- Ağladıktan sonra öksürük krizine giriyorsa dikkat
- Topuk delme, yenidoğanlarda güvenli ve etkili bir yöntemdir!
- Hamilelikte bu egzersizlerden kaçının!
- Oyun bağımlılığı aile hayatını ve sosyal ilişkileri tehdit ediyor!
- Çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor
- Annelere iyot desteği önemli
- ‘R’ harfini söyleyemeyen çocuklar için Gizli neden: Dil bağı
- Çocuklardan mükemmellik beklemek olumsuz sonuçlanabiliyor!
- Masum bir şikayet mi
- Hamile diyabetlilerin oruç tutması riskli
Deprem psikolojisi

Hatırlamak istemediğimiz, korktuğumuz, kayıplar yaşadığımız, günlerce gecelerce tedirgin olarak haberleri izlediğimiz 1999 depreminin ardından yıllar geçse de her birimiz hala aynı acıyla o günü hatırlıyoruz… Yapılan araştırmalar deprem sonrasında genellikle herkesin kaygı ve stres yaşayabileceğini, depresyon, panik atak, uyku sorunları, motivasyon kaybı ve takıntılı düşüncelere sahip olabileceğini gösteriyor. Liv Hospital’dan Klinik Psikolog Selenay Yücel Keleş, depremin çocuklar üzerindeki etkilerini anlatırken ebeveynlere de tavsiyelerde bulundu.
Psikolojik etkileri ve etkilenme düzeyi bireyden bireye değişiklik gösterebilir
Doğal afet travması olarak deprem; birey için dünyanın güvenilir olduğuna dair inançlarına set vuran, bireyin ruhsal dengesini bozabilen olumsuz bir deneyimdir. Depremin ruh sağlığı üzerinde kısa ve uzun vadeli etkilerinin olduğu bilinmektedir.
• Birey ilk aşamada şok dönemindedir ve bu dönemde mantıklı ve gerçekçi düşünememe, karar verememe, dikkat ve hafıza problemleri gibi durumlar yaşayabilir.
• İkinci aşama olayın 2 ve 6 gün sonrasında gördüğümüz tepki dönemidir. Birey bu dönemde yoğun duygusal tepkiler (kaygı, öfke, güvensizlik, korku, suçlama) ve bedensel tepkiler (gevşeyememe, titreme, kalp çarpıntısı, mide bulantısı) gösterebilir.
• Üçüncü aşamada ise birey olayları düşünme ve işlemleme dönemindedir; olayla ilgili konuşmakta zorlanabilir, yas sürecine girer, üzüntü, öfke ve hasret gibi yoğun duygular yaşayarak çatışmalar gözlenebilir.
• Son aşama ise bireyin iyileşme ve yeniden uyum dönemidir. Depremin üzerinden uzun bir zaman geçmiştir ve birey artık yaşadığı olaya direnç göstermez, yaşama uyum sağlar, duygusal ve davranışsal olarak daha iyi hissetmeye başlar, gelecekle ilgili planlar kurmaya, ilk aşamadaki gibi olaya yoğun bir düşünce meşguliyeti göstermemeye başlar.
Depremin psikolojik etkileri ve etkilenme düzeyi bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Yapılan araştırmalar deprem sonrasında genellikle herkesin kaygı ve stres yaşayabildiklerini, depresyon, panik atak, uyku sorunları, motivasyon kaybı ve takıntılı düşüncelere sahip olabileceklerini göstermiştir.
Depremin çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri
• Güvende olmama hissi ve kontrolün kaybı,
• Tekrar deprem yaşamaktan korkma ve binalara tekrar girmekten ve göçük altında kalmaktan korkma,
• Dikkat ve konsantrasyon sorunları, gece uykularında yoğun stres belirtileri gösterme,
• Eskiden hoşlandığı aktivitelerden keyif alamama ve motivasyon kaybı.
Ebeveynlere öneriler
• Çocuğunuzun duygularının ve verdiği tepkilerin normal olduğunu bilmeniz önemli. Yaşadığı korku ve kaygının görülmesi, ifade edilmesi en doğal iyileştiricidir.
• Olayın geçtiğini ve artık güvende olduğunu hatırlatın, şu anda onun yanında olduğunuzu ve onu koruyabileceğinizi hissettirin.
• Sorduğu soruları açık, anlaşılır ve basit cümleler ile yanıtlayın ya da “Şu anda bunun cevabını ben de bilmiyorum ama öğrendiğimde seninle paylaşacağım.” gibi.
• Çocuklarınızın yanında depremle ilgili korkutucu görüntüleri izlemeyin, haberleri konuşmayın ve bu haberleri izlemesine engel olun.
• Eğer çocuğunuz küçük yaş grubundaysa, depremi daha iyi anlatabilmek için oyunlardan faydalanın. Yer kabuğunun sarsılmasıyla ilgili legolardan, bloklardan oyun kurup olayı daha somut hale getirebilirsiniz.
• Birlikte bir deprem çantası hazırlayabilirsiniz, çantanın içindeki malzemelerin neden ve ne işe yaradığını konuşabilirsiniz.
• Bol bol duyguları hakkında konuşun, konuyla ilgili çizimler yapmasını sağlayın, mektuplar yazın. Duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği alanlar kurgulayın.
• Bol bol bedensel temas içinde bulunun, rahatlatın, sarılın, öpün ve kucaklayın.
Son Haberler
-
Ağladıktan sonra öksürük krizine giriyorsa dikkat
Astım, çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığıdır ve dünya...
- Eklendi Nisan 15, 2025
- 0
-
Topuk delme, yenidoğanlarda güvenli ve etkili bir yöntemdir!
Yenidoğanlarda ve özellikle de erken doğum bebeklerde (prematüre) kan örnekleri...
- Eklendi Nisan 10, 2025
- 0
-
Hamilelikte bu egzersizlerden kaçının!
Günümüzde hareketsiz (sedanter) yaşam tarzı sağlığımız açısından en önemli tehlikelerden...
- Eklendi Nisan 6, 2025
- 0
-
Oyun bağımlılığı aile hayatını ve sosyal ilişkileri tehdit ediyor!
Oyun bağımlılığının her geçen gün yaygınlaştığını belirten uzmanlar, bu durumun...
- Eklendi Nisan 2, 2025
- 0
-
Çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor
Kadın kanserleri arasında önemli bir yere sahip olan rahim, rahim...
- Eklendi Mart 28, 2025
- 0
-
Annelere iyot desteği önemli
Boynun ön tarafında bulunan ve adeta tüm vücudun işleyişinden sorumlu...
- Eklendi Mart 24, 2025
- 0
-
‘R’ harfini söyleyemeyen çocuklar için Gizli neden: Dil bağı
Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan...
- Eklendi Mart 22, 2025
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Genital bölge yağ enjeksiyonu ile ilgili merak edilenler
Estetik denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan olmasa da kadınlar...
- 17 Haziran 2024
- 0
-
Seyahat süresince çok uzun süre hareketsiz kalmayın
Sevgili anne adayları; Biliyorsunuz önümüzde uzun bir bayram tatili...
- 8 Nisan 2024
- 0
-
Hepinize keyifli bir gebelik süreci diliyorum
Sevgili anne adayları merhaba. Ben, Kadın Hastalıkları ve Doğum...
- 3 Nisan 2024
- 0
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
0 yorum