Yaz okulu mu, bakıcı mı, anneanne mi yoksa babaanne mi?

18 Haziran 2015

Tatil geldi çattı. Peki, çocuklar ne olacak? Çalışan anneye de, evde ki anne ye de afakanlar basmış olmalı. Her yaz özellikle büyük şehirlerde yaşan ailelerin en büyük sorunudur tatil. Spor okulu, sanat okulu, bilim okulu, müzik okulu, resim okulu, bakıcı, komşu teyze, acaba hangisi çocuğunuz için doğru olan? Anneanne ile yazlık, babaanne ile gezmece belki de komşu teyze. Tüm bunlar bir yana iki konu var gündemimde. Birincisi büyüklere emanet edilen küçüklerde son zamanlarda sıkça rastlamaya başladığımız “kaygı sendromu”, ikincisi ise “çok sevilen torun sendromu.”

“Kaygı Sendromu” uzmanlarında son zamanlarda sıkça değindiği korkular yüzünden, temkinli yaklaşımın bir üst boyutu. Yani; karanlık yüzünden tuvalete gitmemeye, düşerim diye balkona çıkmamaya, “ya yanlış yaparsam “diye beceriyi denemeye korkan çocukları açıklıyor. Büyük babayla yarışıp hep yenen çocuk, babaanneyle pasta yapıp en çok kendi pastası beğenilen çocuk, hayatın gerçekleri karşısında maalesef savunmasız kalıyor. Korku öğrenilmiş bir duygudur. Aman çocuğa bir şey olacak kaygılı büyüklerimiz ise bir yandan haklılar, diğer yandan da çaresiz. Küçük kızım 4 yaşındayken 2. Kattan düştüğünde( şükür ki bir şey olmadı) kendimi suçladım. Anne babama bu korkuyu yaşattığım için…Bir daha düşünün ve onları bunun için suçlamayın lütfen.

“Çok sevilen torun sendromu” ise bu arada bunu ben uydurdum. Şu aralar hani etrafta gördüğümüz sınırlarını bilmeyen özgür ruhlar var ya işte onların yaratıcısı olan sendrom. Lider olmazsa, yenilirse, biri “ama sen yapamadın bak böyle yapıcan “ derse kopan çocuklar. Çünkü onlar hep, “ ooo sen mükemmelsin beni bile geçtin” sonucuna bağlanan oyunlar oynuyorlar. Kurallı hiçbir şeyi kabul etmiyor ve işine gelmez ise vazgeçiyorlar. Akademik eğitim dışında(tabi ikna edilmişse) tüm eğitimlere kapalılar. Eğer geçmiş deneyimlerden hareketle çocuğun ve ailenin paylaşımlarının bu yolda olduğunu gözlemlediyseniz DİKKAT! Bir daha düşünün. Tabi bütçe yetmiyor, konseptler çok pahalı diyorsanız, emin olun uzman yardımı almanız gerektiğinde ki seanslardan daha ucuza gelecek… Bakıcı teyzelerin “aman allahımmmm” ı da var, “ Muhteşem ve mucizeleri de onlara haksızlık etmeyelim. Beklentilere göre değişir. Gelelim” çocuklar yaz okullarında ne yapar? “konusuna. Bir kere önce lütfen kabul edin “TATİL YAPAR VE EĞLENİRLER” Zaten 3-4 haftalık süreçlerden bahsediyoruz, ne piyanist olurlar, ne de yüzücü, ne ressam olabilirler, ne de bilim insanı.

“Eğitim eğitim” diye spor kampı ya da sanat kampı havasında dahiler yetiştirdiğini öne süren kurumları lütfen bir kez daha düşünün. Çünkü çocukların 3 gün sonra “gitmek istemiyorum” diye isyan bayrağını çekme olasılıkları var. Sevecekleri ve mutlu bir şekilde gidecekleri programları seçin. Seçin ki ödediğiniz paralar yanmasın. Spor eğitimi yaş gruplarına göre değişen sürelerde efektif dönüş sağlar. Bunu da en iyi birlikteyken paylaştığınız zamanda anlarsınız. Duymuşsunuzdur. “Bizim ki bir hafta kursa gitti hemen yüzdü, DAHİ” Hayır hem yetenekli, hem de zaten hazırmış, yüzmüş. Yüzme eğitimi kısa soluklu bir süreç değildir. Yüzme, Tenis ve Basketbol da en az 4 haftalık süreçlerde fark gözlemleriz. Çocuğun yaşı ve becereileri zamanı değiştirir. Ama siz siz olun, ne “Muhteşemsinnn”, ne de “Beceriksizsinnn” şeklinde ki değerlendirmelere girmeyin. Çünkü onlar önce tatil sonra eğlence için bu kamplara gidecekler, öğrendikleri de karları olacak.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir