Güvenli ayrılma nasıl olmalı?- Özge Selçuk Bozkurt

3 Ağustos 2017

Özellikle çocukların sosyal çevreye adım atacağı dönemde en çok düşündüren konudur. Hep güvenli bağlanmanın önemini, geleceğe etkisinden bahsederiz. Hayatımızın ruhsal yönünde güvenli ayrılma da en az güvenli bağlanma kadar önemli bir yer teşkil etmektedir. İlk bir yaşa kadar çocuğun ihtiyaçlarının zamanında karşılanması önemlidir. Yürüme öncesi dönemde bakımından sorumlu olan kişinin GÜVEN duygusunu geliştirmesi gerekir. İhtiyaçları zamanında ve doğru olarak karşılanan çocukta güvenli bağlanma gelişmesi beklenir. Bakan kişinin tutarlı olması, tepkilerinin olması, yüz ifadelerini kullanması vb. özellikleri de bebekteki bu duygunun gelişimini pekiştirir. 1 yaşından iki yaşına kadar olan dönemde yürümeye başlayan bebeğiniz sizin sunduğunuz güvenli ortamda ilk adımlarını atarak çevreyi keşfe çıkar. İşte bu dönemde eğer “Çevre güvensizdir” algısı çocukta yerleşir ve sizin aşırı korumacı tutumunuzu hissederse, dibinizden ayrılmayan bir çocuk olması gayet normaldir. Bu dönemde zaten bir yetişkin olan çocuğunuzu zaten yanınızdan ayırmadığınız için kontrollü bir şekilde çevreyi keşfetmesine izin verebilirsiniz. Evet çevre günümüzde güvensiz ama bunun öğrenileceği dönem” keşif ve inatlaşma” dönemi olan 1-2 yaş dönemi değil! Bunun öğrenimi çocuklarda takribi olarak sebep sonuç kavramlarının gelişmeye başladığı 3yaş dönemidir. Yani 3 yaşa kadar güvenli ortamda çevreyi keşfetmesine izin verin. Sizin evhamlı yapınızın çocuğunuzu etkileyeceğini unutmayınız. İlk 3 yıl çocuk bakımından sorumlu kişi/kişilerle beraberdi. Artık benmerkezci dönemden çıktığı sosyalleşmenin başladığı 3 yaş sonrasında ise bağımsız adımlarını atmasına fırsat vermenin zamanı geldi. Veee, sizden güvenli olarak ayrılması önemli…

Güvenli ayrılmanın gerçekleşeceği ortam çok önemlidir. Alıştığı, bildiği bir ortamda mı gerçekleşiyor ?
Annenin işe başlaması, seyahate gitmesi…vb sebeplerle kendi evinde yani bildiği bir ortamda yeni kişiye alışma halidir. Daha önceden bildiği bir kişi de olabilir yeni gördüğü bir kişi de. Burada çocukta kaygı yaratacak durum, çocuğun sıkıldığı, uykusu geldiği gibi kaygılanacağı anlarda onu rahatlatıp dinginleştirecek; onu “anlayan” bir kişinin olmaması durumudur. Birlikte kalacak kişinin yetkinliği, çocukla iletişim gücü pratikliği önemlidir.

Yeni bir ortamda tanımadığı kişilere (okul gibi) alışma
Tanımadığı bir ortamda her ne kadar oyun yeri bile olsa çocuğun kendini tedirgin hissetmesi normal olandır. Çevredeki herkes yabancı, ortam yabancı… Kendini güvende hissetmeden çevreye uyum nasıl olabilir ki?

Güvenli ayrılma:
• Bağlandığı kişi tarafından “terkedilmişlik hissi” uyandırmayacak, • Güven duygusunu zedelemeyecek, • Özgüvenini olumsuz etkilemeyecek, şekilde olmalıdır.

Peki ne yapmak lazım?
Önce, çocuğun ayrılamaması ile aslında annenin ayrılamamasını ayrımına varalım
Anneden kaynaklı bir durumsa annenin çocuğun yapabildiklerini gözlemlemesi, neleri yapmada desteklenmesi gerektiği konusunda bilgilendirilmesi ve annenin çocuğa bağlanma sebepleri konusunda gerekirse uzman desteği alması gerekebilmektedir.

Çocukta sıkıntı varsa kaygı oluşturacak durumlar düşünülmeli:
Kalabalık mı? Oyun kurmakta zorluk mu? Annenin yerine geçebilecek “güvenli kişi” eksikliği mi? Ortamın rahatsız edici ( ışık-ses ısı…vb) olduğunu düşünmesi ? Sebep her ne ise güven duyduğu kişi ile ortama uyum sağlaması gerekir. Güven duyduğu kişinin kademeli olarak uzaklaşması önerilir. Bu aşamada yerine geçecek kişi (öğretmen-bakıcı-büyükanne) etkinliğini arttırmalıdır.

Kısa süreli ayrılıklarda büyük anne ve büyükbabaya bırakılması durumunda:
Eğer daha önce sizden hiç ayrılmadıysa ve bu ilk tecrübe olacaksa, ilk önce büyüklerimizle park gibi eğlenceli yerlerde baş başa kalmalarını sağlayabilirsiniz. Onlarla keyifli zaman geçirdikten sonra onların evinde kalacaksa kısa süreli uzaklaşmalar yapabilirsiniz. (Markete ekmek almaya gidip gelebilirsiniz.) Gidin ve fazla
merak etmeden gelin. Sonra süreyi açın ve ona önceden dediğiniz saatte gelin. Güveni pekiştirin. Büyüklerimizi suiistimal edip isteklerini yaptırabildikleri gibi onun temposuna uyamadıkları için canı sıkılıp onlarla kalmak istemeyebilirler. Onlar için de çocuğunuzu “oyalamak” zor olacaktır. Çünkü onun istediği kaygıyı giderdiği kadar can sıkıntısını da gideren yetişkinlerdir. Eğleneceği sevdiği oyunları oyuncakları ve oynama şekilleri konusunda mutlaka onlara bilgi verin.

Evde bakıcıya bırakma durumunda:
Bakacak olan kişinin anne ile birlikte bir süre çocuğun yanında zaman geçirmesi önemlidir. Sizin çocuğunuzla iletişiminizi gözlemlemeli. Anne yakınındayken çocukla iletişime geçilmeli ve kademeli olarak birincil iletişim, yeni kişiye bırakılmalı. Anne evde çocuğa nasıl davranıyor, neyi hangi sıra ile veriyorsa aynen yeni bakıcıda da düzen devam etmeli, bakıcı-çocuk uyumu sağlandıktan sonra ihtiyaç varsa rutin değişikliğine gidilmeli.

Okula başlamadan önce:
Temkinli yapıdaki çocukların uyum sürecinde mutlaka güven ve tutarlılık olmalıdır. Okul sakinken kendi sınıfında öğretmen anne ve çocuk zaman geçirmeli, 30 dakika içinde anne ile oyun iletişimi yerini öğretmen ve çocuk iletişimini bırakmalı sonunda anne sınıf kapısı ve bekleme salonu şeklinde son bulmalıdır. İkinci gün kısa süreli okulda sınıfında arkadaşlarıyla kalış şeklinde olmalıdır. Unutmayın süre önemli ve sizin dediğiniz saatte ya da dediğiniz etkinliğin bitiminde onu almanız önemlidir. Onun içini rahatlatmak “Biraz oynayacağım, oyunum bitince annem beni almaya gelecek” diyebilmesi önemlidir. İlk günler sıkılmaya kaygıya düşmemesine özen gösterin. Hastalık durumu da güvenli ayrılmayı zorlaştıran bir durumdur. Kendini iyi hissetmezse sizden; güvenli bir kucaktan ayrılmak istememesi normal olacaktır.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir