- Doğum sonrası iyileşme süreci: Yeni anneler için tavsiyeler
- Soğuk havalar, virüslerin daha kolay yayılmasını sağlar
- 6 yaş sonrası çocukların %10’u alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya
- Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller
- Novakid: Geleceğin meslekleri İngilizce’nin yardımıyla daha erişilebilir hale gelebilir
- 30 dakikayı aşan nöbetler beyinde hasarlanmaya neden olabilir
- Diş eti hastalıkları hamile kalmaya engel olabilir!
- Kadın Sağlığında Bazı Önlemler Asla İhmal Edilmemeli
- Hurafeler yersiz endişe ve stres yaratıyor
HAMİLELİKTE MİGRENLE BAŞ ETMEK
Migren, ancak yaşayanların bilebileceği, insanın hayatını cehenneme çevirebilecek bir ağrı türüdür. Hayatımızın normal akışı içinde bile baş edilmesi çok zor olan migren, hamilelik dönemlerinde ise, bebeğin sağlığı da söz konusu olduğunda başlı başına bir endişe kaynağı olabiliyor.
Endişe içinde yaşamaktansa, migreni tanımak -her baş ağrısı migren midir? hamilelik sırasında yaşanan migren ağrıları için alınan ilaçlar bebeğinize zarar verir mi? migreni tetikleyici faktörler nelerdir? – ve ataklarla nasıl baş edeceğinizi bilmek, bu konuda kontrol sahibi olmanızı hissettirecek ve endişelerinizi giderecektir. Genellikle çocukluk veya gençlik çağında ortaya çıkan migren ağrıları, yaş ilerledikçe azalma gösterebiliyor. Hamilelik sırasında yaşanan migren ağrıları da, kimi zaman azalırken, bazı durumlarda ters yönde gelişebiliyor. Bazı durumlarda, migrenin ilk kez hamilelik sırasında ortaya çıktığı, hamilelerin yaklaşık yüzde 15’inde hafif veya ağır migren tipi baş ağrılarına rastlandığı biliniyor. Hamilelikte yaşanan migrenle ilgili merak ettiğiniz soruları Anadolu Sağlık Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Sema Demirci yanıtladı.
Migren ataklarını azaltın
Migren ve cinsiyet hormonları arasında bir ilişki olduğu biliniyor. İlk adet, adet dönemleri, doğum kontrol ilaçları kullanımı, hamilelik, menopoz ve hormon replasman (yerine koyma) tedavileri, kandaki östrojen düzeylerini etkileyerek migren üzerinde etkilidir.
Östrojenin yükselmesi veya belli bir seviyede süreklilik göstermesinin, hamilelerde migrenin iyileşmesi veya atakların azalmasını sağladığı düşünülüyor. Ancak bu etkileşim, bazı hamilelerde, migren ataklarında kötüleşme veya migren ataklarının ilk defa ortaya çıkması gibi durumları açıklamıyor. Östrojenin hızlı düşmesinin ise, adet dönemi ve doğum sonrası migren ataklarından sorumlu olabileceği düşünülüyor.
Migren hastası hamilelerde, özellikle 2.ve 3. trimester’de, migren ataklarında yüzde 80’lere ulaşan tam iyileşme veya azalma oranları görülebilir. Bu azalma, özellikle adet dönemiyle ilişkili migren atakları olanlarda ve aurasız migrenlilerde (ağrı öncesi veya sırasında ortaya çıkan öncül belirtiler olmayan hastalar) daha fazla gözlenir. İkinci trimester’de şiddetli hamilelik kusmalarının veya hamilelikle ilgili bir problemin olması, migrenin iyileşmesine engel olabilir.
Daha önce migren ağrıları olmayan hamilelerin ortalama yüzde 2-4’ü, hamileliklerinde ilk defa migrenle tanışabiliyorlar. Migren hastası bir hamilede doğum sonrası, özellikle ilk bir hafta içinde, atak görülme olasılığı yüzde 50 civarındadır. Migrenin tekrarlaması, doğum sonrası emzirme yapmayan migrenli annelerde daha sık görülebilir.
Baş ağrılarınızı hafife almayın
Migreni olmayan kadınlarda, hamilelik sırasında migren ortaya çıkma oranı yüzde 2-4 civarındadır. Tüm erkek ve hamile olsun veya olmasın tüm kadınlar, daha önce hissetmedikleri veya daha önceki ağrılarından tamamen farklı, çok şiddetli, artan veya süreklilik gösteren, beraberinde başka bozuklukların eşlik ettiği baş ağrılarında mutlaka ilgili uzmana danışmalı ve gereken araştırmaları yaptırmalısınız. Hamilelerde görüntüleme tekniklerinden en uygunu, manyetik rezonanslı görüntüleme (MR)’dır. Bu tetkikin yapılmasının bebeğe ve anneye hiç zararı yoktur; çünkü ışınla yapılan bir uygulama değildir.
Migren sırasında alınan ilaçlara dikkat edin
Yapılan çalışmalar, migrenli hamilelerle migrensiz hamileler arasında düşük, hamilelik toksemisi (mikrobun ürettiği zehirli toksinlerin kana karışması), doğumsal anormallikler ve ölü doğum gibi problemler açısından fark olmadığını gösteriyor. Ancak özellikle şiddetli migren atakları olan veya şiddetli migren atakları hamilelik süresince sık olarak devam eden hamilelerde, bebeğin gelişimini korumak adına ilaç seçiminde çok seçici davranılması gerektiği için ağrılı dönemlerde nispeten daha hafif müdahaleler yapılır ve bu da hamilenin rahatsızlığını gidermekte çok faydalı olmaz.
Ataklara hemen müdahale edin
Migrenli ve migrensiz hamilelerin bebekleri, gelişimleri açısından karşılaştırıldığında, migrenli hamilelerin bebeklerinde doğum tartısının biraz daha düşük olması dışında fark bulunmamış. Şiddetli ve uzun migren atakları olan hamilelerde bebek stresi ve su kaybı olabileceği için sıvı takviyesi ve gerekirse uygun ağrı kesicilerle atak çok uzamadan müdahale edilmesi öneriliyor.
Migreni tetikleyen faktörler
Migren, hormon tedavileri, alkol alımı, konserve yiyecekler, aspartam (tatlandırıcılarda bulunur), aşırı çikolata veya eskimiş peynir yemek, öğün kaçırmak, stres ya da stresli dönemi takip eden dönemler, gerginlik, üzüntü, depresyon, aşırı ışıklı, flüoresan ışıklı veya yüksek sesli ortamlar, ani hava değişimleri, yüksek rakım, uykusuzluk, aşırı uyuma, kafa travması, aşırı fiziksel efor, yorgunluk ve bazı ilaçlarla tetiklenebilir. Siz de hamileliğinizde bu gibi tetikleyici etkilerden kaçınmaya çalışın.
Bebeğinizin gelişimini takip edin
Hamilelerde ilaç kullanımı, genelde hamileliğin sağlıklı ve zamanında sonlanmasını sağlamak ve bebek gelişimini en iyi olanak sağlamak açısından kısıtlanmalıdır. Ancak tüm sağlık problemlerinde olduğu gibi, fayda-zarar hesapları iyi yapılmalıdır. Uzun süreli ve sık tekrarlayan migren ataklarının bebek ve hamilelik süreci açısından olumsuz yönleri olacağı açıktır. Böyle durumlarda, doktorunuzun önerdiği ve en az riskli olarak tanımladığı ilaçlarla düşük dozlarda tedaviye başlamalısınız. Doktorunuz da tedavi süresince bebeğinizin gelişimini daha yakından takip etmelidir.
Son Haberler
-
Doğum sonrası iyileşme süreci: Yeni anneler için tavsiyeler
Doğum, bir annenin hayatındaki en anlamlı ve unutulmaz anlardan biridir....
- Eklendi Aralık 18, 2024
- 0
-
Soğuk havalar, virüslerin daha kolay yayılmasını sağlar
Çocuklarda bronşitin genellikle kısa süreli (akut) ortaya çıktığını ve sıklıkla...
- Eklendi Aralık 11, 2024
- 0
-
6 yaş sonrası çocukların %10’u alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya
Alt ıslatma, çocuklar arasında sıkça karşılaşılan problemlerin başında geliyor. Aileler...
- Eklendi Aralık 5, 2024
- 0
-
Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller
Çocuklarda ve bebeklerde yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonu olan bronşit,...
- Eklendi Kasım 25, 2024
- 0
-
“Annemde de vardı bir şey olmadı!” diyerek ihmal etmeyin!
Adet sırasında aşırı kanama, şiddetli adet ağrıları, tekrarlayan ve geçmeyen...
- Eklendi Kasım 18, 2024
- 0
-
Novakid: Geleceğin meslekleri İngilizce’nin yardımıyla daha erişilebilir hale gelebilir
İngilizce gibi yabancı bir dil öğrenmek, yaşlanmayı yavaşlatmaktan yaratıcılığı geliştirmeye...
- Eklendi Kasım 6, 2024
- 0
-
30 dakikayı aşan nöbetler beyinde hasarlanmaya neden olabilir
Küçük çocuğu olan anne ve babalar, beyne zarar vereceği düşüncesiyle...
- Eklendi Kasım 3, 2024
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Genital bölge yağ enjeksiyonu ile ilgili merak edilenler
Estetik denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan olmasa da kadınlar...
- 17 Haziran 2024
- 0
-
Seyahat süresince çok uzun süre hareketsiz kalmayın
Sevgili anne adayları; Biliyorsunuz önümüzde uzun bir bayram tatili...
- 8 Nisan 2024
- 0
-
Hepinize keyifli bir gebelik süreci diliyorum
Sevgili anne adayları merhaba. Ben, Kadın Hastalıkları ve Doğum...
- 3 Nisan 2024
- 0
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
0 yorum