. Çocuk bir kez kendi duygularını anlarsa, başka insanların duygularını da anlar ve eylemleri başkalarını etkilediğinde kendi duygularından referans alabilmektedir.

 

  1. Duyguları yorumlamak: Çocuğun özfarkındalığının arttırması ve başkalarını anlaması için öncelikle anne ve babasının onun nasıl hissettiğini anlaması ve onaylaması gerekir (“O oyuncakla sen oynamak istediğin için kızgın hissediyorsun. Anlıyorum, kızgın hissedebilirsin ama eşyalara zarar vermiyoruz”). “Ben” içeren mesajlar kullanarak (“Bana bir şeyler attığında üzülüyorum”), özfarkındalığı modelleyebilirsiniz. Üzüntü ya da öfke gibi duyguların kabul edilemez olduğu öğütlenen çocuklar, çoğunlukla kendilerini anlamak ve ifade etmek konusunda bocalarlar. Her ne kadar ebeveynlik dürtülerimiz bize, çocuğumuz bocalarken devreye girip bu zor duyguların kaybolmasını sağlamamızı söylese de, onlara ne yapmaları gerektiğini söylemeden, duygularını azaltmadan ya da yargıda bulunmadan bu duygularla başa çıkmaları için onlara bir fırsat vermek önemlidir (“Özür dilerim de!” diyerek araya girmek yerine “Arkadaşın ne hissediyor sence? Ona nasıl yardım edebilirsin?” diye sormak, “Özür dilerim”i model olarak öğrenmesine rehberlik etmek).

 

  1. Yardım etme davranışlarına yönelik rol canlandırma: Küçük çocuklar rol yapma oyunları yoluyla empatiyi öğrenebilirler. Örneğin çocuğun oyuncaklarını alarak bir oyuncağın başka bir oyuncakla herhangi bir şeyi paylaşmadığını ya da birbirlerinin duygularını incittiğini canlandırabilirsiniz. Bu canlandırmanın sonunda çocuğunuza oyuncakların duygularını sorup, duygular üzerine konuşabilirsiniz. Yine çocuktan canlandırılan olaydaki soruna çözümler üretmesi istenebilir. Benzer şekilde bir etkinliği çocuğunuzla birlikte çizgi film izlerken, kitap okurken, resimlere ya da fotoğraflara bakarken de yapabilirsiniz. Belli durumlarda “nasıl yardım edilir” üzerine yapacağınız konuşmalar çocuklara yardım etme davranışını öğretir, elbette bu davranış da model olma ile yaşantıya geçecektir.

 

 

  1. Çatışma çözümünü öğretmek: Çocuk başka bir çocuğa uygun olmayan bir davranışta bulunduğunda iki tarafın da duygularının açık şekilde ifade edilmesi gerekir. Onaylamadığımız davranışı yapan çocuk, o sırada diğer çocuğa yönelik yapılan empatik davranışı görmeli ve duymalıdır, bu nedenle yetişkinin empatik davranışı modellemesi gerekir. Daha sonra uygunsuz davranışı gösteren çocuğun davranışı ile mağdur olan çocuğun duygusu arasındaki ilişki söylenmelidir. Çocuklara davranışlarının sonuçları konusunda farkındalık kazandırmak, diğerlerinin duyguları konusunda farkındalık kazanmalarına da yardımcı olur. Çocuk böylece kuralların nedenlerini anlamaya ve bu sayede dünyayı daha pozitif, tutarlı ve anlamlı bir yer olarak görmeye başlar. İlerleyen aşamada da uygun alternatif davranışları düşünmesine yardımcı olunmalıdır.
Önceki1 / 3Sonraki

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir