DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI

5 Aralık 2014

Her yıl 12 bin doğumsal (sonradan kazanılmış olmayan) kalp hastası bebek doğuyor. Günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıkları bile başarıyla tedavi edilebiliyor.

Çocukluk çağında görülen kalp hastalıklarının önemli bir bölümünü (istatistiklere göre her 1000 bebekten 8’i kalp hastalıklarıyla dünyaya geliyor) doğumsal kalp hastalıklarından oluşuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Şükrü Mercan, Türkiye’de her yıl 12-13 bin civarında yeni doğan çocuğun doğumsal kalp hastalığına yakalandığını belirtiyor. Doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gelen çocukların büyük bir bölümünün iyileşebilmesi için cerrahi müdahale gerekiyor. Konuyla ilgili soruları, uzmanımız Doç. Dr. Şükrü Mercan yanıtladı.

HASTALIKLARIN OLUŞMASINDA NELER ETKİLİ?
Doğuştan gelen kalp anomalileri: kalp delikleri, damar tıkanıkları, kapak bozuklukları, kalp odacıklarının tam gelişmemesi, ritim problemleri ve kalbe girip kalpten çıkan, akciğere giden damarların anne karnında ters gelişmesi sorunlarından oluşur. Doğuştan gelen kalp anomalilerinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, akraba evliliği, radyasyon, hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması, çocuğun down sendromlu olması ve hamilelik sırasında alkol ve sigara kullanımı gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Genetiğin de etkili olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Mercan, “Gözlemlerime göre, doğuştan gelen kalp hastalıklarının kardeşlerde görülme sıklığı diğer çocuklara göre biraz daha yüksek. Ayrıca sosyo-kültürel düzeyi düşük ailelerin çocuklarında da, hamilelikteki doktor izleminin yetersiz olması dolayısıyla kalp hastalıkları daha fazla oranda görülüyor. Bunun yanı sıra çocukluk çağında geçirilen bazı boğaz enfeksiyonları da daha sonra çocukta kalp rahatsızlıklarına yol açacak kalp romatizmasına neden olabiliyor” diye belirtiyor.

CERRAHİ MÜDAHALE
Çocuklardaki kalp hastalıklarının tedavisinde erken müdahalenin büyük önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Mercan, gelişen cerrahi yöntemleri, anestezi teknikleri ve yoğun bakım hizmetleri sayesinde artık 1-2 günlük, düşük doğum ağırlıklı, 1000-1500 gr ağırlığındaki bebeklerin bile başarıyla ameliyat edilebildiğini belirtiyor: “Çocuklarda cerrahi girişim zamanı her anomaliye göre değişmektedir. Örneğin, özellikle kalbin üst kulakçıklarında (atriumda) yer alan kalp deliklerinde ameliyat için acele etmemek gerekir. Ancak geniş bir delik olması durumunda, çocuğun normal büyümesinin engelleneceğinden, kilo alımında azalma ve efor kapasitesinde kısıtlanma oluşacağından, bu çocukların teşhisten hemen sonra ameliyat edilmeleri gerekir. Eğer damarlar tersse ve başka bir patolojik durum yoksa, çocuk doğduktan sonra 10 gün içinde ameliyata alınmalıdır. Aksi taktirde, ilk 10 gün içinde ameliyat edilmezse, tamamen normal bir kalp olma şansını kaybeder çünkü 10 günden sonra yapılacak ameliyatların niteliği daha farklıdır.”
Ciddi ve erken müdahale gerektiren doğumsal kalp hastalıkları konusunda, aileler için uyarıcı belirti, çocuğun doğduktan hemen sonra morarmaya başlamasıdır.

AMELİYATTA HANGİ UZMANLARA İHTİYAÇ VAR?
Ülkemizde de çok az merkezde gerçekleştirilen çocuk kalp cerrahisinin başarıyla gerçekleşebilmesi için, ekip çalışmasına ihtiyacı vardır. Ameliyat ekibi, çocuk kalp cerrahı, asistanı, ameliyat hemşiresi, anestezist, pompa teknisyenlerinden oluşmalıdır. Ameliyat öncesinde bir pediatrik kardiyolog çocuğu muayene ederek cerraha yönlendirir. Ameliyat sonrasında da donanımlı bir çocuk yoğun bakım merkezi, deneyimli yoğun bakım elemanları ve pediatrik yoğun bakım doktoru görev yapar. Ameliyat sonrasında çocuğun yaşam kalitesi, anomalinin tipine göre değişir. Eğer çocuğun hastalığı doğuştan gelen basit bir delikse, başarı oranı yüzde 100 civarındadır. Belirli bir dönem doktor kontrolünden sonra çocuk sağlıklı yaşıtlarının durumuna gelebilir. Damarların tersten çıkması durumunda da, yapılan ameliyatlardan hemen sonra, çocuklar diğer sağlıklı çocuklarla aynı düzeye gelebilirler. Ancak pediatrik kardiyologların takibinin devam etmesi ve belirli dönemlerde kontrollerin yapılması önemlidir.

Belirtilere dikkat!
En sık görülen doğumsal kalp anomalisinin halk arasında genel olarak ‘kalbin doğuştan delik olması’ şeklinde tanımlanan kalp hastalığıdır. Doğumsal kalp hastalıklarının çok farklı belirtilerle seyreder. Özellikle kalp deliklerinde ailelerin çocuğun sık nefes alması, aşırı terlemesi, çabuk yorulması, kilo alamaması gibi belirtilere karşı uyanık olmalılar. Çocuk çabuk yorulduğu için annenin emzirme süresi uzar. Çoğunlukla bebeğin rengi soluktur ve kilo almasında sorunlar vardır. Temiz kanın kirli kana karıştığı ya da akciğere az kanın gittiği durumlarda ise çocuğun dudağında, burnunda ve tırnak yatağında morarmalar meydana gelir. Damar ve kapak darlıklarında ise çocuk morarır, bayılacak gibi olur ya da bayılır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir