Romantik Hindistan

5 Şubat 2019

Hindistan’a yolculuk kimilerine göre büyülü, kimine göre Slumdog Millionaire filminden bir kare. Benim deneyimim ise renkli, etkileyici ve lezzetli. Tekrar gider misin sorusunun cevabı kesinlikle olunca sizinle de bu romantik deneyimi paylaşmak istedim.

Hazırlayan: Canan Demiray

Çocuklar bu kez, evde. Hem ilk gidiş hem de evlilik yıldönümü söz konusu olunca, bu sefer anne baba olarak başbaşa yoldayız.

O küçük beyaz binaya doğru

Sebebi ziyaretimizin cazibe merkezine doğru Yeni Delhi’de uçaktan sabaha karşı inerek vakit kaybetmeden yola koyuluyoruz, istikamet Tac Mahal’e evsahipliği yapan Agra.  Hintliler şaka amaçlı ‘hmm şu küçük beyaz binaya mı gidiyorsunuz?” diyorlar. Haritadan karayoluna bakınca yakınmış deseniz de, ülkenin trafik durumu iki saatlik yolculuğu dört saate çıkarabiliyor. Ekspres tren de iyi bir alternatif ancak bizim inişimizden bir kaç saat sonraya denk geliyor. Transfer aracımıza atlıyoruz ve üç saatlik yolculuğumuza başlıyoruz.

Namaste

Otelin kapısındaki yetkililer namaste diyerek karşılıyor, alnımıza bindi denilen aşina olduğumuz kırmızı noktadan sürülüyor, böylece iyi şans bizimle. Oberoi Amarvilas’da odamız ise yemyeşilin içinde inci gibi görünen Tac Mahal manzaralı. Yorgunluğumuzu hızlıca atıp şehir keşifleri için yola çıkıyoruz.

Agra Kalesi, ya da diğer adıyla Kızıl Kale ilk durak. Babür Sultanlarının yaşamlarına dair detayları burada duymaya başlıyoruz. Bir Game of Thrones olmasa da Babür Sultanları, onların öncesi, sonrasında rani, raca, mihrace derken titrler, aileler oldukça fazla. Kalede, sultanların yaşamlarını nasıl geçirdikleri ve saray bahçelerini gördükten sonra bebek Tac Mahal olarak da anılan  İtimad-ud Daula Türbesi, Mehtab Bagh yani mehtap bahçesi ve ardından Kinari pazarıyla günümüzü tamamlıyoruz. Lakin akşama merakla beklediğimiz bir tur var.

Ayışığında romans

Tac Mahal, dolunay öncesi sonrası iki gün ve dolunayda gece ziyaretine açık oluyor. Az sayıda bilet vakit yaklaşınca tükeniyor. Yorgunluğa jetlag’e inat, hem gece hem sabah gelmeye kararlıyım! Yanınızda cep telefonu,selfie çubuğu, tripod ve hatta kol saati bile almanız yasak.  Fotoğraf makinesine izin var ancak almıyorum, zaten 30 dakika kalabilecekken anda kalmayı tercih ediyorum.

Dört güvenlik geçişinin ardından dev kapının ardında muhteşem mimari bizi bekliyor. Ayın tam tepesinde olacağı düşüncem hayalimde kalıyor, bulutlar acımasızca ışığı Tac Mahal’den saklıyor. Gecenin sessizliğini bozan tek şey arada çıkan deklanşör sesi. Yakınına gidemeden hayranlıkla bakıyor, ayışığında el ele otelimize dönüyoruz. Esas ziyaretimiz gün doğumuyla.

Aşk nedir göster  bana

17.yüzyıldayız. Babür İmparatoru Cihangir’in oğlu Şah Cihan, daha 14 yaşında Meena pazarında görüp aşık olduğu, 20 yaşına geldiğinde üçüncü eşi olarak sarayına aldığı Ercüment Banu Begüm ile büyük aşk yaşıyor. Şah Cihan tahta çıkınca eşine de Mümtaz Mahal ismini veriyor. Yani Sarayın Mücevheri. Eşi özel ve güzel ama Şah’a önerdiği stratejilerle desteğini de unutmamalı. Ne de olsa imparatorlukta kadınların da siyasi gücü var. Üstelik iyi bir de satranç oyuncusu; hatta şahla tacına oynayıp kazandığına dair bir söylenti de var.

Mümtaz 14. çocuğuna hamileyken, Şah savaşa giderken yanında gitmek istiyor, ancak burada doğum esnasında yaşamını yitiriyor. Ölüm döşeğinde üç şey istiyor: “ 1- Çocuklarımızı ihmal etme 2-Yeniden evlenme 3- Bana olan aşkını gösterecek öyle bir şey inşaa et ki yüzyıllar boyunca herkes konuşsun.“ Mümtaz Mahal’in ölümünün ardından sarayda iki yıl yas varmış. Hatta Şah Cihan’ın saçları bir gecede beyazlamış da diyorlar.

Hazineyi oldukça zorlayan Tac Mahal inşaatının ardından nehrin karşı kıyısına kendisi için de siyah mermerden bir anıt yaptırmak isteyince Şah Cihan’ı oğlu tahttan indiriyor  ve son yıllarını Kızıl Kale’de ev hapsinde camından eserine bakarak geçiriyor.

Yedi Harika’dan birine kavuşmanın dayanılmaz hafifliği

Önce havuza yansıyan görüntüsü, ardından da kendi tüm ihtişamıyla bizi karşılıyor.Tac Mahal’in havuzunun kenarından yürürken mimarinin içerdiği sembolleri öğreniyoruz. İyi rehberle gelmek kesinlikle önemli.  33 metrelik göğe doğru uzanan dışa eğimli minarelerin güzelliği bahçeden daha iyi görülüyor. Kapısının dört yanını çeviren Yasin Suresi, siyah mermerden işlenerek buraya yerleştirilmiş. Yaklaştıkça inci, akik, yakut, zümrüt başta olmak üzere on binlerce taşın da mermere kakıldığını görüyorsunuz. Düşünün firuze Tibet’ten, yeşim Çin’den, siyah mermer Belçika’dan derken  28 farklı taş, dünyanın dört bir yanından taşınmış buraya. 1000 fil, 20 bin işçi 22 yıllık yapım süresinde ne kadar para harcandığını hesaplamak güç.

Şah Cihan dünyada cennet yaratmaya çalışmış Mümtaz’a. 64 parça değerli taşla yapılan lotus çiçeği ise Tac Mahal’in içine girdiğinizde karşınıza çıkıyor. Dantel gibi işlenmiş mermerlerin arasından sızan ışık size büyülü bir oyun oynuyor. Yapının dışı ise günün ilk saatlerde pembesi bir renge bürünüyor.

En romantik anıttan, romantik göller şehrine

Rajasthan’ın gölleriyle ünlü şehri Udaipur’un en romantik eylemi Şehir Sarayı manzarasına karşı tekneyle Pichola gölünde bir gezinti. Suyun üzerinde yüzer gibi görünen Jag Mandir Sarayı, düğünler ve davetlerde kullanılmak için yapılmış. Şehrin bir diğer ikonik yeri ise yine gölün üstünde bembeyaz parıldayan Taj Lake Palace. Otel olarak kullanılan eski saray, yemeğe dahi sadece konaklayan misafirleri ağırlıyor. Biz, Hindistan’a özgü masala çayımızı burada alıyoruz. Buradan tekneyle gölün kenarında binbir gece masalına daldığınızı hissettiren Oberoi Udaivilas’da ise gün batımında kadeh tokuşturmak harika bir fikir. Bir diğer öneri;  Fateh Prakash Sarayı’nın terasında göl manzarasına karşı yemek olabilir.

La vie en rose: Pembe şehir Jaipur

Mistik tapınakları, ganj suyuyla doldurulmuş banyoları, pembeye boyanmış binaları, 953 pencereli Hawa Mahal’i, şehre hakim heybetli kalesiyle görülecek çok noktası var Jaipur’un. Buradaki romantik önerim önce astronomik gözlem evi Jantar Mantar’a gitmeniz.

Hint astrolojisi, Hinduizm için vazgeçilmez unsurlardan biri. Astronomi alanında çalışan Mihrace Jai Singh II tarafından  1734’de yaptırılan bu açık hava gözlem evi insanı hayrete düşürüyor. Biz şanslıyız, burada rehberimiz astrolog denecek kadar bilgili. Eşimle astrolojik uyumumuza ve el falımıza bakıyor. Romantik ve keyifli sohbetin sonunda beni şu sözleriyle kaybediyor: “Kızmazsanız bir şey söyleyeceğim, eşiniz oldukça sabırlı, siz de çok tatlısınız ama tatlı bir zehir gibi”.

Başkentte romantik köşeler

Bambularla çevrili yolları, nilüferlerin yüzdüğü havuzlarıyla Garden of Five Senses’de yürüyüşe çıkabilir, şehre gün batımında kuşbakışı bakmak için Delhi Eye’la göğe yükselebilir, The Imperial’da çay saatine katılabilir, Hauz Khas Village’de gölü arkanıza alıp geyik parkında keyif  yapabilirsiniz. Indian Accent, Hindistan’ın lezzetlerini ve geleneklerini yaratıcı bir şekilde sergileyen şık bir restoran. Delhi’nin kaotik bölgeleri sizi ürkütmesin, bunlara benzer bir çok alternatif şehrin yeni bölümlerinde mevcut.

Doğunun kazandırdıklarını atlamamalı: Ayurveda, Tantra, Kamasutra

Ayurveda, Hindistan’dan gelen 5000 yıllık bir şifa geleneği. Kendini tanıma ve doğayla uyum içinde yaşamayı öğrenme bilgisi demek de mümkün.  Ülkenin Ayurveda üssü olan güneyinde, yoga,meditasyon, çiftlere özel anda farkındalık ve partnerle bütünleşmeyi hedefleyen tantra felsefesini de anlatan günlük yada haftalık kamplar var. İyileştirici bir deneyim sağlamak için nefes egzersizleri yapılıyor, masaj ve terapilerle çakralar dengeleniyor. Koçlar eşliğinde farkındalık tekniklerini nasıl yaşamınıza dahil edebileceğiniz öğretiliyor.  Mindfullness bu kadar popüler bir konuyken siz de belki bu açıdan değerlendirmek isteyebilirsiniz. Bu arada Hindistan günümüzde oldukça muhafazakar bir ülke olsa da, kamasutranın  M.Ö. 4. yüzyıl civarında yazıldığını, hatta Khajuraho yakınlarındaki tapınaklarda taşlara kazındığını da söyleyip konuyu bağlıyorum.

Romantik selfie’lerden grup selfie’lerine

Beyaz tenli, Avrupalı olunca burada yerlilerin büyük ilgisini çekiyorsunuz. Sayısız selfie çektirmek isteyenler olacağını söyleyebilirim. Sizin romantik karenize bir anda yerli bir grup insan dahil olmak isteyebilir. Üstelik eşim gibi bir Bollywood yıldızına da benzetilirseniz hiç kaçışınız yok. Ama kendisinin de bu ilgiden şikayeti yoktu sanki.

Bir başka bahara belki ailece

Renkli Hint düğünlerinden birine davetli olmak, ya da bir ucundan dahil olabilmek ne harika olurdu. Bu ilk sefer ziyaretle olmadı ama çocuklarla geleceğimiz bir sonraki sefere!*

Kızların en iyi arkadaşı ilk buradan çıkmış

18.yüzyılda Brezilya’dan önce elmas Hindistan’ın bir kaç nehir deltasında bulunmuş. Değerli taş madenlerini İngilizlerin tükettiğini söylüyorlar ancak mücevher tasarımı konusunda uygun ve iyiler. Gem Palace iyi üreticilerden biri.

Kast romantizme karşı

Kast sistemi kalkmış olsa da kırsalda yerleşmiş adetleri ortadan kaldırmak zor. Dul kalan bir kadının tekrar evlenmesi de tüm kastlar yasak. Farklı kasttan biriyle evlenmek kabul edilen bir durum değil. Görücü usulü evlilikler sürerken, astrolojik uygunlunluk gözetilen bir konu.

Dünyanın en büyük film endüstrisi, en çok öne çıkan tema aşk.

Yılda 1000 film yaparak Bollywood Hollywood’u geride bırakıyor. Milyonlarca insanı beyaz perdeye davet eden filmlerde ise en çok işlenen konu aşk.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir